Selam!Yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Begenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Multimedia'da Bora var. Sizi seviyorum kar tanelerim❄. Keyifli okumalar!🤗
¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤¤
Müdürün tokatıyla kendime geldim. Bileğini kavrayıp hızla döndürdüm.Müdür acıyla inlerken "Ne demek annenin yanına gidiyorsun? O beni istese bile alamaz. Hukuksal açıdan mümkün değil. Duydun mu? Hiçbir yere gitmiyorum!"Bileğini benden kurtarmaya çalışırken "O...O istedi."
Anlamaz bir şekilde "Kim istedi? Ne diyorsan düzgün söyle be adam!"
"Ah bileğim. Bileğimi bırak. Söyleyeceğim." Hızla bileğini bırakıyorum ve yakasından tutarak "Söyle! " diye bağırdım.
"Bora istedi. Babası avukatmış. Hukuksal açıdan mümkün değil ama babası kaçak yollardan halledecekmiş. Yani annenler seni gerçek çocuğu olarak değil sadece bir yetim çocuğu sahiplenmiş gibi alacaklar."
"Ne? Bir dakika Bora istese ne olacak? Annem beni istemiyor ki."
"Annen seni istiyor. Bana para teklif etti hatta ama ben hukuksal işleri halledemediğimden kabul etmedim ama şimdi başıma talih kuşu kondu. Bora'nın babası her şeyi halledecek ve ben seni annene vereceğim. Karşılığında da para alacağım. Senin bana yararının dokunacağını bilseydim seni bu kadar çok dövmezdim." dedi sırıtarak. Bu nasıl olur? Bora neden böyle bir şey istemişti? Onu asla affetmeyecektim. Yanıma Nehir'in gelmesiyle müdürün yakasını bıraktım. Nehir'in bir şey demesine izin vermeden "Her şeyi anlatacağım." dedim o da sessiz kalarak beni onayladı. Arkamı döndüğümde çoğu öğrencinin müdürü ve beni izliyor olduğunu gördüm.Bu iyi bir şeydi. Kendimi güçlü göstermiştim. Onlara aldırmadan odadan çıktım ve direk bahçeye indim.
Haziran ayında olmamıza rağmen bazı akşamları hava serin olabiliyordu. Bu akşam da öyleydi. Serindi ama ben aldırmıyorum. Nehir yanıma geldiğinde çardağı göstererek oturması için işaret ettim. O oturuyor. Sonra yanına ben de oturuyorum ve soru sormasına izin vermeden her şeyi baştan anlatmaya başladım.
Ona bilmesi gereken şeyleri kısaca anlattıktan sonra yaklaşık bir dakika boyunca sadece baba baktı. Şaşkınlıktan dili tutulmuş gibiydi. Sonunda kendine geldiğinde "Bir dakika anlamadım? Seni terk eden annen senin yanına geldi ve benim bundan yeni haberim oluyor? Sana inanmıyorum! Peki bu içeride konuşulan mevzu neydi? Annenle mi yaşayacaksın artık?" dedi.
"Ne desen haklısın. Sana daha önce söylemem gerekirdi ama hazır değildim. Nehir ben çok güçsüzüm. O kadar güçsüzüm ki beni hiçe sayıp terk etmesine rağmen ona içimden hala anne diyorum. Ben neden bu kadar güçsüzüm?" Bunları söylerken gözlerim sulanmıştı.
"Sen güçsüz felan değilsin. Aksine sen çok güçlüsün. Yaşadıkların kolay şeyler değil. Kim olsa afallardı."
"Beni yanına istiyormuş. Müdürle onun için kavga ettik. Hukuksal açıdan bu mümkün değil ama Bora babasının hukuksal işleri kaçak yöntemlerle halledeceğim söylemiş. Bora bunu neden yaptı? Ben annemin yanında kalmak istemiyorum ki. Biliyor musun? Bir an için Bora'yı iyi biri sanmıştım. Oysa o bana hayatımdaki en büyük kötülüğü yaptı." Bunları derken gözyaşlarım akmasın diye gökyüzüne bakıyordum. Kimsenin yanında ağlamazdım ben. Yine ağlamayacaktım. Nehir bana sıkıca sarıldı ve başka soru sormadı. Başka soru sorarsa benim daha kötü olacağımı bildiğindendir belki de.
Ayağa kalkıp "Ben Bora'nın yanına gideceğim. Ne işler karıştırdığını öğrenmem gerek." Arkamı dönüp ilerlemeye başladığım sırada Nehir kolumdan tutup beni durduruyor. Ona döndüğümde "Bora senin hayatını kurtardı. Ona minnettarım, minnettarsın. Bunu neden yaptı bilmiyorum ama içimden bir ses Bora'nın iyi biri olduğunu söylüyor. Senden tek istediğim sakin kalmaya çalış ve onu dinle olur mu?" Başımı sallayarak arka bahçeye ilerledim.Duvardan atlayıp sokağa çıktıktan sonra biraz yürüyüp otobüs durağına ulaştım. Normalde Bora'nın evine yürüyerekte gidebilirdim ama otobüsle gitmeyi tercih etmiştim. Sonuçta akşam olmuştu. Bir an aklıma yemek yemediğim gelince Bora'yla konuştuktan sonra yemek yemem gerektiğini de aklımın bir köşesine not ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARDELEN
Teen FictionBazı anlar göğsüne bir yumru oturur, nefes alamazsın. Ağlamak istersin ama göz yaşların akmaz. Etrafında birsürü insan vardır ama kendini yalnız hissedersin. Kimsenin seni anlamadığını düşünürsün ama tüm bunlara rağmen güçlü görünmeye çalışırsın...