15. BÖLÜM

4.3K 145 19
                                    

-'Dualarla duvarlara vurdum da sensizliği, sen gelene kadar ölmek bilmedi. Sen varken her şey daha gerçek. Denizin mavisi, güneşin sarısı, anne kucağında bebek, ayağındaki cennet gibi. Sen varken her şey daha özgür işte. Uçan kuşlar, laik bir millet gibi. Ve sen varken herşey daha anlamlı. İki sevenin bir dileği mutluluk gibi.'

Kulağıma dolan bu sözlerle karşımdaki manzaraya öylece bakıyor ve bunca zaman kaçtığım için kendime kızıyordum. Bi an bütün hayatım film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Her anımı zihnimde didik didik inceledim ama beni bu kadar özel ve mutlu hissettiren başka bir anım olmadığını farkettim. Benim için yağmurdan kaçmak gibiydi onu sevmek. Şimdi şemsiyenin altına saklansam ne çare, çoktan sırılsıklam oldum.

Karşısında büyülendiğim manzara doğru ilk adımımı attım ve güçlükle gözlerimi çektiğim manzaradan ani bir hızla arkamda ki adama döndüm. Ve içimden söyledim yine ona dile getiremediklerimi.

Bir çift ela gözün çimen yeşiline çalan kıvrımlarında gördüm ilk; bir adamın bir kadını ancak bu kadar sevebileceğini.Gözlerine yansıyan bakışlarımda, bir adamın ancak bu kadar sevilebileceğini gördüğüm gibi. Meğer kimse senin gözlerinle bakmamış bana. Ben kimsenin gözlerinde yitip, o gözlerle seyre dalmamışım dünyayı, senden önce. Aşk; aşk olalı böyle bir hal, böyle bir duruş yakalamamış. Bir çift gözbebeğine cennet bahçelerinin gölgesi gibi inen, her biri yüreğimi tam da orta yerinden vuran kirpiklerde.Kokundan tanıdım seni. Yıllardır arayıp da bulamadığım o koku. Deniz kokusu kadar büyülü, bebek kokusu kadar saf, taze ekmek kokusu gibi sıcacık. Bir yandan da gibi'si olamayacak kadar tanımsız. Tüm kelimeler, senin dünya üzerindeki varlığını bildiğim gün yeni baştan vücut buldular, gerçek anlamlarına şimdi kavuştular. Peki ya kokun olmasaydı ? Ya tanıyamasaydım seni ?

İçimden konuşurken gözlerimin bana eşlik ettiğini anladığımda yanağımı ıslatmıştı mutluluk göz yaşım. Bana yaklaşmaya başladığında soluklarım yine boğazımdaydı.

Yüzüme eğilip göz yaşımdan öptü beni. Hiç bir göz yaşı, hiç bir öpücük daha anlamlı olamazdı dünyada.

-'Beğendin mi ?'

Arkamı dönüp tekrar baktım o muhteşem manzaraya. Bu benim hayatımda gördüğüm en güzel manzaraydı. Tavandan salınan pamuktan yapılmış bulutlar, duvarların güzel mavisiyle adeta gökyüzünü bir odaya sokmuştu. Bulutların arkasından güneş gibi süzülen spot ışığı bulutların hemen altında duran kırmızı kareli yer bezini ve onun hemen üstündeki piknik sepetini aydınlatıyordu. Yer bezinin altındaki çim halıyla da birlikte beton oda güneşli bir sahile dönmüştü. Soğuk Aralık ayında bir insanın içini en çok ısıtacak manzara tam karşımda duruyordu. Beğendin mi de ne demekti ?
Varlığınız diyorum bayım. Meğer cennet varlığınızmış. Meğer ben ölmüşümde size gönderilmişim. Kabirmiş dünya, sizden öncesi hep azapmış. Sizinle ölümsüzlük bulmuş varlığım. Sonsuzluk denilen şey aşkınızmışta ben bilmiyormuşum. Nasıl farkedememişim gönlüme girdiğinizde yeniden dirilişimi ? Ölü kalbimin hissizliğinden miydi bu ? Can buldu gelişinizle, göğüs kafesine hapis kalbim sizinle göklerde özgürlüğüne kavuştu. Ama yok şimdi! Nerde beni tutuklayan yazgılar ? Tek hapsim kalbinizdeki özgürlüğüm artık. Lakin beraat istemem bayım, müebbet aşkınıza talip gönlüm.

-'Beğenmek mi ? Öldüm'

Seyre daldığım gözlerinin gülümsediğini gördüm.

-'Gel benimle'

Elimden tutup ilerledi. Yer bezinin hemen yanına geldiğinde ayakkabılarını çıkartıp oturdu tam bende yanına gitmek için ayakkabılarıma eğilirken bir öksürük sesiyle beni durdurdu.

-'O şeref bana ait'

Cümleyi idrak etmeye çalışırken ayaklarımın üzerindeki ellerini hissettim. Ayakkabıyı ayağımdan çıkartırken gözlerini gözlerimden ayırmıyor ve bakışlarıyla adeta göğsümü delip geçiyordu. Evet ayakkabım camdan değildi üstelik giydirilmiyordu da ama ben o an Sindirella gibi hissediyordum. Yanına oturur oturmaz benide kendiyle çekerek yere uzandı. Başımı göğsüne koyduğumda.

'-Ölmüştüm ve şimdide cennete geldim  sanırım.'

Ayyyy dışımdan mı söyledim ben onu ? Allah'ım bu sefer sahiden sana geliyorum.

İçimden söylenmem bir yana dursun. Bir yük düşmüştü sanki göğsümden. Dilim ona aşkını itiraf etmek için çırpınıyormuş da ben hep ısırıp kanatıyormuşum meğer.

Güçlü kollarını daha sıkı sarmıştı minik bedenime. Yüzünü göremesemde tebessüm ettiğini hissediyordum. Bir süre öylece uzanıp pamuktan bulutlarımızı seyrettik. Hayatımın bu anı ömrümde yaşadığım en huzurlu andı. Yaşadığım huzur gelen bir sesle durdu.

-'Ne hissediyorsun ? Yani bana karşı'

Duyduğum soru karşısında tedirgin olmuştum. Birazda korkmuştum hislerimi dile getirmekten.

Uzandığım göğsünden kalkarak bağdaş kurdum köşede ve utangaç bir tavırla yüzüne baktım.
O da ani bir hızla önümde bağdaş kurup ellerimi tuttu.

-'Bunu duymaya hakkım var Sinem. Her şeyden önce buna ihtiyacım var'

Birkaç saniye düşündükten sonra güneşi andıran spotu işaret ettim.

-'Ben seni güneşe benzetirdim hep. Öyle parlaktın ki gözümü alırdın, içimi ısıtırdın. Sonra benim ömrümü aydın, ateşinle tenini yaktın. Yakıyorsun hala, yanıyorum. Sahiden, eriyorum seni izlerken. Gözlerine akıp gidiyorum sonra. Birde kokun var tabi. Senin haberin yok ama benim nefesim olan. Seni bana getirip, beni benden alan kokun var. Ama onu anlatmaya ömrüm yetmez ki benim. Aslında sana söylemek istediğim kâinatı aşan kelimeler var içimde. Yıllarca yazsam bitmeyecek türden. Ama sen şimdi sadece karşımda otur ve ışığınla aydınlat beni olur mu ?'

Kurduğum bu uzun cümlenin heyecanını ve utancını içimde bastırmaya çalışırken yer bezinin desenlerini inceliyordum. Çenemde hissettiğim parmaklarla başımı suretine kaldırdım. Kala kalmış öylece bakıyordu suratıma. Ve bu beni daha çok utandırıyordu. Tam tekrar başımı eğmiştim ki parmaklarıyla çenemi daha sıkı kavrayıp kendine çekti. Dudaklarımız yine mühürlenmişti ama bu defa aşkın tadına doyasıya bakacaktı..

Tekrar merhaba canlarım. Sizi çok uzun süre beklettiğinden bir bölümü daha borç bildim 😊 Ne yalan söyleyim aldığım mesajların da gazıyla parmaklarım durmak istemedi. Umarım beğenirsiniz. Lütfen yorum yazmayı unutmayın. Öpüyorum ballarınızdan.

9. Öpücük (Abim Bana Aşık)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin