6.Bölüm

7.8K 615 15
                                    






Ev o kadar büyüktü ki odasına ulaşmaları uzun sürdü. Kapıyı,omzundaki elden kurtulupaçtı.Sol ayağıyla kapıyı kapattı.Sırtındaki çocuğu yatağa doğru atacaktı ki,omzundaki el onu o kadar sıkı tutarken genci yatağa doğru attığında sarsılıp üstünde düşmüştü.



---------------------------------------------------------

Göğüsleri birbirinin üzerindeydi.Jong İn'in eli hala sımsıkı Kyungsoo'nun omzunu kavrıyordu.Kyungsoo kalkmak için yatağın kenarından destek aldı ama bu hareketi 
durumu daha karmakarışık yapmıştı.Peluş bir oyuncak gibi sıkıca kavrıyordu elleri Kyungsoo'yu.Yüzleri birbirine santimetreler ile ifade edilecek kadar yakındı.O kadar yakındı ki Jong İn'in alkol kokan nefesini suratında hissediyordu.
Kyungsoo bu yakınlıktan nedenini anlamadığı bir şekilde etkilenmişti.Nefesi hızlanmıştı ve kalp atışına engel olamıyordu.Onca yolu sırtında taşıdığı için mi kalbi deli gibi atıyordu hiç bir tahmini yoktu.Sıkı elinden uyandırmadan kalkıp gitmeye çalışıyordu, ama bi işe yaramadı.Çaresiz yanında kendine sarılan bedenin , yüzünü incelemeye koyuldu.
Uyurken gerçekten sevimli olduğunu düşündü.Şu durumda bilinci yerinde olsa tahminen küfürler saydırıp yataktan direk kalkar ve peşini bırakmasını söylerdi.

Kyungsoo bir kez daha yanındayken bu işi bırakmaması gerektiğini farketmişti.
Bu çocukta eksik olan , -çok derinlerde eksik olan- ve bunu kin olarak dışa vurduğu 
bir şeyler vardı bunu hissedebiliyordu.Jong İn alkolün verdiği sersemlikle ellerini Kyungsoo'dan yavaşça çekip , sırtını Kyungsoo'ya zıt bir şekilde arkasına döndü.Kyungsoo ağır hareketlerle yataktan doğruldu.Odasını ilk kez görüyordu .Gerçekten çok sade ve bir o kadar yaratıcı döşenmişti.


Yatağın üstünde akvaryum vardı, çok ilginç ve hoş bulmuştu.Jong İn'in akvaryum ve balık gibi şeyleri sevebileceğini düşünmezdi.Bir kez daha dıştan göründüğü gibi olmadığı düşüncesine engel olamadı.


Jong İn'in odası : http://www.mehmetyuksel.org/wp-content/uploads/2012/11/akvaryum-komidin.jpg

Gözü bir an aynalığın önündeki tahta çerçeveye ,kaydı.Yakşaltığında Jong İn'in küçüklüğü ve ona çok benzeyen güler yüzlü, tebessümü cidden hoş bir bayan gördü.Annesi olmalı diye düşündü.Yüzünü annesinden almış diyerek gülümsedi.Evet Jong İn'in yakışıklı olduğu inkar edemezdi ,Her ne kadar ona bağırıp çağırsada bu gerçeği değiştirmezdi.Fotoğrafta muhtemelen Jong İn 12-13 yaşlarında diye düşündü.

'Gülümsemesi bile o zamanlar farklı gibi , içten ve kin barındırmayan' iç geçirdi.

Resme bakarken arkadan bi öğürme sesi geldi.
Jong İn hızla ayağa kalkmış , banyoya koşturmuştu.
Kyungsoo arkasından girip , yardımcı olmaya çalışıyordu.
Fazla alkol midesine ağır gelmişti,bunu biliyordu.
Kusarken sırtını sıvazladı.Kendisi yüzünden bu kadarkasıp
alkolün dibine vurduğunu düşünüyordu.


Kyungsoo dayanamayıp , sordu.

''Gitmemi gerçekten istediğin içinmi , bugün bu kadar çok alkol aldın ?'''

Jong In doğrulup musluğu açtı.Yüzünü ve ağzını çalkalıyordu.

''Neden bahsediyorsun ? Alkol almamın seninle ne ilgisi var?''

''Beni aptal yerine koyma.Gitmem için bunları yaptığını biliyorum.
Eğer gerçekten gitmemi istiyorsan, kendini bu kadar harap etmene 
gerek yok.Bu anca sana sıkıntı verir.Ve ben bunu istemiyorum.''

Jong İn Kyungsoo'daki ciddiyetliğin farkındaydı.Kafası zonkluyordu 
ama durumun farkında olacak kadar ayıktı.Onu geldiği günden beri
hiç böyle görmemişti.Kahya-efendi konumundaki cümleler daha ciddi 
sayılabilirdi ama şuan saygı ekleri kalktığı halde yapabileceği en 
ciddi konuşmayı yapıyordu Kyungsoo.

'Anlaşılan kendini suçluyor olmalı ' diye düşündü Jong İn.

Hiç bir şey diyemedi Jong İn mimiksiz surat ifadesiyle bakıyordu.

Evet ben harap ölmeden önce git demeliydi ama diyemiyordu,
demek istemiyordu . Düşündüğünde Kyungsoo bunu hakedecek
bir davranış yapmamıştı.Gitmesini istemesi sadece kendi kuruntusuydu,
bunu biliyordu.

Kyungsoo Jong İn cevap veremeyince durumu toparlamak istedi.
Hiç değilse Jong İn'i ayıltıp kendine getirmeliydi.

Konuşmalarıyla alakasız bir şekilde Kyungsoo söze devam etti.

''Üç adım geriye gider misin ?''
''Ne?''
''Sadece üç adım geri gitmeni istiyorum.''

Jong in anlam veremedi ama dediğini yaptı.
Kyungsoo bunu duşun başlığını alıp , 
Jong İn'i soğuk suyun altına sokabilmek için istemişti.Ve öylede
yaptı.Duş başlığını hızlı bir şekilde alıp Jong İn'in kafasını küvete doğru,
çekiştirdi.

''Heeey ! Ya-aaah napıyorsun? Hey duur.''
''Ayılman lazım.''
''Yaa-aah duur yapma'' kıkırdadı.

Bir süre sonra ikiside küçük kahkalar atmaya başladı.
Evet , eğleniyorlardı.

Jong In nerdeyse tamamı ile ayılmıştı.
Duş başlığını bir hızla Kyungsoo'dan kaptı .
Şimdi ıslatan taraf Jong İn'di.

''Hey ! ben yeterince ayığım ! Yapmaaa''
''Hahah bunu hakettin sevgili Kahya'm'' kıkırdadı ve son kelimelerinin altını çizer gibi vurgulamıştı.

Her ikisi de bunun 'Evet seni kabul ediyorum , yanımda kalmaya devam et' mesajı barından 
sözcükler olduğunu kavramıştı.

Suyla oyunu bırakıp odaya geri girdiler.
İkiside sırılsıklam olmuştu.

''Siz üstününüzü giyin ben midenize iyi gelecek bi yemek getireyim.''
''Hey senli benli konuşurken siz ve efendim olayınamı döneceğiz , bunu söyleme , sevmiyorum.''
''A-ah peki.''

''Ayrıca buraya gel.''
''Ne ?''
''Üç adım öne gel '' gülümsedi.
Dolabından giyebilecke rahat bi şeyler çıkarırken , çıkardığı havluyu Kyungsoo'nun kafasına attı.
''Hasta olursan bana nasıl hizmet edeceksin hı ?'' boğazını temizledi.

''ooh evet, haklısın''
Kyungso ellerini kafasına götürerek kurulamaya başladı.

Jong İn devam etti.
''Ayrıca şu garip siyah papyonlu takımın , onu giyme.İngiliz kraliye ailesinin
kahyalığını yapmıyorsun , rahat bişeyler giyebilirsin.''

''Oh teşekkürler.''

''Odana git ve üstünü değiştir , sonra bahsettiğin şu lezzetli yemeği getirirsin.''

''Ah evet , hemen getireceğim'' deyip hızla çıktı.

Jong İn Kyungsoo odadan çıktıktan sonra sırıtıyordu.
''Ona kötü davranmak için bir nedenim yok . '' diye mırıldandı.

Kyungsoo odanın kapasını kapatıp, kendi odasına doğru yöneldi.

''Demek kabuğundan çıkıyorsun Küçük Bey.Buna gerçekten sevindim'' gülümsedi.

Baş Belası KahyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin