Haydi bismillah ... Diyerek kitabımıza başlıyoruz . Yazım yanlışları için şimdiden özür diliyoruz.
" Irmak , bugün çok önemli, misafirler gelecek börek yapacağım "
diye seslendi annem mutfaktan ." Eee..."
" Manavdan maydanoz al . "
Derin bir nefes aldım. Manav bize biraz uzaktı ve ben şuan acayip yorgundum .
" Anne marketten alsam olmaz mı ? "
" yanıma bir gelir misin ? " dedi uyarı dolu bir ses tonuyla . Şimdi gidersem kafama oklava yerim . Eğer şimdi annemin yanına gitmez ve manava gidersem geldikten sonra oklavayı kafama geçirir . O zaman daha sonra oklavayla kafama vurmasını tercih ederim .
" Neyse anne ben manava gidip maydanoz alayim , geleyim " diye seslendim .
Telefonumu elime alarak oturma odasına girdim ve şarja taktım . Kapının önünde ki mantar terliğimi giydim . Sonra aklıma para almadığım gelince derin bir nefes alıp tekrar içeri girdim." Anne parayı vermedin " dedim .
" Cüzdanımdan al " diye bağırdı .
Annemin cüzdanından parayı aldım ve tekrar dışarı çıktım . Apartmanda oturuyorduk ve bu dünyanın en güzel şeyiydi . Bayram günleri harçlığım fazla olurdu , birde apartman yaşlılar ile doluysa demeyin keyfinize . Huzur evi gibi apartmandı .Yolda yürürken takip edilme hissine kapıldım ve arkamı döndüm arkamda Adana nın sıcak havasında palto giymiş siyah gözlüklü ve şapkalı 3 adam görmeyi tabiki de beklemiyordum ve gayet komik görünüyorlardı .
" Arkamızı dönelim " dedi ortada olan adam .
" Senin aklına uyduk ne hallere düştük . Bu hava da palto giyilir mi ya !!! Of yanıyorum. " dedi sağda uzun boylu olan adam .
" Ağabey bize bakıyor " dedi sol taraftaki .
İstemeden güldüm veya anırdım. Komedi filmi gibiydi . Üçü de aynı anda arkalarını dönerek koşmaya başladılar . Benim dışım da ki bir kaç görgü tanığı gülmeye, ben kahkaha atmaya başladım. Birden ciddileşip etrafıma bakındım ve ' temiz ' diye mırıldandım . Kendimi mafya filmlerinde gibi hissettiğim zamanlarda - ki bu zamanlar çok nadir olur - saçma davranırdım . Gerçi ben her şekilde saçma davranıyorum ya olsun . Markettin önüne geldiğim de tam girecekken durdum .Hani giriş kapısının üstünde bir klima var ya kapının tam üstünde . İşte orada , kalan hayatıma devam edebilirim . Zar zor kapının altından çıkıp sebze reyonuna ilerledim . Evet annem manava git dedi ama manav gerçekten çok uzaktı. Tam maydanozu poşete koyacakken, Yirmilerinde bir adam elinde pırasa ile;
" acaba bu yeşil soğan mı ?" Diye sordu .
" Hayır " dedim . Pırasayı bırakıp bu sefer nane aldı;
" peki bu maydanoz mu ? " deyince istemeden kıkırdadım.
" hayır "
Adam " peki " deyip arkasını dönerek gitti . Tam kapıdan çıkacaktı ki arkası dönük bir adam kafasına vurdu . Sonra da ikisi birlikte çıktılar . Etrafıma 22 numaralı ' noluyor be ' bakışımı attım . Derin bir nefes alıp maydanozu koyduğum poşeti alıp kasaya doğru gittim . Kasaya parayı verdikten sonra uyuşuk uyuşuk marketten çıkarak az ilerideki bakkala gittim . Bedava dondurma çubuğum yanımda mı diye arka cebimi yokladım, bulunca da çıkardım .
Adama çubuğu uzatıp " ağabey bu çubuk geçiyor mu burada? " diye sordum. Adam ilk çubuğa baktı sonra bana baktı ve ;
" Nereden aldıysan oraya götür " dedi . Yüzyılın en iyi tribi . Tebrikler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Türk Abilerim ( BEKLEMEDE )
Humor#1 Comedy 03.06.18 #21 Mizah Bu klasik bir Wattpad hikayesi değil. Bu 18 yaşında bir genç kız aşk hikayesi hiç değil . Bu kitap 14 yaşında bir genç kızın komik hikâyesi. Normal bir hayat yaşıyan Irmak hep biraz ekşın aradı . Belki o ekşını değil...