~5~

444 278 223
                                    

Hepinize Merhabalar
Nasılsınız? İyisinizdir umarım.
simgemiss0124

Bölüm şarkısı; charlie phut - attention

Keyifli okumalar.

&

Gece küllerinden doğmak için güne sarılırken, gün hala geceye dirençliydi. Güneşin günü aydınlatmak için verdiği çabalar, gecenin kaybolduğunun habercisiydi. Fakat ruh karanlığından çıkmak için güneşi değil, geceyi bekliyordu. Geceye meftun edilen onlarca satır kurtarırdı ruhu yenilgisinden. Gündüzün değil gecenin kullarıydı ruhlar.

Ruhların vaveylalarının sızdığı acı sokaklar dahi direlmişti. Geceydi günü doğuran, gündü geceye meftun kılınan. Kirli sokakların, kirli taşlarına bulanan kanlardı ruhu karanlığa gömen. Karanlığın pençeleri kirletmişti bu sokakları. Zihninde kana bulanan sokak lambaları geceye yanmış, güne ölmüştü.

Uzun kirpiklerinin altına saklı, yeşil harelerini yavaşça güne doğru açtı. Bir kez daha uyanmak istemezdi güne. Bir kez daha gecenin kollarına sarılıp güne atılmak istemezdi. Geceden kalanlar, güne adımlamışlardı.

Günün ışıttığı oda ölüm beyazlığını giyinmiş, her tarafta aynı renk vardı; beyaz. Mor halkaların çerçevelediği yeşil gözlerini bir kaç saniye gezdirdi beyaz tavanda. Kafasında dünden kalan düşünceler fare misali beynini kemiriyordu. Başı hafiften de olsa dünden kalan sızıyı belli ediyordu. Kemikten ete sarılı parmaklarını kaldırıp zihnini kurcalayan düşünceleri silmek istercesine şakaklarına bastırdı. Tam orası, zihni. Bütün oyunların oynandığı, geçmişin iz sürdüğü, hepsi bu izbe köşedeydi. Bütün hepsinden kurtulmak, zihnini sökmek istercesine biraz daha bastırdı. Ve ardından biraz daha...

Sol kolunu oynatmak istedi. Ve işte o an bir şey fark etti. Gecenin izlerini taşıyan bir morluk daha. Gecede saklı kalan ruhların bile direldiği bir morluk. Biri daha eklendi kolundaki morluklara. Biri daha eklendi yangınına.

Sol kolunda bulunan damar yolunu takip etti. Serum seti boyunca hareleri uzandı ve askıda bulunan izotonik serumda takılı kaldı gözleri.

Ruhsuz, derin bir nefesi yudumladı ciğerlerine. Ve bir tane daha bıraktı diğerlerinin yanına. Hafifçe geriye doğru kaykıldı beyaz yatakta. Kolundaki beyaz sargıya baktı önce, biçimsiz parmaklarını sargıya doğru uzattı.

Parmaklarını sargıya dokundurduğu anda kapı gürültüyle aralandı. Geçmişin geleceğe yatırdığı vaatler olmamıştı olmayacaktı. Beyazlığın içine çöken karanlık bulutlar yağmaya hazırlanıyordu. Şimşek çaktığında karanlığa gömülen hayatlar uyandı.

Beyaz önlüklü, genç ve güzel kahverengi saçlarının arasından bakan doktor odayı arşınladı yanındaki hemşire ile. Ve yatağının dibinde durdu. Yatağın yanındaki dosyayı alıp inceledi ve konuşmaya başladı.

" Nasılsın? İyi hissediyor musun? Şuan da bir ağrın var mı?"

Ağzını araladı, gözlerini yarı olmuş seruma ilaç enjekte eden hemşireden alıp doktora kilitledi ve ağzını araladı.

" İyi gibiyim. Sadece başımda biraz ağrı var." Konuştuğunda boğazının epeyce kurumuş olduğunu hissetti. Sesi pürüzlü çıkıyordu. Dudakları yer yer çatlamıştı.

Genç doktor başını salladı.

"İyi olmana sevindim. Baban düzenli beslenmediğini ve ilaçlarını kullanmadığını söyledi. Bunlara dikkat etmezsen tansiyonun düşmesi çok normal. İlaçlarını kullanmazsan seni hastanede tedavi etmem gerekecek. Bu senin içinde sorun olur Yüsra o yüzden ilaçlarını düzenli kullan lütfen."

Uçurumdaki Sen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin