16.BÖLÜM

4.7K 123 27
                                    

Bir yerde okumuştum. Yapılan araştırmalara göre öpüşmek insanın ömrünü uzatıyormuş. Ömrüm uzar mı bilmiyorum veya bu tespit doğru mu ama bana öpüşürsen öleceksin deseler ölümüm böyle olsun derdim. Sinan'ın dudaklarından.

Dudaklarımız birbirinden ayrılırken ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. Uyanmak istemediğim bir rüyadaydım biri beni çimdikliycek diye ödüm kopuyordu. Gözlerim yine eşlik etmişti içime sığdıramadığım mutluluğuma.

-Bitanem neden ağlıyorsun ?

-Ağlamak mı ? Ne ağlaması ? Ağlamıyorum. Hala iyileşmedim biliyosun gözlerim yanıyor.

Tabiki de sulu göz olduğumu çaktırmayacaktım bir kere ağlamıştım zaten yeter di. Bu kadar şımartmaya gerek yoktu. Dimi canım ?

-Benim sevgilim hastaysa benimde olmam lazım bence ? Biraz daha mı öpüşsek ne dersin ?

-Ahahahh pes yani bu kadar fırsatçı mıydın sen ?

-Galiba biraz öyleyim ama fırsatları değerlendirmek lazım yani ne demişler; Fırsat, herkesin ayağına gelir; ama fırsatı değerlendiren azdır. Şanslısın senin sevgilin zeki bi adam.

-Gerçekten pes şoktayım şuan.

-Artık bişeyler yesek mi ?

-Yedim geldim ben biliyosun. Pek aç sayılmam.

-Ben henüz kahvaltı yapmadım. Kurt gibi açım valla. Aslında beraber kahvaltı yaparız diye düşünmüştüm ama sen annem kahvaltı hazırladı deyince bişey diyemedim.

-Bir dahaki severe beraber yaparız.

-Hee aynı hazırlıktan bir daha istiyorum diyosun ?

-Eee yani tadına baktım bir kere bundan sonra beni kolay kolay doyuramazsın.

Mükemmel geçen saatlerin ardından ayaklarım hiç eve girmek istemiyordu. Usul usul çıktığım merdivenlerin sonunda evin kapısına ulaşmıştım. Tam zile basacakken kapı açıldı.

-Yollarımı mı gözlüyordun yoksa geleceğim içine mi doğru anneciğim ?

-Çok konuşma da geç içeri haşlayacak baban seni.

Hıı ne güzeldi bi de babamla uğraşacaktım şimdi. Hayır yani ne olurdu Avrupai bi aile olsak istediğim saatte eve gelsem sevgilimi ailemle paylaşsam ama olmazdı illa gizli gizli iş karıştırmalıydım.

Ürkek adımlarla salona ilerledim. Babam her zamanki gibi üçlü koltukta uzanmış siyaset kanalları izliyordu. Ne anlıyordu şunlardan bilmem tamam gündemi takip ette her gece her gece de olmaz ki canım.

-Canımm babacım nasılsın ?

-Saat kaç ?

-Babacım saatin kolunda ya bana niye soruyosun ?

-Saat kaç dedim.

-Hıı 21.46 babacım.

-Öyle mi ? Peki senin bu saate kadar dışarda ne işin var ?

-Dışarda değilim ki babacım burdayım yaa.

-Dalga mı geçiyosun benimle ?

-Tamam babacım yaa kızma hemen. Tamam biraz geç kaldım ama bi sor niye kaldım ?

-Niye kaldın çocuğum evladım.

-Şimdi şöyle ki babacım ben tam çıkıyordum hop bi telefon bizim Sinan abinin babası biraz rahatsızlanmış. Haliylen apar topar acile gittiler. Ee malum dükkanda da ders var bende mecbur kalmak zorunda kaldım.

-Haber niye vermiyorsun kızım.

-Valla babacım şarjım bitti. Eve gelince zaten anlatırım dedim. Sinan abi bıraktı zaten merak edilecek bişey yok yani

-İyi bidaha olmasın.

-Peki babacım.

Derin bir nefes alıp odama doğru ilerliyordum ki annem kıstırdı beni.

-Babanı kandırmış olabilirsin ama ben yemedim çocuğum.

Ağzımı gere gere sahte bir gülücükle
-Bende seni çok seviyorum sultanım deyip odama kaçtım.

Odama geçip yatağıma oturduğumda derin bir nefes daha çektim içime. Bugün yaşadığım o mükemmel anlar birkez daha geçmişti gözümün önünden. Sanki biri iki yanağımı tutmuş çekiştiriyordu ve ben gülümseme engel olamıyordum. Mesaj sesiyle irkildim. Telefona uzandığımda tekrar gülümsedim. Mesaj sinandan gelmişti.

Gönderen; Ex Aşkım "Sen benim sevgilimsin. Sevsende sevmesende aradığım yerlere benzeyiş buldum sende" demiş Sabahattin Ali. Suskunluğuma yanıp benim için sana seslenmiş sanki. Sonra bana eklemiş; "Sen sevgiline ne verebilirsin sanki ? Kalbini mi ? Pekala, ikincisinde ? Gene mi o ? Üçüncü ve dördüncüye de mi o ? Atma be arkadaşım kaç tane kalbin var senin ?" Düşündüm, çok uzunca düşündüm ama sonra baktım ki aptalca bir laftı. Sabahattin Ali'nin dediği gibi kalp olduğu yerde duruyor ve ben onu falana filana vermiyordum. Çünkü kalbim sendin, ona ancak sahip olmak isteyebilirdim. Yıllarca göğüs kafesimde hapis kalbime şimdi sahibim ve bundan büyük sükunet yok sevgilim.

Deli gibi çarpan kalbime elimi bastırdıktan sonra mesaj bölümünü açtım.

Alıcı; Ex Aşkım; Bir özür borcum var kendime inadım için sensiz bıraktım kendimi. Ama Sabahattin'in dediği gibi seni tanımadan evvelki hayatım, sahiden seni aramaktan başka bir şey değilmiş meğer. Şimdi bende sükunet içerisindeyim ve dünyada bundan büyük saadet yok bayım.

Mesajı gönderdikten sonra yatağıma uzanıp tavanı izlemeye başladım.

Herşey iyi olucak mı ? Canımı yaka yaka yuttuğum, yutkunduğum şeyler vardı benim. Öpünce geçmeyecek yaralarım vardı ? Şimdi kabuk tuttu yarelerim kanar mı ki bir daha ? Yanar mı canım ? Dört bir yana savrulmuştu parçalarım. Ben bile kaybetmiştim kendimi o buldu. Birkaç günde tamamladı sanki beni. Ömrümde hiç olmadığım kadar bütünlendim kendimle. Yada tek eksiğim oydu bilmiyorum. Ama beni korkutan bir şeyler var. Huzursuz eden, en mutlu anımda boğazıma takılan bir şeyler var işte. Ben hiç yaralarımı sarmamıştım, saklamıştım hep. Korkutmazdı beni acılar tersine güç verirdi. Sorun buydu belki de. Yarasızlık! O kadar mükemmel ki herşey, o kadar kısa sürdü ki gardımı indirmem. Böylesine mutluyken hiç beklemediğim bir darbe alırsam yıkılırım diye korkuyorum. Çünkü daha önce kimsenin karşısında bu kadar aciz kalmadım.

Beni incitme sol yanım..

Canlarım merhaba biliyorum kısa ve özensiz bir bölüm oldu. Ama o kadar yoğunum ki vakit bulmakta çok zorluk çekiyorum. Bu yüzden kısada olsa birşeyler yazmak istedim. Umarım beğenirsiniz. Mutlu kalın. 😘😘💕💕

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 05, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

9. Öpücük (Abim Bana Aşık)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin