10.Bölüm

58 15 6
                                    

Bu bölümü oy verip,yorum yapan dbildirir e ithaf ediyorum. Teşekkür ederim canım

Sevgili günlük;

O gün babam Bulut'u görünce sinirlendi ama bana kızmadı. Bulut'u evden kovdu. Evet açık açık kovdu. Gülmek istesem de gülemedim,çünkü babam benden gerçekten beklememişti. İki gün geçmesine rağmen babam bana soğuk davranıyordu. Bulut'un arkadaşlarıyla buluşacaktık ve yanımda Kulina da olacaktı. O olmasa kim bilir ne yapardım. 

Günlüğümü kenara koyduktan sonra dolabımın önüne gittim. Uzun yeşil eteğin üstüne siyah gömleğimi çıkarttım. Siyah botlarımı da giyince çok güzel olacaktım. Komodinin önünden geçerken gözüme takılan listeye iç geçirdim. Bunu geçen yıl hazırlamıştım. 

Gökyüzü'nün hayalleri; 

Yüzmek

Bale yapmak

Dağa tırmanmak

Bisiklete binmek 

Bovling oynamak 

Yağmurda dans etmek 

Şu ana kadar gerçekleştirdiğim olmamıştı. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde kendimi toparlayarak üzerimi giyindim. Hafif bir makyaj yaparak asansöre bindim. Babam konuşmayıp sadece göz kırptı,gülümsedim. Annem sarıldı,öptüm. Bugün beni şoför götürecekti. Biraz durduktan sonra zaten okula geçecektik. Heyecanla gideceğimiz yeri görmeyi bekledim. 

Mavi ışıkları olan kırmızı tabelalı cafe tarzı bir yerdi.İçinde bovling olan bir cafe.  Cafenin adı Meltem esintisiydi. Kaşlarımı kaldırarak cafeye girdim. Portakal kokusuyla burnumu doldurup gözlerimi kapadım. Omzuma dokunan elle kendime geldim. Kulina yeşil gözlerini ön plana çıkaracak bir makyaj yapmış ve bu soğukta mini şort giymişti. Eğilerek  sarıldığında kalçamı biraz kaldırmaya çalışıp destek oldum. Bulut ve arkadaşlarının olduğu masaya ilerledik. İki kız iki de erkek vardı. Kızlar beni görünce alaycı bir surat ifadesiyle bakmaya başladılar. 

Bulut beni görünce gülümsedi ve ilk önce erkek arkadaşlarıyla tanıştırdı. Buğra ve Savaş. Gayet iyi ve güler yüzlü çocuklardı. Sıra kızlara geldiğinde ikisi de salakça gülümseyerek bana sarıldılar. Halbuki elimi uzatacaktım. 

"Canım elinde çalışmıyor diye sarıldık." Elimi havaya kaldırarak oynattım. 

"En az senin çenen kadar çalışıyor." Kulina kocaman bir kahkaha attı. O sırada masaya gelen Burak şaşkınlıkla Kulina'nın inci tanesi dişlerini baktı. Umarım onlar mutlu olurdu. Kızlar bozulduklarını belli etmeden sipariş istediler. Yanımıza gelen kır saçlı yakışıklı bir adam burukçu gülümseyerek ne istediğimizi sordu. 

"Bu cafenin adının bir anlamı var mı?" Sorduğum soruyla adam derin bir nefes aldı.

"Sevgili eşim Meltem. Çok eskiden zorla evlendirmek için ailesi onu saklamıştı.Bir yıl boyunca onu sürekli aradım. Bir gece saklandığı yerden onu bulup çıkardım. Portakal çiçeği gibi kokusu vardı. Tüm kasabaya yayardı kokusunu. Portakal çiçeği de Dağın meltem esintisinde en yaygın dağılarak kokar. Kaçarak evlendik ve mutluyduk ama tam dört sene önce kazaya kurban gitti. Bilinçli bir kaza. Bu yüzden bu cafenin ismi Meltem esintisi,onu tam buramda hissetmek için." dedikten sonra elini kalbine götürdü ve siparişlerimizi aldı. 

Adamın anlattığı yüzünden kola bile boğazıma oturdu. Adama nazikçe gülümseyerek sohbete yeniden başladık.  Kulina ve Burak birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı. İsimleri Çağla ve Begüm olan kızlarda ojeden konuşuyorlardı. Bende Bulut'a bakıyordum. 

"Hadi bovling oynayalım" Çağlanın önerisini kabul edip ayağa kalktılar. Sandalyemin ayak kısmı masaya takıldığı için gidemiyordum. Savaş bana yardım ederek sandalyeyi bovling alanına doğru sürdü. Herkes kayıtı bekleyip atış yapmaya başladı. En sonda olduğum için mutluydum. sırasıyla herkes yaptı ve bana geldi. Şu an Burak öndeydi. Kulina sandalyemin arkasına ve omuzlarıma baskı yaparak atmama yardımcı oldu. Tüm lobutları devirdiğimde erkeklerden beğenme sesleri çıktı. Burak şaşırdığım bir hareket yaparak vurmam için yumruğunu uzattı. Yumruklarımızı tokuşturarak geri çekildik. Çağla ve Begüm kaşlarını çatarak bana bakıyorlardı. 

Herkes tekrar atmaya başladı. Bulut tüm lobutları devirerek birinciliğe yükseldi. Kulina ikinci,Burak üçüncü olmuştu. Birbirleriyle kavga etmeye başladılar. Topu elime alarak öne doğru uzandım ve fırlattım. Hayır düştüm. Topu atıp öne doğru savrulmuştum. Ellerimi dikleştirip düz durdum. Burnum kanıyordu. Çağla ve Begüm gülerken Bulut,Kulina,Savaş,Buğra,Burak yanıma geldiler. Başımı arkaya yatıran Bulut burnuma peçeteyi bastırdı. 

"Arabayı hazırla hastaneye gidiyoruz." 

"İyiyim ben sadece burnum ağrıyor," dediklerime aldırmadan çıkışa doğru ilerledik. 

"Yazık ya,hiçbir şey yapamadan düştü."

"Nasıl bir duygu acaba çaresizlik."  Begüm , Çağlaya el uzatarak çakıştılar. Sonra çağla Bulut'a 'çok uzatma'diye seslendi. 

Kapıdan çıkmadan önce ikisinde orta parmağımı kaldırdım. Şaşkınlıkla bakarlarken Kulina güldü ama üstlerine yürümekten çekinmedi. Burak belinden tutup onu da çıkışa götürdü. Kulina Burak'ın kucağında olduğunun farkına varıp daha çok yapıştı. Dişiliğini kullanan kızlara her zaman bayılmışımdır. Arabaya binerek hastaneye bir an önce ulaşmayı diledim. 

****************

Doktor sadece etimin ezildiğini söylemişti,iri bir bantla sararak kanının durmasını engelledi.  Eve gidince ikinci işim hayallerimden bovlingi silmek olacaktı. Birinci işim evdekilere açıklama yapmak olacaktı. Eve geldiğimizde Bulut girmemeyi tercih etti. 

"Çağla ve Begüm adına özür dilerim,sen çaresiz değilsin. Aksine kusursuzsun."

"Teşekkür ederim,biliyorum." Dişlerim gözükecek şekilde gülümsedim. Bulut beni sandalyeme oturtup arabaya bindi. Araba giderken sandalyemi sürerek eve girdim. Yabancı bir parfüm kokusu hakimdi. Salonda oturan orta yaşlı çift beni görünce aynı anda ayağa kalkarak 'kızım' diye seslendiler. Annemle babama baktığımda annemin ağladığını babamında gözlerinin dolduğunu gördüm. 

Kadın bana sarılınca bende ona sarıldım. Akrabamız falansa eğer daha önce hiç görmemiştim. Annemle babamın yanına gidecekken yabancı adam sandalyemden tutarak yanına çekti. 

"Senin yerin burası." Adamın dediğiyle şaşkınlıkla derin bir nefes aldım. 

Bu adam ne demek istiyordu. 

KUSURSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin