Sherlock elini yatağın diğer tarafına koyarken sıcak bir beden yerine bir boşlukla karşılaştı. Anlaşılan kocası yine ondan erken kalkmıştı.
Bozulmuş bir şekilde yatakta doğruldu ve ayaklarını aşağı sarkıttı. Bir kaç saniye algısının açılmasını bekledikten sonra ayağa kalktı ve kaşlarını çatarak mutfaktan gelen cızırtı ve kokuya doğru ilerlemeye başladı.
"John? Sen misin?" diye sordu köşeyi dönmeden önce.Daha sonra mutfağa girdiğinde,radio ile birlikte mırıldanan ve aynı zamanda kavhatlı hazırlayan John'la karşılaştı.
"Evet benim" dedi John yumurtaları tabağa yerleştirmeye çalışırken.
"Saat kaç?" Sherlock esneyerek sordu.
"10.30. Bu gün erken uyanmadın" dedi işini bitirip Sherlock'un karşısında otururken.
"Dün gece biraz sert geçtiği için ola bilir mi?" diyerek göz kırptı. John hafif tebessüm ederken Sherlock'a yemeğine döndü.
John önündekileri bitirdikten sonra kocasının leptopun alıp kahvesiyle birlikte kanepeye doğru ilerlerken,Sherlock da tabağını alıp lavaboya bıraktı.
John eğilmiş bir şekilde ekrana bakarken, Sherlock ilerleyip onun yanına oturdu ve kocasının büyümüş tombul göbeğini dürttü.
"Kilo almışsın" dedi yüzünü garip şekillere sokarken. John bu hakarete zararsız bir şekilde somurttu.
"Günlerce yemek yemediğimiz zaman oluyor ve inan bana bu yediklerimizin iki kat yerini dolduruyor." dedi John sinirli bir şekilde.
Sherlock anında yanlış cümle kurduğunu anladı ve hemen John'un kolları arasına girip göğsünü kapladı.
"Beni affet?" hafifce sordu Sherlock John'un karnına elini sürterken. John başını salladı be kendinden uzun olan adama baktı.
"Göbeğinin neden böyle güzel olduğunu anlatmadan kurtulamazsın" dedi Sherlock omuz silkerek. John gülümsedi ama aynı zaman da yüzü de pembeye döndü.
***
3 ay sonra...
John yataktan fırlayıp hızla banyoya yöneldi. Oraya vardığında hemen eğilip klozete kustu. Sherlock sesleri duyup hemen onun arkasından banyoya yöneldi.
John'un elini ve yüzünü yıkadıktan sonra odalarına döndüler. Sherlock yatağa uzanıp kocasını kendine çekip kollarını beline doladı.
Bir kaç dakika sonra Sherlock gömleğini ıslatan göz yaşlarını görmek için John'un çenesinden tutup kaldırdı. Sherlock kollarındaki kısa adam için üzülüyordu.
Son zamanlarda durum böyleydi. John her zaman kustuktan sonra bir kaç saat ağlıyordu.
Onun bu halini gören Sherlock göz yaşlarıni silip dudağına öpücük kondurdu.
"Tamam. Şimdi dişlerini fırçalıyorsun ve daha sonra kahvaltı yapıyoruz. Olur mu?" diye sordu sakin bir tonda. Çünki bu günlerde sarışın değişken bir ruh halindeydi.
John başını salladı ve Sherlock'u elinden tutup birlikte diş fırçalamak için banyoya doğru sürüklemeye başladı.
***
John'un bulantıları bir kaç daha devam ettikten sonra Sherlock'un sabrı tükendi ve artık buna son vermesi gerektiğini anladı.
Ertesi sabah Sherlock John'dan erken uyandı ve ona kahvaltı hazırlamaya başladı. Evet,normalde elini hiç bir işe sürmeyen Sherlock Holmes,konu John Watson olunca her şeyi yapa bileceğini hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Johnlock || One shots ||
Short StoryArkanıza yaslanın ve Johnlock'un tadını çıkarın. :)