Deniz Tekin - Bende bir problem var
Hayat ;kimi zaman sancılı acıların yaşandığı, kimi zaman saf mutlulukların yeşerdiği, tuhaf bir şeydi. Hayat gerçekten beklenilmedikti. Aynı saniyelerin içinde, farklı yerlerde, farklı zaman dilimlerinde ; kimimiz mutluktan ağlarken, diğerimiz acıdan ağlıyordu.
Hep merak etmişimdir. Neden doğduğumuzda ağlıyorduk? Kalp hissedermiydi hayatın sancılı olduğunu? Bu yüzden mi ağlıyorduk? Belki de o anda, melekler kulağımıza gerçekleri fısıldadığı için ağlıyorduk.
Ama sonra sıcak, şefkatli ana kucağına düşünce susuyorduk. Melekler o an, hayat ne kadar sancılı olursa olsun, ne kadar yorarsa yorsun. Her zaman güvenebileceğin, tutunabileceğin birileri var, dediği için sustuk.Ve hala susuyorum. O anda beri herşeyi içime atıyorum.
Bugün, günlerden mübârek cuma günü. Okulların açılmasına 2 gün kalmıştı. Sakin kalmaya çalışıyorum.
Annem çoktan eski okulumun müdürüyle konuşmuş, naklimi çoktan buradaki liseye vermişti.
Şuan, mürdüm rengi sandalyede annemle karşılık oturmuş pezevenk müdür yardımcısını bekliyorum. Tipik bir devlet lisesinin, müdür yardımcısı odasıydı. Acı kahve masa, döner sandalye ve tahminimce keldi. Genel itibariyle müdür yardımcıları kel olurdu ve buna uyulmak zorundaydı bence. Biz nasıl öğrenci olarak sorumluklarımız varsa, onlarda kel olmalıydılar. Düşüncelerimden kapının açılmasıyla uyandım. Kapı açıldı. Annem kapının açılmasıyla eş zamanlı olarak ayağa kalktı. Omzumun üzerinden arkama döndüğümde, şaşıp kaldım.
Bir dakika, bu adam kel değildi. Siktir. Kel müdür yardımcısı hayallerim yıkıldı ve evet kel müdür yardımcısı hayalim vardı.
Annem gözlerini belerterek, ağzının içinden ;
"Kızım, kalksana ayağa." Yüzümü buruşturdum.
Kel olsaydı kalkardım ama kel değildi. Bu kalkmamam içim yeterli bir sebepti.
Müdür yardımcısı kalın sesiyle,
" Merhabalar, beklettiğim için kusura bakmayın. " Annem gülümseyerek,
" Önemli değil efendim. " Müdür yardımcısı, elini tokalaşmak için anneme uzattı. Annem tebessüm ederek elini sıktı. Bana dönerek elini uzattı. Umarsızca, bende elini sıktım. Kel olsaydı, umarak sıkardım.
Sandalyeye oturduktan sonra,
"Hoşgeldiniz." Annem ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada hemen lafa atıldım.
" Bir okul ne kadar hoş bulunabilirse o kadar hoşbulduk. Yani hiç!"
Müdür yardımcısı biraz bozularak. Konuşmasını sürdürdü. " Anlaşılan okulu pek sevmiyoruz. " Benden önce annem lafa atıldı. " Sevmiyoruz değil. Sadece yeni bir okula başlamanın gerginliği diyelim. " Müdür yardımcısı kafasını sallayarak " O zaman ben kendimi tanıyalım." Eh bir zahmet.
" Ben Halil Şeygo. "
Şeygo ne amınakoyim. Annem " Bende Figen Zem, memnun oldum. " Annem bana göz ederek, ağzının içinde " Kendini tanıtsana. " Gözlerimi devirek boş bir sesle
" Bende Esin Tekin, memnun olmaya çalışıyorum. "
Şeygo 'nun kaşları havalandı. Bundan sonra ona muhteşem soyadıyla hitap edeceğim. " Neden soyadlarınız farklı?"
Annemi kastederek " Kızınız değil mi?"
" Kızıyım da, babalarımız farklı! "
Şeygo bir şey anlamamıştı.
Annem " Şey kısa bir önce eşimle boşandım. " Yüzü acıyla kasıldı. " Bu yüzden farklı. "
" Hımm anladım. " Hele şükür. Sonunda.
Kel olsaydı daha çabuk anlardı.
" Neden kel değilsiniz?Saç mı ektirdiniz?" Şaşırdı.
" Neden kel olmalıyım ki?"
" Paşa gönlüm öyle istiyor. "
Anlamadı. " Hıı efendim? " Annem lafa atılarak. " Artık nakil işlemlerine başlayabilirmiyiz?" diye sordu, sevimli sandığı ses tonuyla.
Şeygo önündeki bilgisayarla uğraştıktan sonra, " Eevet. Esincim artık resmi olarak okulumuzun öğrencisinin. "
" Ahh! Ne harika, hep aradığım son " diye homurdandım.
" Efendim? " Göz devirerek.
"Kel olsaydınız, herşey daha kolay olacaktı."
Şaşkınlığın hüküm sürdüğü sesiyle "Ne??"
"Hiçbirşey!" Sahtece sırıtarak. "Siz devam edin lütfen."
Ve devam etti." Öncelikle okulumuzun bazı kuralları var. " Aaaa çok şaşırdım.
" İlk olarak sigara içmek yasak. "
Götünde söndüreceğim hepsini yalak. Ayrıca o sigara değil cıgara.
"Okula telefon gelmesi yasak. Gelse bile tüm gün kapalı olacak!"
Hıı çok beklersin. Götünü çekip instagrama atacağım.
"Serbest kıyafetlerle okula gelme yasak. Uyarı cezası alınır."
Ulan, gelinlikle geleceğim bu okula.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZLENMİŞLİK
Teen Fiction"Beni çok Özledin" mi? diye sordu. Yamuk bir şekilde dudaklarımı kıvırdım. Bu sorunun cevabını ikimizde biliyorduk. Adımız kadar emindik "Özlemenin azı çoğu olmaz, ağırdır işte! Güldü. Bilmişlik sardı çehresinin her zerresini.Nazım ' dan yaptığ...