Basit bir çarpışma hikayesi ?
Hayır, çünkü tesadüfler kurgulanmaz.
Çünkü o öyle olmasını istedi.
Emir POYRAZHAN.... yalancı dokunuşlarla başlattığı küçük oyunda ilk hilesini yaptı.
Bu daha ne ki... Gamze daha nereden nereye savrulacaktı..
"Ee esra ben nerde yatıcam?" Tamam durumu toparlamak için başka bir şey bulamadım.
" Benim yanımdaki odada kalıcaksın. Bence seninle çok iyi arkafaş olucaz. Abimle iki sohbet edilmiyor ki! Fatma teyze de olmasa duvarlarla kanka olucaz." ( fatma teyze evdeki yardımcı)
" Hııı anladım .. Misadenizle size iyi geceler ben kalkayım artık." Tekin hiç konuşmuyordu. Önündeki kırmızı sıvıyı içip duruyordu. Akşam akşam alkol mü içilir? Gerçi bu degişikten her şeyi beklerim net.
" Gel kızım ben sana odanı göstereyim."
" teşekkürler efendim." Bu kadın çok sıcak gülümsüyordu. İnsanın sarılıp ağlayası gelir yeminle.
Gez gez bitmedi ev ev değil saray yavrusu. Çok büyük ve güzeldi.
" Fatma teyze, burada sen tek mi çalışıyosun?"
" Evet kızım."
"Çok yoruluyor olmalısın. "
" Ekmek parası kızım naparsın."
" Sende haklısın tabi çalışmadan olmuyor." Kocaman bir tebessüm etti.
" işte kızım burası senin odan. Allah rahatlık versin!"
" Sağol Fatma teyze, iyi geceler."
Odaya girip bi göz gezdirdim. Siyahın bilmem kaç tonunu görebiliyordum.
Adamın siyakla ne zoru varsa. Allahım ya. İçim daraldı. Ama oda genişti kocaman bir yatak , aynı kocamanlıkta bir dolap aynalı, büyük bi cam, perdeleri uzun en azından beyazdı. Odanın içinde banyo vardı. Odanın genel havası ' benim sahibim varya paraya para demez' diye bağırıyor yani. Anladık, oda bağırma sahibin zengin. Allah allah. Banyoya girip ellerimi yıkadım. Banyo odanın tersine mavi ve beyazla kaplıydı. Aslında siyah en sevdiğim renktir. Asil bir renk ama maviye duyduğum ayrı bi sempati de yok değil. Sadece ev fazla siyah olduğu için mavi banyo içimi açmadı değil yani.
Sırt çantamdan pijamalarımı Alıp giyindim. Uyumaya çalıştım ama olmadı. Zaten güneş in doğmasına da az kaldı. Uyuyamıyorsam şu harika manzaraya bi de güneşin doğuşunu ekleyebilirim. Camı açtım ve terastaki koltuklarsan birine oturdum. Haca soğuktu ama donacak kadar da üşümüyordum.
" Sende hazır uyku tutmamışken, terasa çıkıp, hastalanayım dedin. Öyle mi? Elindeki battaniyeyi alıp. Omzumdan aşşağı bıraktı. Sonrada yanıma oturup battaniyenin diğer ucunun altına girdi. Bi dakka bi dakka ya şu anda bir tane Tekin, bir tane Gamze, bir tane de battaniye ayy kan yanaklarıma hücum ederken ben nefes almayı da kastim . Ayy birden sıcak mı oldu ne? Ama şunu fark ettim ki. Tekin yanıma ne zaman yanıma yaklaşırsa gerçekten ben kayboluyorum sanki. O bunu hak ediyor mu? Ya ne diyon iç ses sus artık. Ama Tekin' in yüzü bembeyazdı hep yüz değil duvar mübarek.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.