Yeni hikayeme hoş geldiniz. Çok kısa olduğu için bölümleri sizi bekletmeden yayınlayacağım. İyi okumalar...
"Rahi, dün çok içtim galiba... Çok mu içtim?" Endişeyi barındırmayan bir soru sormuştum ama Rahi endişelenmişe benziyordu.
"Galiba... Neden, bir şey mi oldu?" Kuruntu yapması komik gelmişti. Yavaşça gülümsedim.
"Büyütme. Sadece saçma bir rüya gördüm." Rüya aklıma gelince gülmüştüm.
"Ne gördün?" Kaşlarının arasında bir çukur oluştuğunda daha çekici gözüküyordu.
"Beni aldatıyordun. Ben de bunu öğrenip deliriyorum. Sonra da silahımı çıkartıp kadını öldürdüm. Trajik... Bir insanı öldürsem şu anki halimdeki gibi olamazdım. Galiba delirirdim." Biraz hüzünlensem de Rahi gülüp geçmişti.
"Sen ve birini öldürmek... İkisi bu dünyada yan yana getirilmeyecek iki şey." Onu onaylamak için hafifçe başımı salladım.
"Bu hafta film izleyeceğiz değil mi?"
"Evet, hanımefendi. Ne izlemek istersiniz?" Biraz düşündükten sonra bulmuştum.
"Macera veya dram tarzı olursa çok sevinirim, beyefendi." O sırada oturduğumuz mekândan kalktık. Koluna girdim ve evime doğru yöneldik. Bütün yol boyunca tek kelime etmedi. Morali bozuk gözüküyordu.
"Rahi?" Bana döndü.
"Efendim?"
"Bir şey mi oldu?" Kaşlarını çattı.
"Niye? Bir şey mi olması gerekiyor?" Kafamı iki yana salladım. O sırada apartmanın önüne gelmiştik. Bahçenin girişinde durup karşısına dikildim.
"Hayır. Ama bir garip davranıyorsun. Dün partide hoşuna gitmeyen bir şey mi oldu yoksa?"
"Hayır, tabii ki hayır... Senin doğum gününde hoşuma gitmeyen ne olabilir, Sare'm?" Bana böyle seslenmesini seviyordum. Ama anlamı beni utandırıyordu. Hafifçe gülümsedim.
"Tamam, o zaman yarın görüşürüz. Bugün işe gitmem gerekiyor. Malum davalar falan..."
"Tamam, görüşürüz Hazar Hanım."
"Hazar Güneş Hanım diyeceksin. Ülkenin saygın avukatlarından birine nasıl böyle hitap edebilirsin." İkimiz de gülüp geçtikten sonra sarılıp apartmana girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜLKEDİSİ | SONSUZ KİTAP
Historia CortaBaşarısızlığa uğramış sevgiydi ona duyduğum... Koşup sarılmak istiyordum ama vicdanımdandı yapamayışım. O beni sevgilisi ile oynadığı satrançta piyon olarak kullanıyordu. Ben ise bunlardan habersiz gerçeklere sırt çevirmiştim. Saat on ikiyi geçtikte...