Evde en son uyananın ben olduğumu anlayınca kendime ben nasıl ev sahibiyim diye kızmadan geçemedim. Hızlıca üzerime kot pantolonumu ve elime ilk geçen tişörtü giydim. Ben yatağımı toplarken Işıl makyajını yapmıştı bile. Şu ana kadar onu hiç makyajsız görmemiştim, en dar zamanda bile makyajı eksik olmazdı. Saçlarımı hızlıca tepemde topuz yaparak aşağı indim. Herkes oturmuş bizden kahvaltı bekliyordu. Işıl da arkamdan geldi ve ikimiz de ''neden bu kadar erken kalktınız ?'' bakışı attık. Işıl ile beraber kahvaltı sofrasını hazırlarken Koray içerden seslendi.
''Yardıma ihtiyaç var mı kızlar, ya da dışarıdan alınacak bir şey falan ? Bu öküzlerin soracağı yok da ben sorayım dedim.'' dedi gülerek.
''Sağol Koraycım ama bir şeye ihtiyacımız yok zaten iki dakikaya sofra hazır olur.'' dedim ve demlenen çayı bardaklara doldurdum.
Hepimiz masanın etrafında toplandık. Erkeklerin kurt gibi acıktığı her hallerinden belliydi, çiğnemeden yutuyorlardı resmen. Işılla göz göze gelip sesli bir şekilde güldük.
''Ne gülüyorsunuz be !'' diye çıkıştı Yiğit.
''Arada nefes alın nefes'' diyince Işıl iyice gülmeye başladık.
''Aynen beyler yaa kızlara yiyecek bir şey kalmadı valla az yavaş olun.'' dedi Oğuzhan.
O sırada kapı çaldı. Açmak için kalktım. Kapıyı açtığımda ise donup kaldım, çünkü karşımda dört yıldır hiç görmediğim, sesini duymadığım, adını bile anmadığım, hatırlamak istemediğim Elif duruyordu.
Onun suratında da şaşkınlık ifadesi vardı, ama beni gördüğüne sevinmiş gibiydi.
''Ceyla..''
''Elif.."
Oğuzhan yanıma gelmişti bile.
''Aşkım ne oldu yüzün düştü ?'' Gelenin kim olduğuna baktı ama Elif'i tanımıyordu elbette.
''Ben.. Çok şaşırdım. Seni göreceğimi tahmin etmiyordum doğrusu.'' diyebildim sadece.
''Ben de senin buraya geleceğini tahmin etmiyordum. Annem dün arayıp burada olduğunu söyleyince gelmeden duramadım."
''Ceyla bizi arkadaşınla tanıştırmayacak mısın ?'' Arkadan gelen Yiğit'in sesiydi.
''Ah doğru ya içeri de davet etmedim, gelsene Elif."
İçeri girdi. Ben hala kendimde değildim. O günden sonra o olayla ilgisi olan birini görmek gerçekten çok tuhaftı. Ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilemiyordum. Hiçbir şey olmamış gibi yapamazdım, soğuk da davranamazdım. O benim bir zamanlar en yakın arkadaşımdı. Her şeyimi bilirdi, ben de onun tabii. Ama şimdi dört yıldır görüşmüyorduk ve ikimizin de hiç yaşamak istemeyeceği şeyler yaşamıştık. Arkadaşlığımız nasıl devam edebilirdi ki.
Hep birlikte salona geçtik. Merak dolu bakışları üzerimde hissedince konuşmaya başladım.
''Arkadaşlar, bu Elif. Dört yıl öncesine kadar en yakın arkadaşımdı, onun da burada yazlığı var. Bir zamanlar her günümüzü beraber geçirirdik. Tabii ben dört yıldır buraya gelmediğim için görüşmedik hiç. O yüzden bu kadar şaşırdım aslında, beklemiyordum onu görmeyi.'' dedim. Konuşurken kekelememeye çalışıyordum.
Diğerlerini de Elif'e tanıttım. Oğuzhan hala bana şüpheyle bakıyordu. Sanki anlattığım hikayede eksik parçalar olduğunu, o yüzden bu kadar gergin olduğumu anlamış gibiydi. Tabii anlar, sevgilim o benim. Ondan bir şey saklayamam ki ben, bir bakışımdan bile anlayabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Kalp Bir Ok
Romanzi rosa / ChickLitAsla yapmam dediğim şeyleri yaparken bulduğumda kendimi, büyük konuştuğumu fark etmiştim. Hele ki söz konusu erkekler olunca..