8. BÖLÜM/ GİZLİ SES SİSTEMLERİ

27 2 1
                                    

Karanlık çökmeye yakındı. Peter, hâlâ malikanede olan kuzenlerini aramak için evden hızla çıktı. O akşamın soğuk havasında sadece ince montunu giyen Peter, sadece kuzenlerini düşünüyordu. İlk caddeden sola ardından bir sonrakinden sağa dönüp malikaneyi gözüne kestirdi. Kuzenlerine bir şey olabilirdi ve bunun sorumlusu kendisi olmasın diye elinden geleni yapacaktı.

"Hadi ayaklar! Yapabilirsin, daha hızlı koş!" Diye söyleniyordu kendi kendine Peter. Koşarken montu rüzgarın etkisiyle arkaya itiliyor ve sadece yünlü giydiği kırmızı kazak ön plana çıkıyordu.

"İşte!" Diye bağırdı malikaneye yaklaştığında. Hiç ortalığa bile bakmadan ürkütücü malikaneye girerken kapıda bir not görmüştü. Bu notu daha önce gördüğünü sanmıyordu. Kapının arasına sıkıştırılmış notu eline aldı ve okumaya başladı;

"Merak etme Kuzenlerin iyi durumda..."

Peter, eve bakarak tek kaşını kaldırdı. Bu notun ne olduğunu anlamamıştı. Bu gizemli not kendine mi yoksa bir başkasına mı yazılmıştı? Yoksa kuzenleri bu notla Peter'ı korkutmaya mı çalışıyordu? Buruşuk beyaz kağıtta yazan yazıyı okuduğu anda kafasında yüzlerce soru belirmişti. Notu cebine koydu ve korkak adımlarla malikanenin ağır kapılarını itekledi. Ardına kadar açılmış kapının ardında kuzenlerini görememişti fakat.

"Holly? Nick? Burada mısınız? Yoksa az önce yazdığınız gizemli notla beni korkutmaya mı çalışıyorsunuz?" Dedi Peter eve doğru. Yankı yapan ses ona "sunuz- nuz..." diye dönüverdi.

"Hadi ama şakanın sırası değil. Çıkın ortaya!" Diye seslendi ardından. Sessiz evden Peter'ın sesinin kendine geri dönüşünden başka hiç bir ses çıkmamıştı. Kaşlarını çattı. Malikaneye kararlı bir adım attı, kuzenleri ona şaka yapmıyor da olabilirdi. Başları gerçekten belada mıydı? Peki o gelen not neyin nesiydi?

Peter koridorun sonundan yukarıya uzanan tahta merdivenlerin korkuluklarını tek eliyle kavradı. Korkuluklar soğuktu. Peter'ın içinden Şaka mı bu? diye bir cümle geçti ama bu cümleyi sesli olarak konuşmadı.

Peter üst kata çıkmıştı. Kuzenlerinden hâlâ bir haber yoktu. Ağır adımlarla tozlanmış zeminde adımlarını atan Peter, en son odaya geldiğinde durdu ve sol kapıya baktı. Odanın kapısında gördüğü şey bugün gördükleri pençe izlerinin aynısıydı. Odada bir şey olabileceğini düşündü ve kapıyı hızla açtı. Kapı sessiz ve hızlı bir şekilde açılıp durdu. Peter bir canavarla karşılaşacağını sanıyordu ama oda boştu.

Odanın sağ tarafında bulunan masaları fark ettiğinde saat beşi on geçiyordu.

"Bu masadakiler?" diye kekeledi Peter;

"Bu masadakiler, film çekimi için yapılmış ses değiştiriciler... Ve bunlarda mikrofonlar...?" dedi. Kirli ama hâlâ sağlam duran masada duran bir kaç tane ses değiştirici malzeme ve üç mikrofon idi. Mikrofonların kablosunun nereye bağlandığını görmek için merak eden Peter tavandan ilerleyen kabloları takip etmeye başladı. Kablolar, tavandan ilerleyerek koridordaki küçük hoparlörlere bağlanmıştı. Peter şaşırdı. Ve kendi kendine konuştu;

"Bu mikrofonlar bu hoparlörlere bağlandığına göre... Eğer hoparlörler malikanenin dışarı duvarlarına da bağlandıysa ve bu mikrofonlardan biri konuşup o seste hoparlörden çıkıyorsa vatandaşlar gerçekten geceleri bir ses duyuyorlardı. Peki bu hoparlörden seslenip bu çevredeki vatandaşları korkutan kim?"

* * *

"Abla! Sen iyi misin?" Dedi Nick ablasını kolundan tutmuş endişeli bakışlarla bakarken. Ablası, Nick'e çıkıştı;

"Sence iyi miyim Nick? Az önce dirseğimi içeri soktun bildiğin!"

"Üzgünüm..."

"Senin yüzünden merdivenlerden düşüp kafamı zemine vurdum!"

Nick, yine ablasından özür dilemek için ağzını açmıştı.

"Pekâlâ!" Dedi Holly;

"Biz neden evin bodrum katına kadar indik?"

"Seslerden ve hayaletlerden kaçmak için!" Dedi Nick.

"Ve bu bodrum kat gerçekten küflü peynir kokusundan daha kötü kokuyor!" Dedi Holly burnunu kapatıp konuşmuştu.

Bodrum katın uzun, kirli ve dönemeçli merdivenlerinden elindeki el fenerleriyle iniyorlardı iki kardeş. 

MALİKANEDEKİ HAYALET (MaceraKulübü 2. seri)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin