5. BÖLÜM/ EVDEKİ GARİP TIKIRTILAR

40 5 0
                                    

Macera Kulübü üyeleri mezarlığın ormana bağlı olan kısmından mezarlığa adımını atmışlardı. Mark Tum'un mezarını aramaya başlayan kulüp üyeleri havanın bozduğundan haberleri yoktu, birazdan yağmur yağacak gibiydi.

Mezarlık kuru çamurla kaplıydı ve kulüp üyeleri ayaklarını çamura bastıklarında ayaklarına çamur bulaşmıyordu. Holly ellerini ceplerinden çıkarmıştı o sırada. Peter'ı takip eden iki kardeş etraflarına bakarak mezarda yazan isimleri okuyorlardı. Birkaç çiçeği geçip beyaz kalın bir mezara ulaşan Macera Kulübü mezarın üzerinde yazan adı okudular;

"MARK TUM

1930 - 2000"

"Bu mezar onun..." Dedi Nick, cümleyi söylerken her kelimesinden sonra ses tonu azalmıştı.

Holly, istemsizce kaşlarını çattı. 

"Ben mezarın bozulduğunu falan göremiyorum, bence Mark Tum mezarından çıkmamış..." Dedi Peter. 

Nick ve Holly'de mezarın bozulmadığını görüyorlardı fakat eğer adam hayalete dönüşmüşse zaten mezarını bozmadan çıkabilirdi. Bu iş gittikçe zorlaşıyordu.

Macera Kulübü, Mark Tum'un beyaz mezarına bakarak düşüncelere dalmıştı.

"Hey! Sizde kimsiniz!" Diyen adam kulüp üyelerinin düşüncelerinden çıkıp hayata geri dönmesini sağladı.

Macera Kulübü, arkasındaki adama baktıklarında adamın mezarlık bekçisi olduğunu görmüşlerdi. Kulüp üyeleri, bekçiden azar işitmemek için bir anda arkalarına bakmadan koşmaya başlamışlardı. Mezarlık bekçisi arkadan durmaları için bağırsa da Üçlü koşmaya devam ettiler.

Mezarlığın ormana bağlı kısmından geldikleri gibi çıkan kulüp üyeleri nefessiz kalmışlardı. İleride durup dinlenen kulüp üyeleri o sırada atıştıran yağmur damlacıklarını fark ettiler.

"Yağmur yağacak, hemen eve gitmeliyiz!" Dedi Peter nefes nefeseydi halen.

Macera Kulübü üyeleri araştırmalarını bitirmişlerdi ve evlerine dönüyorlardı...

                                                                                  *               *               *

Ertesi gün sabah on sularıydı. Peter evde ailesiyle birlikte kahvaltısı yaparken telefon çaldı. Peter;

"Ben bakarım..." Dedi ağzı tıka basa dolu bir şekilde.

Telefonu açtığında ağzındaki yemek daha yeni bitiyordu;

"Evet kimsiniz?" Dedi Peter.

"Benim Peter, Holly. Bugün malikaneye girip girmeyeceğimiz hakkında sana soru soracaktım."

Dedi Holly. 

Peter malikaneye girip ortalığı gerçekten araştırmak istiyordu;

"Evet!" Dedi kararlılıkla.

                                                                                 *               *               *

Kahvaltıdan sonra buluşan Macera Kulübü üyeleri malikanenin giriş kapısına gelmişlerdi. Dünkü yağmurdan sonra malikanenin demir kapısı hala ıslak ve kaygandı, malikanenin içindeki düzensiz bahçe ise çamur göletlerinden geçilmeyecek durumdaydı.

Yaklaşık bir buçuk dakika sonra malikaneye giren kulüp üyeleri el fenerlerinin ışığını yaktıklarında ortalığı daha iyi görmeye başlamışlardı. 

"burası dün geldiğimizden daha çok kirli!" Dedi Holly tozdan dolayı iki kez tıksırmıştı. Ve Holly haklıydı ev daha çok kirliydi ve evin bazı bölgelerinde dünkü yağmurdan dolayı su akıyordu.

"Bu malikanenin eski hali eminim daha iyidir." Dedi Peter el fenerini karanlık koridorun ötesine tutuyordu. 

Nick'de el fenerini eliyle gösterdiği odaya tutuyordu;

"Şu odaya bakın!" Dedi Nick ve diğerlerini odaya bakmaları için çağırdı. Odaya giren Macera Kulübü üyeleri içeride bulunan kameralara bakıyorlardı;

"Bunlar korku filmi çekimi için olan kameralar..." Dedi Nick.

"Ve bayağı da iyi kameralar var..." Diye ekledi Peter.

"Bu kameralar bizi çekmiyordur di mi?" Dedi Holly kaygılanmıştı. Kardeşi Nick sertçe;

"Saçmalama abla!" Dedi.

"Hadi başka odalara bakalım!" Dedi Peter odanın kapısına çamurlu ayakkabılarıyla geliyordu, ayakkabılarının çamurlu olmasının nedeni malikanenin bahçesindeki çamurlar idi.

Macera Kulübü üyeleri, odanın karşısında bulunan başka bir odaya girmeye karar verdiler. Bu oda diğerlerine göre daha büyük ve daha pisti.

"Vay be! Bu odada cansız adam figürleri var!" Dedi Peter. Holly ve Nick'de odadaki cansız figürlerden hoşlanmıştı. İleride duran ayakları çürümüş masanın üzerindeki kırmızı gıda boyaları da çok dikkat çekiyordu.

Aniden;

"BÖÖ!" diye Holly'nin üzerine çıkan beyaz örtünün altına giren Nick, Holly'nin yüreklerini hoplatmıştı. 

"Neden korkuttun?" Diye sordu Holly kardeşine, hâlâ kalbi yerinden çıkacakmış gibi atıyordu. Ablasını korkutan Nick, kafasına taktığı beyaz örtüyü çıkardı ve kahkahalara boğuldu. Peter gülmüyordu ama kendini zor tuttuğu belliydi.

Holly kaşlarını çattı;

"Erkek kardeşlerden nefret ediyorum!" Diye bağırdı. Bağırmanın dozunu kaçırmıştı belli ki Holly, çünkü cümlesi terk edilmiş evin içinde yankılandı. Cümlenin yankısı yaklaşık iki saniye sonra kendine geldi;

"ediyorum-yorum-rum-rum..." Diye yankılanan sesi Macera Kulübü bir an olsun dinledi. Abla kardeşin tartışması sona erdiğinde büyük odadan çıkmışlardı. Holly hâlâ kardeşinin korkutmasından dolayı sinirliydi.

O sırada Nick duraksadı ve fısıldayarak;

"Çocuklar... Sizde duydunuz mu?" Dedi.

Peter ve Holly'de durup Nick'e dönmüştü;

"Neyi duyduk mu?" Dedi Peter.

Nick, "Şunu..." Dedi ve ikiliye gelen sesleri dinlemeleri için sessiz olmasını söyledi. Gelen sesleri dinleyen Macera Kulübü üyeleri korkmaya başlamışlardı ama bunu belli etmemeye karar verdiler. Sesler tak! tak! diye geliyordu ve her gelen ses biraz aynı tondaydı. 

"Evin altından mı geliyor bu ses?" Dedi Holly fısıldayarak. Ses o sırada biraz daha azalmıştı. Pürdikkat kulaklarını sese veren kulüp üyelerinden kalp atışlarının sesi dışında hiç bir ses çıkmıyordu. tak, sesinin ardından bir kez de olsa garip boğuk bir ses çıkmıştı ve çıkan ses malikanenin duvarlarında yankılanmıştı;

"Bu evde neler oluyor?" Dedi Peter.

  

MALİKANEDEKİ HAYALET (MaceraKulübü 2. seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin