3 | SÜRPRİZ

78 24 28
                                    


Yavaşça merdivenlerden indim ve aşağıya indim. Girişte dikilip bütün karizmasıyla beni bekliyordu. Üstündeki lacivert takım elbisenin nedenini anlamasam da kocaman gülümsemem ile beni görmesini sağladım. Elini kaldırdı, güzel bir gülüş ile taçlandırdı yakışıklılığını... Elini tuttum ve hafifçe öptükten sonra sordum:

"Nereye gidiyoruz?"

"Yemeğe..."

"Onu biliyorum. Nereye gideceğiz?"

"Bilmem, seç bir yer."

"Her zamankine gidelim." Başını 'tamam' şeklinde salladı. Ben de gülücükler saçarak yürümeye devam ettim.

Restorana geldiğimizde pencere kenarına oturmayı tercih ettim. Acele bir şekilde sandalyeme oturdum. Rahi de hemen karşıma oturdu. Yemekleri ve tatlıyı yedikten sonra çay içmek istedim. Çayı beklerken Rahi konuşmaya başladı.

"Hazar, biz ne kadar süredir sevgiliyiz?"

"Bir-iki yıl oldu sanırım." Hafifçe gülümsedim. "Baya uzun bir süreymiş... Şimdi fark ettim." O da gülümsedi.

"Beni ilk gördüğünde ne düşündün?"

"Yakışıklı olduğunu... Karizmatik olduğunu. Vesaire vesaire... Sürekli sorup egonu tatmin etmek nasıl bir duygu?"

"Çok güzel. Bir ara sen de denemelisin." Abartı olmayan bir kahkaha attı. Kısa bir süre bir şey demeden bana baktı.

"Sadede gelmek ister misin?"

"Neyin sadedi?"

"Ne zaman bu soruyu sorsan altından bir şey çıkıyor." Yüzünü buruşturup iki elini kaldırdı.

"Tamam, yakalandım. Bu konularda iyisiniz, hanımefendi." 'Ne zannettin?" bakışı attıktan sonra garsonun bize yaklaştığını gördüm. Çayları bıraktıktan sonra teşekkür edip yudumlamaya başladım. Çayını içmek yerine ayağa kalktı. Lavaboya gideceğini sanıyordum ki yanıma geldi. Bir anda diz çöküp bir kutu çıkardı. Ne yapacağını tahmin etsem de dikkatle izliyordum. Kutuyu açtığında içinden gerçekten büyük bir taşı olan yüzüğün parlaklığına şahit olmuştum.

"Ülkenin en güzel, en masum, en iyi, en becerikli ve en ünlü avukatı benimle evlenmeyi uygun görür mü acaba?" Ağzım kulaklarıma varıyordu. Heyecanlanıp cevap veremezsem kötü hissedecektim.

"Ülkenin en karizmatik polisi benimle evlenmeyi uygun gördüyse bu şanslı avukat da görür tabi ki..." Yüzüğü parmağıma taktığında ayağa kalktım. Sarıldık. Bir süre sonra sakinleştiğimde karşıma oturmuştu bile. Yüzüğe bakıp bakıp duruyordum. Baya pahalı bir şeye benziyordu. Çayımız da bittiğinde saat dokuzu geçiyordu. Ama film izlemek istediğim için eve gitmedim. Film seçerken çok zorlandık ama en sonunda seçebildiğimiz film macera filmi olmuştu. Film bittiğinde ise Rahi bana döndü.

"Nasıl ağlayabilirsin? Anlamıyorum." Gözlerini devirdi.

"Ama yazık... Hak etti mi ölmeyi şimdi?"

"Hak etmedi ama filmde beş saniye falan gözüktü."

"Olabilir..." Gülüp geçti. Eve bıraktığında saat on ikiydi.

"Galiba Sindirella'nın Külkedisine dönüşme vakti..." İyi geceler dileyip apartmana girdim. Eve vardığımda çok yorulduğumu anlamıştım. Silahımı kutusuna koyup yatağıma atladım. Tam uykuya dalacakken üstümü değiştirmem gerektiğini hatırladım. Rahat pijamalarımı giyip yatağıma girdim.

KÜLKEDİSİ | SONSUZ KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin