Peter sıcak ve yumuşacık yatağından erinerek kalkmıştı. Sabahın olduğunu fark etmişti ve yüzünü yıkamak için lavaboya gidiyordu. Tam salondan geçeceği anda bir koltuğun arkasından çıkan annesiydi! Ardından diğer koltuğun arkasında babası ve kuzenleri çıkmıştı!
Peter bir anda neler olduğunu anlamamıştı ve uykusunun getirdiği sersemlikle beyni durmuş gibiydi, gözlerini ovuşturdu.
Nick, "hadi!" demişti ki odanın içinde bulunan Peter hariç şarkı söylemeye başlamışlardı;
"İyi ki doğdun Peter, iyi ki doğdun Peter... İyi ki doğdun iyi ki doğdu, iyi ki doğdun Peter..."
Peter o sırada gözü açıldığını ve bugün doğum günü olduğunu hatırlamıştı. Annesi, babası ve kuzenleri açık mavi gri pijamalı çocuk, Peter'a yaklaşıyordu. Peter'ın babası elinde tuttuğu kafesiyle Peter'ın dikkatini çekmişti. Kafes kuş kafesine benziyordu ki, içinde bulunan kuşta zaten kanaryaydı.
Nick söze girdi;
"Sana kanarya aldık Peter! Bugün doğum günün unutmadın di mi?"
Peter, doğum gününü Mark Tum'un evinde yaşanan gizemden sonra unutmuştu ama unutmamış gibi davranmaya gayret gösterdi.
"Doğum günün kutlu olsun oğlum, birlikte sana kanarya aldık nasıl?"
Peter gözlerine inanamıyordu. En sevdiği kuş türü olan kanarya doğum günü sayesinde sahip olduğu tek evcil hayvanıydı. Babasının elinde bulunan demir parmaklıklı kafesi eline alan Peter, bir masanın üzerine koydu ve ailesine sarıldı.
"Çok teşekkür ederim anneciğim ve babacığım! Ve Nick ve Holly size de çok teşekkür ediyorum..."
"Eee. Kuşunun adını ne koyacaksın?" Dedi Nick ellerini cebine koymuştu.
"Kuşu sonra düşünürüz şimdi doğum günü partimi kutlayıp pasta yiyelim..." Dedi Peter
* * *
İki saat sonraydı. Doğum günü patisi bitmiş anne ve babası ortalığı topluyor, Nick, Holly ve Peter, Peter'ın odasındaydı. Kafesi çalışma masasının üzerine koyan Peter söze girdi;
"Peki yeni kanaryamın adını ne koyalım çocuklar?" Dedi.
Nick ve Holly sesli bir şekilde düşünüyorlardı.
Nick atıldı;
"Sarı Kanarya ismine ne dersin?"
"Hayır Nick... Kanaryanın rengi sarı diye bu adı koymamalıyız!" Dedi Holly, kardeşine yine kızmıştı.
"Canavar olsa!" Diye atıldı Nick bir kez daha.
Ablası Holly, Nick'e kaşlarını çattı.
"Pekala Korkusuz olsun..." Dedi Peter o sırda kanaryaya bakarak. İki kuzen Peter'ın bulduğu adı kabul etmişti. Artık Peter'ın yeni kanaryasının adı; Korkusuz idi!
"Bu kanaryayı eğitip kendine alıştırmalısın." Dedi Holly bilgi verircesine. Peter başını sallamıştı.
"Biz bu kuştan sonra malikaneyi unuttuk çocuklar!" Diye atıldı Nick bir anda. Oturduğu sandalyeden kalkmıştı.
"Evet! İyi hatırlattın!" Dedi Peter ve devam etti;
"Sizce bugün oraya gidelim mi?"
"Yarın gitsek daha iyi." Dedi Holly, "Bugün yorgunuz..."
Macera Kulübü üyeleri, unuttukları hayaletli malikaneye yarın gitme kararı aldıktan sonra Nick ve Holly evlerine dönmek için yola koyulmuşlardı.
* * *
Tüm gün boyunca kendine hediye edilen kanarya, Korkusuz ile odasında vakit geçiren Peter akşam yaklaşık on sularında odasındaki pencereyi ve kapıyı kapattı ve kuşu kafesinden çıkardı. Kafesten çıkan sarı uzun tüylü kanarya direkt olarak Peter'ın parmaklarına konmuştu. Peter gülümsedi;
"Sen akıllı bir kanaryaya benziyorsun Korkusuz!" Dedi.
* * *
Saat öğleden sonra üç idi. Peter'ı telefonla arayan Holly malikaneye gidip gitmeyecekleri sormuştu. Olumlu cevap almıştı ve yarım saat sonra malikanenin kapısında buluşmaya karar verdiler. Bisikletleriyle hızla gelen Holly ve Nick, Peter'ın ondan önce malikaneye geldiğini görmüşlerdi. Şubat ayının başlarında olmalarına rağmen havanın durumu tam olarak belli olmuyordu. Malikaneye girmeden önce bisikletlerini yerleştirirlerken söze Nick girdi;
"Eee. Yeni Kanaryan Korkusuz'la aranız nasıl?" Dedi Nick.
Peter gülümsedi;
"Gayet iyi..."
Kol saatine bakan Peter o sırada kuzenleri ile birlikte malikanenin bahçesine adımlarını atmıştı.
"Peki anlıyorum bu malikane kullanılmıyor ama devlet işçilerinden biri buraya gelse de şu otları bir kesse!" Diye yalvarırcasına konuştu Holly.
Her geçen gün daha fazla kirlenen daha fazla tozlanan malikaneye girdiklerinde üzerilerine garip bir koku hakim olmuştu. Burunlarını bir süre kapatmak zorunda kalan Macera Kulübü üyeleri evin ikinci katına çıktıklarında hangi odaya gireceklerinin belirlediler. Pek güneş ışığı girmediğinden el fenerini açan Üçlü koridorda bir odaya girmek için adımlarını atıyorlardı. Tavan köşelerinde duran örümcek ve ağlarını görmezden gelmeye çalışan Holly onlardan korkup bağırmamak için kendini zor tutuyordu. Dışarıdan gelen bir iki kuş sesleri duymuşlardı bu sessiz ve korkunç ortamda.
Odaya girdiklerinde odanın duvarına asılan bir guguklu saat dikkatlerini çekmişti.
"Vay be! Hala bu saatler kullanılıyor mu?" Dedi Holly.
Peter yanıt verdi;
"Mark Tum on beş yıl önce ölmüş ve on beş yıl önce bu saatler vardı. Ama adam öldükten sonra evdeki eşyaları boşaltmadıkları için saat hala burada" dedi profesör edasıyla.
Nick, Peter'ın ne dediğini yaklaşık on saniye sonra kestirmişti.
"Bir guguklu saat bende olsaydı keşke..." Dedi Holly.
Nick ve Holly saate bakarak bir şeyler düşünürlerken Peter odanın içinde bulunan başka ilginç bir şeyin yanına gitti;
"Hey Holly, Nick! Şu vitrinde duran figürlere bakın!" Peter eliyle vitrinde duran oyuncak korkunç figürleri gösterdi. O sırda Holly ve Nick'de figürlere bakıyordu.
"Bay Tum korku filmi yönetmeni olduğu için bu figürlerin burada olmasına hiç şaşırmadım..." Dedi Nick, "Ama figürler güzelmiş!" diye de ekledi.
Vitrinde duran figürler o kadar kir içindeydi ki bir figürü Joker yerine sakallı bir amcaya benzetebilirdiniz.
Aniden garip bir ses;
"GUGUK!GUGUK!"
Macera Kulübü üyeleri tüyleri diken diken olmuş bir şekilde geriye döndüler. Odanın içinde bulunan guguklu saat ötmeye ve kulaklarını tırmalayan bir ses çıkarmaya başlamıştı.
"Bu saat neden ötüyor? Saat daha tam olmadı!" Diye söylendi Peter, Macera Kulübü üyeleri kulaklarını kapamıştı ve malikanedeki sessizliğin ardından böyle bir gürültüyle karşılaştıkları için şaşırmışlardı. Neyse ki bu ses guguklu saatten başka bir şey değildi. Çünkü Macera Kulübü'nün yüreği ağzına gelmişti.
"Bu saat bizim kullandığımız saat değil! Saati kim ayarlamışsa yanlış ayarlamış!" Dedi Holly.
Üç kere ötüp, Macera Kulübü üyelerini her ötüşünde hoplatan saat sustuğunda malikane yine uçsuz bucaksız bir sessizliğe bürünmüştü. Bu sessizlik hayaletli bir sessizlik miydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MALİKANEDEKİ HAYALET (MaceraKulübü 2. seri)
AdventureOnlar kendilerini Macera Kulübü olarak adlandırıyorlar... Adları Nick, Holly ve Peter. Peter, Nick ve Holly'nin kuzeni. Nick ise ablası Holly'yi bazen kızdıran macera dolu bir çocuk. Yıllar önce ölen korku filmi yönetmeni Mark Tum'un, malikanes...