Bölüm Başlığı

21 4 0
                                    

Deniz ve Ahmet yalnız kalmışlardı. Burak çıkıp gitmiş Deniz gözünden süzülen yaşlarla camdan dışarıya bakarken gözünün ününde bir mendil duruyordu başını kaldırıp baktığında mendili uzatan kişinin Ahmet olduğunu gördü hiç tanışmadan bu kadar şeye şahit olmasını istememişti ama olmuştu işte neyse Zaten bir daha nereden görecekti Ahmet' i mendili aldı ve
- Teşekkür ederim
- Rica ederim
- Bunca şeye şahit ol istemezdim ama oldun.
- Sorun yok ben Ahmet pek güzel bir tanışma ve karşılaşma olmadı durumda orta da ama ben tanıştığımıza memmün oldum diyerek elini uzattı
- Deniz bende evet ne diyeceğimi bilmiyorum özür mü dilemeliyim sizinle başınızı dere soktum. Zaten hayatta yaptığım hiç birşeyi beceremedim
- Karışık bir durum aslında biliyor musun bende anlamadım birşey ama şuan iyi olman benim için daha önemli.Merakımı mazur gör lütfen o gün neden öyle koşuyordun. Frene basmaya vaktim olmadı öyle çok korktum ki anlatamam. Ve bu kişi kim ondan mı kaçıyordun ?
- Uzun hikaye evet ondan kaçıyordum ama kovalamaca felan yoktu sadece uzaklaşmak istedim oradan bende anlamadım zaten gözümü burada açtım.
- Deniz anlatabilirsin bana emin ol iyi bir dinleyiciyim ve sır olarak kalır bende.
- Belki daha sonra
Bu demek oluyor ki Deniz ile dağa sonrada görüşecekti sevinmişti buna iri ve kahve gözleri daha çok görecekti doğrusu filmlerde olacak bir sevgi gümbür gümbür geliyordu kader kısmet meselesi idi bunlar o kısmetini vurmuştu bunları düşünürken hafif bir tebessüm belirmişti yüzünde Deniz bunu görünce güldü deli miydi bu çocuk niye kendi kendine gülüyordu Ahmet in aklından geçenleri bilse herhalde Oda gülerdi i
-Komik mi duruyorum
- Nasıl anlayamadım
-Gülüyorsun ya komik mi duruyorum diyorum.
- Hayır hayır özür dilerim sana gülmüyorum sadece aklıma birsey geldi de kusura bakma
- Bna da söyle de bende güleyim hem çarpıyor hemde gülüyorsun
- ooo Deniz hanım pek bir dillisiniz maşallah ama söyleyemem dedi. Birbirlerini tanıyorlardı yavaş yavaş Ahmet in gülünce kısılan o ela gözleri çok hoş duruyordu açıkçası. Sonra Deniz de aynı şeyi düşünmüştü kısmeti onu vurmuş hatta kafasını gözünü kırmıştı bu denizin hoşuna gitmiş ve bir kahkaha patlatmıştı o anda kolu acımış ve birazda canı yanmış ama hayalinde canlanınca komik duruyordu.
- Heyy sen neden gülüyorsun komik olan Ne ?
- Hiç :) hiç ahhaa aklıma birşey geldi de
- Bu halde bile seni bu kadar güldürüyorsa eğer bayağı komik bence bana söyle merak ettim.
Derken ikiside kahkaha atmıştı ikiside uzun zamandır böyle gülmemişti ve aşk gümbür gümbür geliyordu koşar adım. Beril kırmızı defteri kendi odasında sağlam bir yere koyarak geri dönmüştü ve kapıda gülüşmeleri duyunca şaşırmıştı Deniz in odasında gelmiyordu değil mi ? Hayır gelemezdi gelebilir miydi ? Kapıyı açınca Ahmet ve Deniz in tanışmış ve kayanmış olduğunu görünce şaşırmıştı.
- Yok artık tanıştınız bide üstüne kaynaştınız mı ne konuşuyor gülüyorsunuz siz bana da anlatın bak vallahi ölürüm meraktan demişti.
- Birşey konuşmadık ikimizinde aklına komik birşey ona gülüyoruz birbirimizden bağımsız yanı
- Defteri be yaptın ?
- Kızım ne deftermiş be aldım odama koydum sağlam bir yerde merak etme diyerek göz kırptı.
- Annemeler
- Annen duş almış ve senin yatağında mışıl mışıl uyuyor yalnız odan sigara kokuyormuş ve masada izmaritler kalmış annene Büşra bir benim kullandığımı söylemiş.
- Oofff yapma ya neyse artık kusura bakma Ne zaman çıkacağım buradan her yanım tutuldu burada
- Sadece kolunda kırık var şuan bilmiyorum bebeğim ne zaman çıkartacaklar hem ne güzel işte akşama kadar yat ooohhh direkte kıkırdamıştı Beril
- Bence bir kaç gün daha kalacaksın sonuçta kaza geçirdin daha doğru kim kime çarptı ben anlamadım.
diyerek gülmüştü Ahmet kızlar önce birbirine bakıp sonra bir kahkaha attılar Beril Deniz in çok sakar olduğunu söylemişti.
- Deniz Kırar,döker, çarpar felan biz alıştık aslında Deniz götürmeleri gerekti arabada birşey yok değil mi ?
- Far kırılmış diyerek güldüler
Deniz hayatta bu kadar şanslı değildi arkadaş yönünden şanslı idi herzman onu güldürürler mutlu ederlerdi hiç üzülmezdi evde onların evinde üzülmek yasaktı. Bu kuralı ilk arkadaş olduklarında koymuşlardı. Keşke hayatta bu kadar güzel olsaydı evet doğru yaşayabilene gerçekten de güzeldi hayat ama işte herkes şanslı değildi etrafta çok kötü insanlar vardı ve Deniz uzun yıllar olmuştu hala denk gelmemişti. Zaman acaba herşeyin gerçekten ilacı mı yoksa ilaç diye yutturulmuş bir yalandan ibaret mi aslında geçen hiç birşey yok sadece alışıyorsun geçseydi eğer birgün bir yerde tesadüfen karşına çıkan biri tüm herseyi yıkamazdı. Bazen mutluluk insanın kapısını çalar kaçar bazen saklambaç oynar bazende onunla kalır. Belki de Deniz bu defa mutlu olurdu ama adından başka hikayesini bilmediği bir adamdı karşısındaki hem Deniz in peşini bırakmayan bir acısı vardı hikayesi vardı. Birazda bu yüzden hep mutluluk denen illetten uzak durmuştu hem defalarca denemişti Zaten yorulmuştu da daha fazlasına cesareti yoktu hayatta tek Gaye'si artık annesi idi evet babası abileri de iyi insanlardı ama annesi onun herşeyi arkadaşıydı. İnsan annesi ile paylaşmadığı şeyi kiminle paylaşırdı ki ama Deniz uzun zamandan beri acısını kimse ile paylaşmıyordu. Bunları düşünürken Deniz uyuyakalmıştı.
Beril Deniz in üzerini örttü ve Ahmet'in yanında ki boş koltuğa geçip oturdu Ahmet ile muhabbete dalmıştı inanacak gibi değildi ama arkadaş olmuşlardı.
- Ahmet Ne iş yapıyorsun ?
- Ben mimarım Yen'i başladım işe burada daha başlayalı bir hafta oldu.
- Mimar mı vay be çok iyi
- Sen ?
- Ben öğrenciyim anestezi okuyorum. Bu son yılım Deniz ile mezun olacağız bu sene.
- Sevindim Deniz ne okuyor pek konuşmakta tanışma fırsatımız olmadı.
- Deniz öğretmen olacak Deniz
- Ne öğretmeni ?
- Anaokulu. İlk olarak çocuklarına sevmeyi ,sevilmeyi, dürüst olmayı, başkalarına zarar vermemeyi öğretecekmiş. Biliyor Musun o kadar temiz bir kalbi var ki sanki hiç kötülük değmemiş bu kalbe o kadar vicdanlı ki karıncayı bile incitmez ama bazen tanıyamıyoruz onu bambaşka biri bazen en neşe dolu biri bazen durgun bazen dalgalı tıpkı Deniz gibi işte bir anı bir anını tutmuyor.  Bazende çok uzaklardan çıkarıp almak gerekiyor onu alıp sahile götürmek ve içindeki acıları kusmasını sağlamak bu kadar temiz, saf ve Harika bir insanın neden bu kadar büyük dersi olur İnan bilmiyorum.
- Şey.. bir maruzu yoksa birşey sorabilir miyim ?
- Tabi
- Burada bekleyen bir çocuk daha vardı peki o kim ? Deniz ondan kaçarken bunalr oldu Zaten yani o çocuk benden neden kaçtın tarzında konuştu. Deniz de onu kovdu buradan ve onu görmek istemediğini söyledi sonra gözyaşlarına boğuldu.
- Burak mı ? Burak Deniz in eski sevgilisi aradan bir kaç yıl geçti ayrılalı ama bilmiyorum. Tek bildiğim denizde büyük yaralar açtığı ve Deniz in onu asla affetmeyeceği. Çünkü Deniz öyle bir yapısı var ki öyle çok sever ama sildiği zamanda işte böyle kaçar gider. Beril ve Ahmet Muhabbet'e devam ettiği sırada Çat kapı biri içeriye dalınca herkes irkildi o nasıl bir girişti ki yürekler ağıza gelmişti gelen Deniz in annesi idi gözlerinde öfke vardı Deniz uykulu bir gözle korkmuş bir şekilde sıçradı zaten annesini çok iyi tanırdı vardı birşeyler ki onu bu kadar kızdıran şey neydi ?
- Hemen herkes bu odadan çıksın hemen
- Zey....
- Hemen dedim !
- Anne ne oluyor Ne bu halin ?
- Deniz sen sen ne yaptın ha Ne yaptın Deniz ?
- A anne ne yapmışım ben ne diyorsun anlamıyorum.
- Deniz ben sana hep inandım güvendim bugüne kadar hep arkanda durdum. Nasıl yaptın bunu bir anneye ha nasıl ?
Deniz korkmuştu ama defteri görmemişti ki annesi yoksa görmüşmüydü? Hayır hayır böyle birşey olamazdı neydi onu bu kadar sinirlendiren ve gittikçe öfkesi artıyordu.
- Anne ne oluyor sakince söyler misin. Gözlerinden ateş çıkıyor ve beni korkutuyorsun.
- Korkun zaten Deniz hanım korkun eğer yaralı olmasan ben sana yapacağı bilirdim.
- Anne söyleyecek misin yoksa ben bir davetiye bastırtayım mı ?
- Deniz benimle dalga geçmeyi bırak.
Ben senin annenim neden benden herşeyi gizledin ha neden
Yoksa aman allahım burak hayır yapmazdı yanı gidip Deniz in annesi ile konuşacak cesareti bulamazdı herhalde Deniz in kafası iyice karışmıştı hadi böyle birşeyi yapmışsa veya ne demişti ona. Henüz hazır değildi buna.
-  Anne söyler misin artık
- Doktorla konuştum Deniz beni yerle bir ettin nasıl utandım nasıl yerin dibine girdim nasıl yaptın bunu bize Deniz ?
- Deniz beyninden vurulmuşa döndü yine aynı şey olmuştu midesi bulanmış,başı dönmüş ve gözleri karar mıştı ve bu defa kaçacak yeri yoktu bu acı gerçek ile yüzleşecekti artık.
- Anne ben ben böyle olsun istemedim özür dilerim. Seni böyle bir hayal kırıklığına uğratmak istemezdim ama İnan ki bir açıklaması var. Dedi ve cılız çıkan bir sesle sadece
" Özür dilerim" diyebildi.

Sokak Lambası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin