Ceyhun'u kapıda görünce resmen neye uğradığımı şaşırdım. Ne söyleyeceğimi, ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Ben düşünürken Ceyhun da benim tepkilerimi inceliyordu.
Bana bir ömür gibi gelen kısa sürede Oğuzhan konuşmaya başladı.
"Ceyhun ne işin var burada ? Sırılsıklam olmuşsun gelsene içeri.'' Bunu diyince gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Oğuzhan Ceyhun'u nereden tanıyordu ki ?''Ceyhun mu ? Sen tanıyor musun onu tanışıyor musunuz ?'' dedim şaşkınlıkla.
''Evet bu sabah bizi eve getiren oydu işte.'' Bunu duyduğuma inanamıyordum. Tesadüf mü ? Asla olamaz. Öyle olsa Ceyhun da şaşkın olurdu ama şuan her şeyin farkındaymış gibi gözüküyordu.
''Neyse bunları içeride konuşuruz hadi Ceyhun gelsene." dedi kolundan tutup içeri doğru çekerek.
''İçeri mi ! Olmaz evde ne işi varmış!'' Ağzımdan çıkan sözleri kulağım duymuyordu resmen. Saçmalamaya başlayacaktım sanırım.
''Saçmalama aşkım halini görmüyor musun gelsin üzerini değiştirsin en azından.'' dedi bana tuhaf tuhaf bakarken Oğuzhan.
''Ben rahatsız etmek istemedim kusura bakmayın bu saatte geldim ama anahtarı içeride unutmuşum eve giremedim. Aklıma siz geldiniz. '' dedi bana hiç ama hiç inandırıcı gelmeyen ses tonuyla.
''Ya saçmalama ne olacak hadi geç içeri benim kıyafetlerimden bir şeyler ayarlarız şimdi.''
Ceyhun içeri geldi. Öldürecek gibi bakan gözlerimi üzerinden çekmiyordum. Ne yapacaktım ben ? Her şeyi açık açık söylemeli miydim acaba ? Yoksa Ceyhun'la bir şekilde özel olarak mı konuşmalıydım ? Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Ama bu çocuğun bu gece burada kalacağı belliydi. Şimdilik tepkisiz kalmaya karar verdim. Ceyhun'la Oğuzhan odada kıyafet işini hallediyordu. Ben hariç kimse durumdan şikayetçi değildi. Ben de normal davranmak zorundaydım yoksa her şeyi açık edecektim. Bir süre sonra Oğuzhan odadan çıktı ama yanında Ceyhun yoktu. Bana fırsat vermeden Yiğit sordu nerede olduğunu. Beyefendi önce duş almak istemiş. Benim evimde daha önce birçok kez duş yapmıştı aslında, yani alışık olmadığımız bir durum değildi ama şuan her şey çok farklıydı. Onun burada olması inanılmaz derecede rahatsız ediyordu beni. Bir an önce Oğuzhan'la konuşmam gerekiyordu. Hazır o banyodayken ben de fırsatı değerlendireyim dedim ve Oğuzhan'ı alıp benim odama geçtim.
''Neler oluyor Ceyla ? Neden bu kadar tepki verdin Ceyhun'un gelmesine?''
''Hiç tanımadığımız birini gece yarısı eve aldığın için olabilir mi ? Nasıl normal bir şeymiş gibi bahsedebiliyorsun ? Hırsız mıdır katil midir tecavüzcü müdür belli değil.'' dedim sert bir sesle.
Bir adım attı ve iyice yaklaştı. Burnumun üzerine bir öpücük kondurdu ve hafifçe gülümseyerek konuşmaya başladı. ''Aşkım, ben buradayken kimse ne sana ne de bir başkasına zarar veremez.'' Bunu o kadar sevimli bir şekilde söylemişti ki boynuna sarılmadan duramadım. O da bana sıkıca sarıldı.
''Tamam bu gece kalacak ama yarın sabah çıkıp gidecek ve bir daha görüşmeyeceğiz tamam mı ? ''
''Peki canım sen nasıl istersen.'' Bu konunun burada kapanmasını diliyerek odadan el ele çıktık. Tam o sırada banyonun kapısı açıldı ve Ceyhun dışarı çıktı. Beline doladığı havluyla, iyice geliştirdiği kaslı kollarıyla, çenesinden göğsüne damlayan sularıyla, dağınık ve ıslak kahverengi saçlarıyla, her zaman masum bakan koyu yeşil gözleriyle çok güzel ve seksi görünüyordu. Aklımdan geçenleri dışarı yansıtmıştım sanırım, Oğuzhan'ın sert bakışlarını üzerimde hissettiğim an kendime geldim. Elini daha sıkı tutup koridora doğru çekiştirdim. Tek kelime etmeden salona geçtik, Işıl'ın yanına oturdum. 5 dakika kadar sonra Ceyhun da içeri geldi Oğuzhan'ın yanına oturdu. İkisini yan yana görmek... Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üç Kalp Bir Ok
ChickLitAsla yapmam dediğim şeyleri yaparken bulduğumda kendimi, büyük konuştuğumu fark etmiştim. Hele ki söz konusu erkekler olunca..