Dersten çıkmış arkadaşlarla bu yağmurlu havada bir pencerenin önünde dikiliyorduk.Bazılarımız bu yağmurlu havada evin yolunu gözlüyorlardı.Bense onu yolunu gözlüyordum.Buradan yine geçecek ve ben onun sadece bedenini kalarak yüzüne hasret kalacaktım.Ne zamandan beri onu evim yapmıştım bilmiyordum.Sadece çok fazla hoşuma kaçıyordu.
Sonra onu gördüm.Koridorun başından sessiz adımlarla yürüyordu.Başı yere doğru eğikti.Onu gördüğüm için yüzümde hafif bir gülümseme oluşurken yanımda konuşan insanların sesleri sessize alındı benim için.
Onlar sadece boş konuşan birer insana dönüştüler.Onu izledim.Tüm detayları ile bir tablo oluşturdum.Sonra yalpalayan vücudunu gördüm.Bir oğlan ona çarpmıştı ve o geriye doğru yalpalamıştı.
Midem ve kalbim kendiliğinden kasılırken ona zarar gelebilmiş olma düşüncesi ile daha fazla kasıldılar.Canı acımıştır diye korkmuştum.Gerçi nasıl bilebilirdim ki bu acının diğerlerine göre çok hafif kaldığı.
Başını ona çarpan için kaldırdığında gözleri önde o oğlanın üzerinde kaldı.Sonra bana doğru döndü.Ben onun bu şaşkın ve sersem haline yarım ağız gülerken göz göze geldik.Kalbimde büyük patlamalar gerçekleşirken ben onun gözlerinin içine baktım.Mavi gözlerini bana devirip adımlarını hızlandırdı ve koridorun sonuna doğr yürüdü.
Büyük ihtimalle cenetti olarak adlandırdığı yere gidecekti, resim odasına.
On dakika sonra bana seslenmelerine aldırmadan bizimkilere selam vererek yürüdüm.Tabi ki de yürüdüğüm yer belliydi.
Resim odası benim için günü güzelleştiren bölümdü.Hani sevdiğiniz bir dizi vardır ve sizin daima desteklediğiniz o çiftiniz dizinin o dakikasında çıkar.İşte benim için de resim odasına gitmek böyle bir şeydi.Sizin için o "best couple" terimine uyan çiftleriniz yanyanayken ve biraz sonra öpüşecekleri sırada saran heyecan benim için de o odaya adımla sürecindeki heycandı.O filmi o dakikasında durdurur ve onların güzelliğini izlerdiniz.
İşte ben de şu anda bunu yapıyordum.Kendimi o kapının önünde durduruyor ve onu dakikalarca izliyordum.
Elbetteki bu durumda bana sapık diyemezdiniz çünkü siz de benim gibiydiniz.
Bir müzik videosundaki yada konserdeki idolünüzün üzerindeki giyisi çıktıktan sonra gözler önüne serilen baklavalara bakmanız gibiydi.Yani gözlerinizden çıkan kalplerle onları izlerdiniz.İşte benim de onu izleme sürecim böyleydi.
Üstsüz bir şekilde çömeliyor oluşu benim için harika bir manzaraydı.Ağzında fırçayı tutuyordu.Elinde ise bir bez diğer elini de boyanın içine batırmıştı.Siyah saçları dağılmıştı.Gördüğüm manzara ile nefesim kesildi. Öyle güzeldi ki onu saatlerce izleyebilirdim.
Kendini öyle kaptırmıştı ki izlendiğini farkında bile değildi.Gerçi hiçbir zaman izlenildiğinin farkında değildi.O böyleydi.Etrafına dikkat etmezdi.Bir süre sonra haraketlendiğini gördüm.O hareket ettikçe kasılan kaslarından kaldırdım gözlerimi.Eğer işini bitirdiyse ne yapacağını biliyordum.Bu ise günün ikinci güzel bölümüydü.
Uzun ve renklerle bütünleşmiş vücudu aynada gözlerimin önüne serilirdi.O ise kendisine bakar ve gülümserdi.Bilirsiniz, hiç gülümsemey birinin gülümseyen bir anını görürseniz kim olursa olsun bunu sever.
Fakat bu sefer farkında olmadan bir hata yapmıştım.Aynada gözlerimiz birbirimiz ile çakışınca beş saniyelik bir bakışmanın ardından hızlıca orAdan uzaklaştım.
Şüpheleneceğini düşünmüyordum çünkü buradaki eserler daima merek konusu olmuştu.Benim içinse o.
Çıkışa doğru yürürken tek düşüdüğüm oydu.
Karan... ismi ona bazı anlar yakışmıyordu tıpkı aynadaki yansımada gördüğüm gibi; renkler onun karanlığına öyle güzel uyuyordu ki onun için gökkuşağı olmak istiyordum.
P.S:Atlas aşkımızı da buraya koyalım;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vurgun boyxboy
Short StoryDüzenleniyor. Başlama tarihi:26/08/2017 Tek istediğimiz saygı unutma, Love is Love. Top #6 (23.10.2017) Top #4(25.10.2017) Top #1(4.11.2017) Bitirme Tarihi:23/12/2017