•Bölüm 2/Yeni Başlangıç•

31 5 0
                                    

Zaman çok yavaş geçmiyor mu? Bari hikâye yazalım. Özledim sizi, fazla uzatmayayım da okuyun ❣ iyi okumalar 🌠

"İmdat,Yangın var!"

Bu Melda'nın sesiydi, korku dolmuş, içten ve gerçekten ölüm korkusuyla bir araya gelmiş bir kızın çığlığıydı, biz şoku atlatamadan direk çığlığın geldiği yöne doğru koşmaya başladık.

Öyle korkmuştum ki, koşarken kurumuş yaprakların ve kırılmış dalların üstüne basarken o ses bile benim ödümü kopartıyordu.

Melda ve arkadaşları koşa koşa bize gelmeye başladılar. Ben kendimi toplarlayıp şoku atlatmaya çalıştım, çok uzun sürmedi. Masum hayvanların cayır cayır evlerinin maf olmasına izin veremezdim.

Biraz ileri tarafta büyük yoğurt kovaları vardı, koşa koşa o kovaları aldım. Tam su şişelerimizin olduğu yere gidiyordum ki hani çeşmeler olur ya, mezarlarda da olur hatta su şişelerini doldurduğumuz çeşmeler onlara benzer bir çeşmeler vardı. Bütün herkese kovaları korkumu göstermemeye çalışarak verdim,

"Öyle durmayın! Karşı taraflarda çeşmeler var, çabuk gidin onlardan doldurun. Diğerleri siz de su şişelerimizden kovaları doldurun bu öyle laylomluk bir iş değil, çabuk olun, acele edin ve doğru düzgün yaparak dikkat edin!"

Kimse bir şey söylemeden koşa koşa doldurmaya başladılar.

"Doldurduktan sonra hepsini bana getirin!"

Melda neyseki alev topu çok büyümeden hemen fark ettiği için, yangın çok büyümeden böyle bir fikirle söndürebileceğimizi umuyordum.

Çoğu kişi bana kovaları getirirken ben direk hem ellerim titrer hemde yangını kontrol altına almayı kafaya koymuş bir vaziyette suları direk boşalttım.

Bu işlem birkaç dakika sürdü, alev topu küçülmeye başlasa bile hâlâ tehlikemiz tam olarak geçmemişti.

15 dakika sonra derin bir rahatlama hissederek kendimi yere attım. Gözlerimi kapattım.

Gözlerimi yavaş yavaş kirpiklerimi az çok göre göre açtıktan sonra etrafımda Melda da dahil, herkesin etrafımda toplandığını gördüm.

"Noldu?"

Melda, yavaş adımlarla yanıma geldi.

"Derya, beni sevmiyorsun bende seni sevmiyorum bu doğru ama bu yaptığın davranışından dolayı sana teşekkür etmek istiyorum, bunlar engel mi?"

"Bir anlık her şeyi kenera bırakalım."

Elimi Melda'ya doğru uzattım ve tokalaştık.

"Ancak bunlar bizim düşman olmamızı değiştirmiyor değil mi?"

"Kesinlikle. Sadece bu davranışını herkes yapamaz."

"Teşekkürler."

Ezgi, bana göz kırptı ve daha sonra Oğuz'u bana doğru ittirdi. Ne olduğunu anlamadığım bir zamanda, Oğuz elimi tutup beni kalabalıktan uzak bir yere götürdü.

"Sen manyak mısın? Burası AVM değil!"

"Sessiz ol!"

"Ya kaybolursak?"

"Ateş topundan korkmayan cesur ve mükemmel bir kızın kaybolmaktan korkacağını sanmıyorum."

"O mesele..."

"Sen çok cesurdun, bunun başka açıklaması yok. Sen farklısın, diğer kızlardan çok farklısın."

"Babasız büyüyünce korku, hüzün nedir biliyorsun ve alışıyorsun."

CENNETTEN MUCİZELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin