Yazan : Selin~
Kyunsoo zamanın geçmesini bekliyor , her dakikada 3-4 kez saatine bakıyordu.Lanet olası sıkıcı ders bir türlü sona ermiyordu.
'Jong In nereye gitmeyi düşünüyor ki ?' iç geçirirken tekrar saatine yöneldi.
'3,2,1 ! Evveeeet ! '
Sonunda ders süresi sona ermişti,not defterinin kenarına uçlu kalemini sıkıştırdı.Hızla oturduğu yerden kalkıp defteri eline alıp , kapıya doğru yöneldi.
Jong In'le ders saatleri uyuşuyordu bu yüzden karşı sınıfın kapısında esmer tenli çocuğu gördü. Karşılıklı tebessümden sonraa koridorun ortasında buluştular.
Kyunsoo o gülümseyle kararını vermişti , arasında iş bağı ve ya herhangi boktan bi şey için soğuk duvarlar örmeye gerek yoktu.Göz ucuyla Jong In'e bakıp kendinden emin karalı haliyle ,ağır adımlarla yürümeye devam etti.Jong In gülümsemeyle söze girdi.
''Soo ahh resmen zaman geçmedi.Ne sıkıcı bir gündü ama.''
''A-ah evet, benim içinde.''
''Senin içinde mi ? Neden ? '' Muzurca sordu Jong In.
Hafif bir tıslama sesi çıkarıp konuştu Kyungsoo.
''Senin için zaman neden geçmediyse, benim içinde o yüzden.''
''Vuah ! Cidden zeki cevaplar vermede üstüne yok.''
Kyungsoo kıkırdadı.
Üniversitenin demir geniş kapısını geçeli biraz olmuştu.
Etrafta okuldan öğrencilerin olmamasının rahatlığıyla konuştu Jong In.
''Her neyse,seni özledim Soo . ''iç eriten gülümsemesiyle konuştu.
''Ah öyle mi ? Peki.''
''Peki mi ? Bende diyemez misin ? Ne karakter ama..'' şaşırmış bir ifade ve yüksek sesle konuşmuştu Jong In.
Kyungsoo tekrar kıkırdadı, aralarındaki tatlı ambians ikisininde hoşuna gitmişti.Ömür boyu bu denli şirin atışmalar yapacak kadar , iyi hissediyorlardı.
Jong In Şoför Choi'nin gelmemesi için önceden haber vermişti.Yoldan çevirdikleri bir taksiye bindiler.
Jong In taksi şoförüne dönüp ''inwangsan '' deyip koltuğuna yaslandı.Kyungsoo doğal bir parka gideceklerini düşünmemişti. Sessizce koltuğa yaslanıp , Jong In'e döndü.
''Bende..'' içten bir şekilde gülümseyerek söyledi .
''Hey 10 dakika geçti.Zamanında söylemeyemezmiydin.Her neyse..'' dudak büzdü.
''Sonuçta söyledim ama. '' kıkırdadı Kyungsoo.
Jong In'de daha sonra ona katılıp, kısa süre gülmeye devam ettiler. Şoförün garip bakışlarına maruz kalsalarda , umurlarında değildi.
Taksinin ücretini ödeyip, parka doğru ilerlediler.
Kyungsoo artık merakını gidermek istiyordu. ' Neden burdayız ?' .
''Hey Jong In neden buraya geldik ? ''
''Beni tanımak gibi bir niyetin vardı değil mi ? Şimdi beni tanıma zamanın.''
''H-hı ? '' anlamsz bakışlarla Jong In'e bakındı Soo.
Tam kamp yapılcak türden bir parktı , tepeye kadar çıkmaları imkansızdı.Hızlı adımlarla yürüdükten bir kaç dakika sonra köşedeki banka geçip oturdular.
''Sana kendimden bahsetmeliyim Soo. Biliyorsun babam ve ben hakkında küçük bir tartışma geçti aramızda. Aslında kötüde olmadı bu sayede beni öptün.''
kıkırdadı Jong In.
''Yaah Jong In asıl mevzuya gel .''
''Pekala. Babam ve ben hakkında. Biliyorsun annemi 8 yıl önce kalp krizi nedeniyle kaybettim.Her şey aniydi ve henüz 11 yaşındaydım.Ama bazı şeyleri anlayabilecek kadar aklımın bir şeylere erdiğini biliyorum.Babam çoğu gün eve gelmezdi.Bir hafta içinde bir kez falan görürdüm.Annemse her gece dertli bir şekilde odasında ağlardı.Her ağladığında içimden bir parça kopuyormuş gibiydi.
Eviyle ilgilenmeyen bir baba, ağlayan bir anne . Neler düşünmemi bekliyorsun ? Daha sonra yaklaşık 6 ay bu şekilde devam etti.Babamın önceden böyle olmadığını bilirdim ama artık farklıydı . Yüzünü bile gördüğüm söylenemezdi.Annemi üzdüğü için ona katlanamıyordum ve her geçen gün ona olan kinim gittikçe artıyordu.Ve bir gün aniden okuldan döndüğümde dünyam tamamıyla değişmişti.Annemin hastanede
olduğu hakkında bir şey zırvalıyorlardı.Hastaneye gittiğimde koridorda babamla karşılaştım ellerini yüzüne doğru kapatmış.Tepkisiz duruyordu.Artık içimde en ufak bir baba sevgisi kalmamıştı.Yanına gidip tüm kinimi 11 yaşında bir çocuk olarak suratına kustum -Senden nefret ediyorum- gibisinden bir kaç cümle. O günden sonra böyleyiz.Annem , babamın yüzünden öldü bu gerçeği hiç bir şey değiştiremez .Ve bu park annem öldüğünde ağlayarak her gün kendimi attığım tek yerdi.''
Anlatırken gözleri dolmuştu Jong In'in.
Kyungsoo ise Jong In'in acı çektiği gerçeği yüzünden içinden bir şeyler kopuyormuş gibi hissediyordu.
Soo'nun elleri Jong In'in belini sardı ve ağzından bir kaç kelime döküldü.
''Üzgünüm Jong In , bilmiyordum.''
''Hey bunu konuştuk , üzgün olmanı gerektirecek bi durum yok.Ama ellerin belimde kalmaya devam edecekse üzgün olmanda bir problem yok'' muzurca güldü Jong In.
''Yaah Jong In'' gülümsedi Kyungsoo.
Jong In devam etti.
''Şimdi seni tanıma sırası koca adam.''
''H-hı ben?''
''Evet sen '' kıkırdadı Jong In.
''Aslında ne anlatacağım bilmiyorum , sıradan insanlar gibiyim .Tekdüze bir yaşamım var.''
''Soo aslında ailenle tanışmak istiyorum , evini,yaşamını bu gibi şeyler, bilirsin.''
Kyungsoo gülümsedi .
''Neden olmasın . Yarın haber verip , gidebiliriz.Ne zamandır bende görmüyorum ziyaret etmiş oluruz.''
''Ciddimisin ? çok sevindim.''
Kyungsoo tebessümle karşılık verdi Jong In'e.
Banktan kalkıp ağır adımlarla yürümeye devam ettiler.Yürürkken elleri bribirlerine çarpıyordu,Jong In bir hızla kyungsoo'nun
elini kavradı.
Kafasını şirince yana doğru eğdi.
''Böylesi daha iyi değil mi ?''
Gülümsedi Kyungsoo.
Eve gidip odalarından ayrılırken Kyungsoo tatlı bir öpücük kondurdu Jong In'in yanağına. Jong In Kyungsoo'dan beklemediği için hafif affalladı.
İyi geceler deyip odalarının kapılarına yöneldiler.
Jong In kendini yatağa attı.
Yarın uzun ve tatlı bir gün daha onu bekliyordu.
Kyungsoo'ya dair her şeyi bilmek istiyor ve bir o kadar sabırsızlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baş Belası Kahya
Hayran KurguTANITIM Jong In : 19 yaşında ailesinin zapt edemediği her gece dışarda sürten, annesini kaybetmenin acısını sürekli babasına bağlayan kendi benliğini kaybetmiş bir genç. KyungSoo :22 yaşında. Ailesinin evinden kendi ayakları üzerinde durabilmek içi...