11. Bölüm: "Bu gece onu daha yakından görmek istiyorum."

252 23 32
                                    

Yeni bölüm geliverdi.
Hadi iyi okumalar!

Multimedya: Aykut Narin-Yağmur Olsam 🌜kesinlikle dinleyin!🌛

🌸🌸🌸

"Çiçek benim canım çok sıkıldı, kanallarda da yok hiçbir şey."

"Çiçek sahile mi insek, serin havada yürürüz biraz."

"Çiçek kime diyorum ben?"

Ezgi'nin her bir kelimesini duyan ama algılamayan beynim sonunda dükkanı açmış ve işlemeye başlamıştı.

"Sahil mi dedin?" diye sordum duyduğum kelimeleri doğrulamak için.

"Evet, ayakta uyuyan güzel, sahil dedim."

Ayakta uyuyan güzel, tabirine göz devirip kendimi oturduğum çekyata sabitledim.

"Gitmesek?"

Ezgi oturduğu yerden kalkıp benim oturduğum yerin önüne diz çöktü. Ellerini de omuzlarıma yaslayıp yalvarma seansına başladı.

"Çiçek hadi ya. Biraz yürürüz ya da otururuz. Sonra dönerken de yolumuzun üstündeki kitapçıdan izlemek için film alırız. Çok güzel olur. Söz fazla uzatmayacağız. Azıcık oturup hava alınca döneriz. Tamam mı?"

Bir süre yalvararak bakan gözlerine odakladım gözlerimi. O pes etmeyeceğini belli ederken ben de yavaş yavaş kabul etmeye yaklaştım. En son dayanamadım ve onu kendimden uzaklaştırıp, "İyi, tamam!" diye isyan ederek ayağa kalktım.

Odama doğru ayaklarımı yere süre süre giderken Ezgi'nin ayaklarını yerde kaydırarak dans ettiğini anlayabiliyordum. Ya da ezberden düşünüyordum.

Odama gidip hemen dolaptan beyaz pantolonumu çıkarttım. Üstüne uzun haki yeşili tuniğimi aldım ve hızla giyinmeye başladım. Üzerimi değiştirmek bir dakika sürmüşken Ezgi'den çabuk uyarısı almayı başarmıştım. Bu kız mı çok sabırsızdı yoksa benim zaman problemim mi vardı?

Saçlarımı tepeden güzel bir at kuyruğu yaparken topuz yapmaktan dalglanmış saçlarımı doğal haline bıraktım. Kahküllerimi ellerimle düzelttikten sonra dudağıma açık ve silik pembe bir parlatıcı sürdüm. Masamın üstündeki parfüme uzandığımda onun bittiğini hatırladım. Ezgi'den parfüm dilenmek için kapıya dönmüştüm ki çekmecemde kutusundan sadece bir iki kez çıkmış olan parfüm geldi aklıma. Bartu'nun üçüncü yıldönümümüzde aldığı eşsiz bir kokusu olan parfüm. Onu sadece Bartu'yla olan randevularımızda kullanmıştım ki zaten üçüncü yıldönümümüzden sonra ilişkimiz hiç eskisi gibi olamamış, onun başına açılan işlerle eski buluşmalarımız sıklığını kaybetmişti.

Çekmeceye uzanan ellerim, sesli bir yutkunmanın ardından siyah tokmakları tutup çekti. Bir köşeye itip üstüne bambaşka kutular koyduğum parfümü bulmak için birkaç şeyi iteklemem gerekmişti. Pembemsi bir karton kutunun içinden çıkan koyu pembeyle başlayıp şişenin yukarısına doğru rengini şeffaf cama bırakan şişenin dibinde şekil olarak elmasa benzeyen ve tıpkı onun gibi sıvının içinde parlayan bir sürü küçük taş vardı. Kapağını açtığımda yayılan tok sesin ardından on santim uzaktan bedenime tuttuğum şişeden fıs gibi çıkan bir sesle üzerime parfüm damlaları sıçradı.

Eşsiz koku ciğerlerimi tümüyle kaplarken, karton kutuyu çekmeceye atıp orayı kapattım. Şişeden birkaç sefer daha üstüme sıktıktan sonra aynanın önünde ona da bir yer açtım. Şişeye bakıp hüzün kırıntılarıyla süslenmiş bir gülümseme sergiledim. Bakışlarımı şişeden ayırdıktan sonra aynaya çevirdiğim gözlerimle kendime son bir kez baktım ve odadan çıktım. Ezgi üstündeki gri bacaklarına hafiften oturmuş bir eşorfman ve evde taytlarının üzerine giydiği mor düz bir tunikle koltuğun kenarında oturuyordu.

Unutmak İstiyorum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin