26. Acı Yüklü Kelimeler

178 8 8
                                    

İnce parmaklar arasında yanan sigaradan yükselen dumanlar tavana değmeden atmosfere karışıp görünmez oldu. Dudaklara değen ince zehir derin bir nefesle ciğerlere çekilirken, çakır rengi gözlerden dökülen bir damla yaş sigara izmaritine düştü. Sigarayı aralarına sıkıştıran parmaklar büyük bir özenle, tekrar tekrar okuduğu mektupları bir kenara dizdi.

Günlerini odasına kapanmış bunları okuyarak geçirmişti. Onunla olan günlerini yeniden yaşamıştı zihninde. Milyonlarca kez daha aşık olmuştu Çiçek'e. Okuduğu her kelime de, gözünde canlanan her anı da hem acısı arttı, hem sevgisi. Rengarenk zarfların oluşturduğu yığına baktı yaşlı gözlerle. Sigarasından bir nefes çekti ve gözlerini acıyla yumdu. Ağzından çıkan dumanların peşinden bir hıçkırık koştu, sonra kelimeler takip etti onları.

"Nasıl özledim seni bir bilsen. Bilsen gelirdin zaten. Duramazdın, dayanamazdın. Canımın bu kadar yanmasına izin vermezdin. Belki tüm bunlar olmadan önce, seni terk edişimin bir hata olduğunun farkına vardığım da gelseydim kapına, yalvarsaydım sana; anlatsaydım sana, canımın nasıl yandığını. Pişmanlığımın beni boğduğunu bağıra çağıra dile getirseydim, hediyeler dizseydim kapına, en sevdiğin çiçekleri saksılara ekip her gün kapına bıraksaydım. Yılın en soğuk gecesinde kapında yatsaydım da anlasaydın içimdeki ateşin derecesini. Keşke beni affetmen için çırpınsaydım.

Hayatını mahvetmek istemedim. Bunun için gelmedim yanına. Pişmanlığımı da, acımı da, özlemimi de içimde yaşadım. Ama ne değişti? Yine ben mahvettim hayatını. Yine ben zarar verdim sana. Ben öldürdüm seni, ben!"

Ellerini saçlarına daldırıp çekiştirirken sinirle bağırdı.

"Ben öldürdüm seni! Ben yaptım!"

Sesi bütün evde yankılanırken Bartu daha yüksek sesle bağırdı.

"Benim yüzümden öldün sen! Ben öldürdüm seni!"

İçeriye giren Erdem ve ardından gelen Ezgi korku dolu gözlerle kendini hırpalayan Bartu'ya doğru koştular. Hiç durmadan aynı sözleri haykıran ve saçlarını çekiştiren Bartu, şuan bir deliden farksızdı. Yaptığı seçim yüzünden deliren bir adam, aşkını kaybeden bir deli.

Erdem, Bartu'yu zapt etmeye çalışırken Ezgi de koşarak mutfağa gitti. Bir süre sonra doktorun zor anlar için yazdığı sakinleştirici hap ve bir bardak dolusu suyla geri geldiğinde, Erdem'in kolları arasında çırpınarak ağlayan bie Bartu gördü. Bartu'yu bu halde görmek içini yaksa da şuan güçlü olmak zorunda olduğunu biliyordu ve kendine bunu hatırlatarak onlara doğru ilerledi.

"Bunu içirmeliyiz."

Erdem arkadaşının üzerinde kas gücü kullanarak onu tutmaya çalışırken Ezgi de sözleriyle Bartu'yla iletişim kurmaya çalışıyordu.

"Bartu, sakinleşmelisin. Bunları konuşmuştuk. Onu sen öldürmedin. Kimse böyle düşünmüyor, kimse seni suçlamıyor. Hepimiz yanındayız, seninle aynı acıyı paylaşıyoruz. Lütfen kendine eziyet etmeyi bırak. Hadi ilaçlarını iç, biraz uyu."

Bartu hâlâ sızlanırken Ezgi elindeki hapı Bartu'ya vermeyi başarmıştı. Elindeki suyu da içirdikten sonra Erdem'in serbest bıraktığı Bartu'ya sıkıca sarıldı.

"Kendini de, bizi de üzme artık. Özellikle de Çiçek'i. O seni çok sevdi. Senin bu hâlini görse, ki belki görüyordur, ne kadar üzülür, içi ne kadar acır, düşünebiliyor musun?"

Bartu iyice güçten düşerken Ezgi'nin kulağına fısıldadı.

"Özür dilerim."

Erdem'le beraber Bartu'yu yatağına yerleştiren Ezgi kendini zor dışarı attı. İçinde yükselen hasret duygusu, yaşayamadığı acısıyla beraber boğazına yerleşirken gözleri şimdiden dolmuştu bile. Erdem'e gözükmemek için sırtını ona dönerken o anlamıştı bile. Parmak uçlarını saçlarında hissettiğinde sessiz hıçkırıklarla sarsıldı vücudu.

🌼🌼🌼

Sessiz bir geceye gözlerini açan Bartu bir süre hiç kımıldamadan yattı yatağında. Odaya vuran hafif ay ışığı etraftaki eşyaları görmesine yardımcı oluyordu. O da nefes sesinin eşliğinde gözlerini odasında gezdirdi. Beyni düşünmekten yorgun bir halde sözlerini tam bilmediği bir şarkıyı söyleme derdindeydi. Tekrar uyumak istiyordu Bartu, birkaç saatlik değil birkaç günlüğüne. Hatta belki haftalar, aylarca uyumalıydı. Bu hayatı kabullenemiyordu, böyle yaşamak istemiyordu.

Bu düşünceyle hareketsiz duran vücudu ani bir enerjiyle doldu. Yataktan fırlayan Bartu, kendini odanın ışığını yakarken buldu. Etraf aydınlanırken, karanlığa alışmış gözlerini bir süre kısmak zorunda kaldı. Odanın ortasında bulunan kolilerin başına oturdu ve daha hiç açmadığı kolilerden birini açtı. Diğerlerine kıyasla çok küçük bir koliydi bu. Kapağını açtığında en üstte, Çiçek'e verdiği son mektubu gördü. Siyah zarfıyla, içinde taşıdığı kelimelerin tüm kasvetini içinde bulunduruyordu.

Ona hep mektuplar yazardı. Rengarenk kağıtlara yazılmış, rengarenk zarflarda yüzlerce mektup. Hiçbirini atmamıştı Çiçek. Bir kutuya doldurup kenara kaldırmıştı ama atmamıştı. O kadar severdi ki Bartu'nun yazdığı mektupları, hepsini onlarca yüzlerce kez okurdu. Son mektubun ise kağıdı da zarfı da simsiyahtı ve Çiçek elini her bu kağıda sürdüğünde canı yanardı.

Evinin her yanı çeşit çeşit çiçekle doluydu ve bu çiçekleri genelde Bartu alırdı. O çiçeğin özelliğini anlatırdı sevdiğine, nasıl bakması gerektiğine dair uzun sohbetler kurarlardı. Onlarla konuşurlardı ve aşklarıyla beslerlerdi. Bartu gittikten sonra hepsi ölmüştü. Çiçek çok bakmaya çalışsa da becerememiş onları hayata döndürememişti. Hepsinden bir çiçek koparıp onları Bartu'ya olan kırgınlığını dökmek için aldığı defterin arasına koymuş, kurutmuştu.

Bartu elini siyah kaplı deftere sürdüğünde sanki Çiçek'in acısını hissetmiş gibi irkilerek elini hızla geri çekti. İçinde yazılı olan tüm kelimelerin acısı ve nefreti parmak uçlarından tüm vücuduna yayılmış gibi hissetti. Bir süre, okumaya cesaret edemediği defterlere boş boş bakarak vakit öldürdü.

Saat gecenin karanlığında ilerlerken Bartu daha fazla bekleyemedi. Canının yanacağını biliyordu ama Çiçek'in neler yaşadığını daha doğrusu kendisinin ona neler yaşattığını görmeliydi. Acısını hissetmek istiyordu, silemediği gözyaşlarını görmek istiyordu. Bu düşünceler doğrultusunda elini defterlere uzattı. Kalbini paramparça ettiği kızın acı yüklü kelimelerini okumak için...

🌺🌺🌺🌺

Final çok yakın. Böyle birkaç kısa bölümden sonra final olacak. Umarım sonunu güzel bağlayabilirim. Ve umarım bu hikaye sizi sıkmamıştır. 

Unutmak İstiyorum!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin