Thirteen

363 27 7
                                    

Jungkook'un Bakış Açısından

Taehyung ve benim konuştuğumuz birkaç ay öncesini düşünüyordum ve bu apaçık sessizdi, o kadar da mutlu değildim. Ona ihtiyacım olduğunda yanımda olacağını söylemişti. Ama bunu demek istememişti.

Ona güvenebileceğimi düşündüm. En çok ona güvenmiştim. Her 'Seni seviyorum' ve 'Seni bırakmayacağım...' dediğinde ona inanmıştım. Ama şimdi aptal olduğumu fark etmiştim. Şimdi mi ? Gizlice beni aldatıyordu... Kendi erkek arkadaşının önünde başka bir çocukla öpüşmek ? Açıklaması çok kolaydı...

Yatağa yerleştim, dışarıdan gelen gök gürültüsünün sesini duyduğumda titriyordum. Bu benim korktuğum bir şeydi. Gözlerimi kapatıp uyumayı denedim ve hatta kulak tıkacı bile takmıştım ama bir işe yaramamıştı. Keşke beni sakinleştirmek için burada birisi olsaydı... Ama şimdi kimse yoktu. Onun hatasıydı ve şimdi gitmişti, ya da benim hatam mıydı ?

Karanlık olmasına rağmen boş gözlerle tavana bakıyor, gök gürültüsüne olan korkumla savaşıyordum. Odamdaki tek ışık, ince perdelerin arasından geçip dışarıdan geliyordu. Yanımdaki boş yere baktım... Neden bu kadar boş hissettiriyordu ? Hayır. Onun hakkında düşünmeyi kes, Jungkook. O seni incitti. Seokjin hyung beni rahatsız eden, beni inciten şeyleri unutmamı söylemişti. Eğer yapmazsan, kendi düşüncelerinde boğulabilirdin. Ama, demek istediği bu muydu... ? Taehyung'u unutmalı mıydım ? Yoksa yanlış mı anlamıştım ?

.

.

"Jungkook-ah... Uyan !" Yumuşak sesin, adımı seslenişiyle uyanmıştım. Tanıdık geliyordu ama kim olduğundan emin değildim. O kişiyi daha net görebilmek için gözlerimi ovuşturdum.

Çok özlediğim yumuşak bakışları gördüğümde, gözlerim genişlemişti... Şu an karşımdaydı. "Nihayet uyandın" dedi. Ağzımı inanamıyormuşcasına açtım. "Seokjin hyung... ? Sen misin ?" diye sordum. Bana gülümsedi ve şakacı bir şekilde yanağımı sıktı. "Evet benim, şaşırdın mı ?" Dedi. Elime ulaşarak, parmaklarımızı iç içe geçirdi. O anda zar zor konuşuyordum. Yüzüne bakmakla çok meşguldüm ve o bana gülümsüyordu. Zaman durmuş gibi hissettiriyordu, tüm hareketler, düzensiz kalp atışımda dahil durmuştu.

Vücudum titriyordu. Ona sarılmak ve onu ne kadar özlediğimi söylemek istiyordum. Ama neden bilmiyorum, sadece bunu yapamıyordum. Gözyaşlarım dökülüyordu. Paniklemişti, düşen yaşları baş parmağıyla sildi. "Sorun değil Jungkook... Ben buradayım." Beni sakinleştirerek söyledi. "N-Neden beni bıraktın ? S-Seni çok ö-özledim... S-Seni unutmak benim için çok zor" Boğuluyordum.

Elleriyle yüzümü tuttu ve tekrar baş parmaklarıyla yaşları sildi. "Jungkook... Özür dilerim... Daha fazla kalamazdım ve benim için gitme zamanıydı ve senin için de daha güçlü bir insan olma zamanıydı." Beni bir sarılmanın içine çekti ve tekrar, gözyaşlarımın gözlerimden dökülmesine izin verdim. Jin'in tişörtünü gözyaşlarımla sırılsıklam etmiştim. Bu sıcaklığı özlemiştim. Kollarımı onun etrafına koyabilmeyi denemiştim, ama hareket edemiyordum.

"Ama benim Kookie'm, seninle gurur duyuyorum, benden daha iyi birisiyle tanıştın ve seni benim yaptığımdan daha çok sevdi" Aniden söyledi. "Hayır... Yanlış kişiyle tanıştım... İncindim..." Hala hıçkırıyorken, cevap verdim.

"Yanlış kişi mi ? Bunu söylemeden önce tekrar düşün" Sözlerime biraz şaşırmış gibiydi. Beni bıraktı ve önümde durdu. "Ama... Şimdi ne yapacağım... ?" Hızlıca onun eline ulaştım, gitmesini istemiyordum. "Göreceksin" Gülümsedi ve gitti.

.

.

Aniden uykumdan uyanmıştım. "Sadece bir rüya... Bu doğru olamaz..."

"Taehyung..."

Stay With Me | TaeKook [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin