Mystrade cephesi...
Mycroft,aralarındaki sessizliği bozan tek şeyi izliyordu. Denizdeki dalgaları. Hem John ve Sherlock'u yalnız bırakmak adına hem de aralarındaki meseleyi çözmek için sahile gelmişlerdi. Fakat hala da bir adım atan olmamıştı. Mycroft dalgaları izliyor, Greg'te onun arkasındaki bankta oturmuş onu seyrediyordu. Son yarım saatdir sadece bunu yapıyorladı. Ama 30 dakikanın sonunda Greg dayanamadı ve konuşmaya başladı.
"Bana neden anlatmadın?"
Özlediği sesi duyan Mycroft sonunda cesaret edip ona döndü.
" Ne fark ederdi ki?"
" Ne mi fark ederdi? Çok şey Mycroft. Çok şey!" Greg sesinin yüksek çıktığının farkındaydı ama elinde değildi. Yıllardır zoru istemişti. Mycroft Holmes'un onu sevmesini.Yıllar sonra sevgisine karşılık bulmuştu ama şimdi o,sevdiği adam karşısına geçmiş ne fark edeceğini söylüyordu.
"Öğrendin işte. Ne olacak şimdi? Ben söyliyeyim. Hiç bir şey. Sen şimdi karının yanına gideceksin ve bende acı çekmeye devam edeceğim. Bu yüzden konuşmanın bir anlamı yok."
Mycroft konuşmasını bitirdikten sonra gitmek için yeltendi ama Lestrade'ın sözleri onu durdurdu.
" Beni seviyorsun. Bende seni seviyorum. Neden konuşmamızın bir anlamı olmasın ki?"
Mycroft kaşları çatılmış bir şekilde Greg'e döndü. Bir süre ona baktıktan sonra ilerleyip tam karşısında durdu.
" Evli olduğunun farkındasın değil mi?"
" 1 ay önce karım seni sevdiğimi öğrenene kadar evet evliydim. Ama 1 ay önce bitti. Artık bekarım"
" Peki bundan neden haberim yok?"
" Neredeyse 5 aydır benden kaçtığın için ola bilir mi?"
"Ama beni anlamalısın!"
" Hayır. Benden neden kaçtığını anlamıyorum. Ama en önemlisiyse neden bana her şeyi anlatmadığını anlamıyorum. Neden?"
Mycroft susarken,Greg tüm hücrelerinin sinirle kaplandığını hiss ediyordu. Bu yüzden tekrar konuştu ama bu sefer bağırarak.
" Neden Mycroft! Neden bu kadar acı çektirdin bize? Neden!?"
"Korktum!"
Mycroft'un cevabı karşısın da sadece sustu Greg. Mycroft onun yanından ayrılıp banka oturdu ve başını elleri arasına aldı.
Greg yavaş adımlarla ona yaklaşıp yanına oturdu. Bunu hiss eden Mycroft başını kaldırdı ve onun gözlerine bakmaya başladı. Greg'te aynısını yapınca uzun süre öyle kaldılar. Ama Greg daha fazla dayanamayıp onu kolları arasına aldı. Uzun zamandır bu anı bekleyen Mycroft anında karşılık verdi. Greg ona öpücükler kondururken diğer taraftan da fısıldadı.
" O korktuğun her neyse artık korkma. Ben varım. Biz varız."
Greg'in sözlerine tebessüm eden Mycroft istemese de onun kollarından ayrılıp yüzüne bakmaya başladı. Tebessümü yüzünden silinmezken diğer taraftan da elini Greg'in yüzüne koydu.
"İşte korktuğum şey bu. Biz"
" Biz mi? Neden?"
" Çünki her kes gibi kavga edeceğiz bir birimizi üzeceğiz. Belki ayrılıcaz. Ama en önemlisi bir gün ikimizden biri ölücek. Ben buna katlanamam. Bir gün seni kaybetmeye dayanamam.Anlıyor musun?
Onun sözlerine gülen Greg,uzanıp Mycroft'a bir öpücük verdi. Bu uzun süreli öpücükten sonra Greg alınlarını ayırmadan konuşmaya başladı.