Bir durum var. Sürüklüyor beni, çekiyor. Bazen çok aptal hissediyorum. Karşı koyamadığımda. Hayır diyemediğimde. Bu da onu güzel yapan değil miydi zaten, ya da... katlanılması zor.
Söküp atmak gerekiyor, bense kabuk bağlayan yarayı kanatıyorum, yeniden. Hem de bir hiç uğruna. Şairler bir parça haklı olmalı. "Ulaşılamayan" aşk olmalı.
Yıkamıyorum bir takım duvarları. Bu duvarlar mı yoksa benim kendime çektiğim sınırlar?
Yoksa korkaklık mı olmalı adı?
Ben seçemedim.Neresidir son durağı?
İnip gider mi oraya vardığımızda, kalıp yaratır mı gidilecek yeni yollar?
Bilmeden de cevapları, yaşamaya devam ediyor insan, ne garip!Bakarken ne hissediyor? Hatırlıyor mu? Aklından neler geçiyor, düşünüyor mu? Bir tuhaflık silsilesidir bu, o kapılıyor mu?
Anla beni. Göreceksin. Yorgunum. İzin ver. Biraz da sen dindir beni. Fırtınalarım bolca. Gel de ahenkle dönelim savurup atmaya çalışan rüzgarlarda.
Mavide kaybolalım. Hem mavi güzeldir. Mavi huzur. Ben sende mavi gibiyim. Sayfalar doldu, tükendi tükenmezler. Ben senden tükenemedim.
Deliyim ben, katıksız. Sen de bir o kadar ilginç. Ürkek hatta. Seni küçük ceylan!
Gözlerindeki manada mayalandı yüreğim. Biraz karıştır da tutsun bari. Yoksa bozulmuş derler, çöpe giderim.
13.07.16
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cümbüş-ü Fikir
Non-FictionGün kendini geceye bıraktığında akla düşenlerin esiri bir insanın salak saçması çiziktirdikleri