Vurgun boyxboy

XXXVIII

Evime gelmiştik.Evimi ilk kez göreceğinden içimde büyük bir korku vardı.Kapıyı titreyen parmaklarımla iki saatte çekmeye çalıştım. Bu ona özel değildi, genel olarak öyleyim. Yavaşça iceriye girdikten sonra o yüzündeki  tahmin etmiştim gülüşüyle rahatladım.

"Kendini burda kaybetmeden nasıl yaşıyorsun?"

"Ben asıl düzende kayboluyorum."

Hafifçe güldü. O ufacık tebessümü benim için bir zümrüt kadar değerliydi. Etrafı süzerce gözlerini herşeyin üzerinde gezdirdi.

"Dağınık falansın ama zevkli insansın. Korkarım gibi tabloların ve kullandığın eşyalar bile bu dağınıklıkta kaybolabilir."

Farkında  varmadan salona doğru yürüdü. Çok koşmamızdan kaynaklanan bir yorgunlukla koltuğa yayıldı. Yanındaki dar boşluğa bakıp aklıma gelen fikirle dudaklarımı ısırdım. Bir kaç dakikalık cesaret toplamanın ardından yavaşça gidip yanına oturdum. Gözlerine baktım.

"Diğer şarabı versene?"

Uzattığı şarabı acıp bir yudum alıp masaya bıraktım. Yavaşça Karan'a doğru eğilip öperek ağzımdaki şarabın birazını ona aktardım. Giderek öpücüklerimi hızlandırdım. Parmaklarımda siyahlıklarına taptığım saç tellerinin arasında dans ediyordu. O da boş durmayıp boynuma kollarını doladı. Huylanmıştım ama tutkunun yükünden bir an için geri çekilmek aklımdan geçmemişti. Yavaşça üstünü çıkardım.  Aklıma gelen fikirle aniden çekildim. Hızlıca çekilmem üzerine gözleri zevkle büyümüş Karan bana kaşlarını kaldırarak bakmaya başlamıştı.

Ona şarap şişesini göstererek salladım. Şarabı alıp ağzına doğru döktüm. Ağzından boynuna doğru yol alamaya başlayan taşan şarap damlaları yavaşça belli belirsiz sixpacksleri arasından v kasına ilerledi. Bu muhteşem manzaraya daha fazla dayanamayacağımı anlayarak dudaklarına hızlıca ve tutkuyla yapıştım. Ellerimi ayni şekilde hızlıca saçlarına geçirmiş ardından da ellerim sırt kaslarında oyalanmaya başlamıştı. Boynuna moraracağından emin olduğum küçük ısırıklar atıyordum. Daha sonra aşağıya şarabın bıraktığı yolu yalayarak takip ettim.

"Ahh... At...las!"

İsmimi haykırmasıyka bende inlememi bıraktım. Aniden tshirtümü çıkarıp beni koltukla arasına alan sevgilimle büyük bir şok yaşadım. Ama dudaklarıma kondurduğu çıldırtıcı öpücükler sayesinde kendime gelerek  anında öpücüklerine karşılık vermeye başladım. Dudaklarımı yalayarak nahoş şarap tadını çoğalttı. Dudaklarımı dişleri arasına alarak kendine doğru çekti. Bu hareketi ile inlerken çenemden boynuna doğru geçti. Heyecandan soğuk olan parmak uçlarımla tenine dokunuyordum. Kendini bana sürtmeye başlayarak boynumdan göğüs uçlarıma doğru yolu yanımızda duran şarabı biraz üzerine dökerek çizmişti. Çıldırtıcı şehvetinden miniğim aşağılardan uyarı veriyordu. Bende kendimi sevdiğime daha fazla sürtmek zorunda kalıyordum. İnlemelerim artık kesilmez olup ve miniğim dahada uyarılmışken kalkıp sevdiğimi kucağıma alıp odama doğru ilerlemeye çalıştım.Odadaki karışıklıktan dolayı arada bir dengemi kaybetsem de düzgün adımlarla yürümeyi sürdürüyordum. Diğer yandan boynuyla ilgilenmeye çalışıyordum. Duvarlara carpa carpa kendimizi sonunda yatak odamda bulabilmiştik. Onu yatağa yavaşca bıraktım ve bir kaç saniye güzelliğini izledim.

Dudakları kızarmıştı. Gözbebeği arzudan dolayı büyümüştü. Yanakları heyacanın etkisiyle kızarmıştı. Ağzının kenarlarında ise şarap kalıntıları vardı. Çok fazla iştah açıcı gözüküyordu.

Elini uzatınca bende elini tutup yavaşça aletinin üstüne oturup ileri geri gitmeye başlamıştım. Kesik kesik arzulu inlemelerimize ve nefeslerimizin sesleri arasında yeni bir ses gebeliğin ardında dünyaya gelmişti. Kilit sesi aramızda yeni doğan bir bebeğin çığlık sesi etkisi yaparken Karan beni üzerinden ittirmişti. Yere düşmüş bedenime aldırmadan ona bakarak konuşmaya başlamıştım.

"Siktir Karan! Deniz geldi.Sen tuvalete git üzerini temizle.Ben onu oyalacağım."

Dediğimi yaparak hızla tuvalete giden Karan'ın ardından üzerime bir üst geçirerek, bu durumdan nasıl kurtulacağımı düşünerek Deniz'in yanına doğru adımladım.