0.5

1K 37 12
                                    

Ertesi gün Can'ın çalıştığı hastahaneye gitmeye karar vermiştim ama kendimi tutamayıp önünde ağlamaktan çok korkuyordum. Tereddütlede olsa yola çıktım. Yollar bitmek bilmiyordu; birinci dönüş,ikinci dönüş,bir kavşak ve bir trafik ışığından sonra sonunda hastahaneye varmıştım indiğimde ayaklarımın titrediğini farkettim. Nasıl konuşacağım,ne yapacağım ve neden burda olduğumu bilmiyordum sadece burda olmam gerektiğini hissediyordum. Hastahanenin girişinde derin bir nefes aldım ve Can'ın çalıştığı kata doğru yöneldim. Ellerimin buz gibi yüzümün ise alev gibi olduğunu hissediyordum. Gözlerim Can'ı bulduğunda öylece kıpırdayamadan bir süre baktım Can ise beni gördüğünde yüzünü buruşturup diğer tarafa doğru yürüdü. Hızlı adımlarla ona yaklaştım
"Can!"
"Burkay sana konuşmayalım demedim mi ben? Rahat bırak beni!"
"Can konuşmamız lazım"
" Seninle konuşacak bir şeyim yok "
"Can lütfen"
"Ne var Burkay ne var!"
"Neden böyle yapıyorsun,seni seviyorum"
"Sevebilirsin ne yapayım?"
"Bana o kadar ümit verdin,şimdi değişen ne?"
"Sen öyle anlamışsın Burkay rahat bırak artık beni"
"Seviyorum dedin"
"Gerçeği duymak mı istiyorsun? Seni sev-mi-yor-um!"
Sevmiyorum kelimesinin heceleri yüzüme tokat gibi çarpıyordu. Arkamı dönüp koşmaya başladım ve olabildiğince hızlı bir şekilde hastahaneden çıkıp Selim abinin yanına gittim. Kapıdan girdiğim gibi ağlamaya başlamıştım. Selim abi hemen ayağa kalkıp bana sarıldı
"Canım benim ne oldu?"
"Abi Can gene yaptı"
"Ben sana söylemiştim Burkay beni dinlemedin. Herneyse bunu boşver sen sakin ol üzülme ben senin yanındayım.
"Saol abi"
Bir kaç saat Selim abinin yanında vakit geçirmiştim. Ofisteki herkes yavaş yavaş gitmeye başlamıştı
"Selim abi sen çıkmayacak mısın?"
"Biraz daha oturalım bir kaç işimiz var seninle"
"Ne işi abi"
"Birazdan öğrenirsin"
Selim abi ayağa kalkıp kapıyı kilitledi ne olduğunu anlamamıştım.
"Kapıyı neden kilitledin abi"
"Şişşt bir şey yok korkma"
Karşıma geçip oturdu
"Sözümü dinlememenin bir cezası var Burkay"
"Ceza mı, ne cezası?"
"Pantolonunu çıkar"
"Abi şaka mı yapıyorsun?"
"Çıkarıyor musun yoksa baban Can ile yaşadıklarını öğrensin mi?"
"Abi ne diyorsun sen,şaka yapıyorsun değil mi"
"Pantolonunu çıkar dedim"
Kapıya doğru gözüm kaymıştı
"Kaçabilirsin ama sonuçlarına katlanırsın"
"Korkumdan pantolonumu çıkarmak zorunda kaldım"
Penisime elini attı. Kendimi geri atıp uzaklaşmaya çalıştım fakat kendine geri çekip boxerimı indirdi ve telefonu ile fotoğrafını çekti
"Abi napıyorsun? Bırak lütfen"
"Bundan sonra vücudundaki her şeyi biliyorum Burkay,gizlimiz saklımız kalmadı"
"Abi ne diyorsun ya?"
Pantolonumu kapatıp hızlıca hazırlandım
"Merak etme fotoğrafı siliyorum sadece seni korkutmak için çekmiştim"
Kapıya doğru yöneldim
"Burkay bir yere gitmiyorsun!"
"Abi lütfen bırak gideyim"
"Korkma sadece konuşacağız"
"Peki abi konuşalım"
"Bak Burkay bundan sonra başka birileri ile konuşmanı istemiyorum o programı kapatacaksın"
"Neden istiyorsun bunu abi?"
"Çünkü seni seviyorum Burkay"
"Abi bende seni seviyorum ama bunun ne alakası var"
"Sevgilim olmanı istiyorum"
"Abi sen evlisin!"
"Ne olacak Burkay bu seni sevmeme engel değil"
"Ben seni abim olarak görüyorum, hem böyle bir şey olamaz yengemin yüzüne bakamam"
"Ya ne olacak Burkay aldatmış olmuyorum ki"
"Nasıl olmuyorsun abi?"
"Eğer bir kızla ilişki yaşasam evet aldatmış olurum ama bir erkekle aldatmış olmuyorum"
"Abi bu olmaz ben yapamam özür dilerim"
Hızlıca odadan çıktım ve eve gittim. Yaşadıklarımın şokunu atlatmaya çalışıyordum. "Bu kadar olayı nasıl çekiyorum ben ya? Ben de bir sorun mu var acaba?" Selim abiyi gerçekten çok seviyordum,öz abim gibiydi benim için. Onu sevgilim olarak asla düşünemezdim ama ne yapacağımı bilmiyordum. Ne onu kaybetmek nede farklı bir pozisyonda olmak istiyordum. Ne olurdu ki her şey böyle kalsaydı?" bir yandan Can ile yaşadığım durum aklıma geliyordu ve çıldıracak gibi oluyordum.
"Allahım lütfen bir çıkış yolu göster bana"
Yatakta debelenerek koyunları saymaya başladım bir,iki,üç,dört...
Güne balkon penceremdeki kedinin sesiyle uyanmıştım buraya nasıl çıktığı hakkında bir fikrim yoktu biraz sevip yerine bıraktım ve kıyafetlerimi giydim sonrasında saçlarımı da yapıp hazırlandım kapıdan çıkmadan önce son olarak parfümümüde sıkıp çıktım. Apartmanın kapısından çıkarken kediyi dışarı bırakmayı unuttuğumu hatırladım ve onu alıp dışarı çıkardım. Bana kalsa ona bakardım fakat annem kedilerden korktuğu için mecburen çıkarmak zorundaydım. Okula giden otobüse binmek için durağa yürümeye başladım. Bindiğim otobüsü ilk defa bu kadar boş görmüştüm ve şansıma oturabilmiştim. En azından hayatımda iyi giden bir şeyler var diye düşünürken dalgınlıkla yanlış otobüse bindiğimi farkedip inmek zorunda kaldım. Koşturarak diğer otobüse yetiştim ve her zaman alışık olduğum o kalabalık otobüsüme kavuştum. İndiğimde ormanın havasını ciğerlerime çekip rahatladım
Selim abiyle en son konuşmamızın üzerinden tam bir hafta geçmişti ve ben ne yapacağımı bilmeyerek bu konuyu sürekli erteliyordum. Sınıfa girdiğimde Melis koşarak boynuma atladı
"Günaydıııın"
"Günaydın prenses"
"Ay çok kibarsınız beyefendi"
"Ahahaha"
"İyiyim sen nasılsın"
"İyiyim işte ya nasıl olayım her zaman ki güzel hayatım"
Bunu söylerken gözümü devirmiştim
"Bugün ne oldu bay talihsiz"
"Yanlış otobüse binmişim"
"Seni şaşkın! Ee sonra ne oldu"
"Fark ettiğim anda inip diğer otobüse yetiştim ve gördüğün üzre burdayım ve yaşıyorum-her ne kadar istemesemde-
"Anladım canım benin sevindim yetişmene. Bugün çıkışta bir şeyler yapalım mı?
"Aslında buna çok ihtiyacım var ya, yapabiliriz"
"Ne yapalım?"
"Sinemaya gidelim mi ne dersin?"
"Aa evet güzel bir aşk filmi gelmiş ona gidelim"
"Beni ağlatıcaksın yani"
"Bir şey olmaz ya lütfen"
"Peki tamam olur gidelim"
Okul saatleri zor da olsa geçmişti. Çantamızı alıp en yakın alışveriş merkezine doğru yola koyulduk. Sinemaya vardığımızda Melis'in söylediği aşk filmine girip yerimizi aldık ve filmin başlamasını bekledik
Kafamı çevirdiğimde Can ve tanımadığım bir çocuğun önümüzdeki sıradaki sevgili koltuğuna yerleştiğini gördüm. Melis'de beni dürtüklemeye başladı
"Bu o çocuk"
Anlamamazlıktan gelmiştim
"Hangi çocuk?"
"Hani o gün partide tanıştığım çocuk demiştim ya o"
"Anladım"
Konuyu kapatmaya çalışıyordum bir yandan ise kıskançlık ile akan kanımı dizginlemeye çalışıyordum.
Muhtemelen bu çocuk onun sevgilisiydi neden bilmiyorum ama öyle bir his gelmişti ki zaten filmin ilerleyen zamanlarında sarılmaları ve öpüşmeleri bunu kesinleştirmeye yetmişti daha fazla dayanamayıp sinema salonundan çıktım. Melis'te arkamdan çıkarak yanıma geldi
"Sen de o insanlardan iğrendin değil mi?"
Melis'e bunun nedeninin farklı olduğunu söyleyemezdim.
"Evet Melis midem bulandı"
"O çocuğun öyle olduğunu hiç düşünmezdim"
"Bazı insanlar düşündüğümüz gibi çıkmıyor malesef ki Melis"
Günün geri kalanını somurtarak geçirmemek için kendimi zor tutmuştum eve geldiğimde kimse ile konuşmayıp gene en sadık dostum olan yatağıma uzanıp ağlamaya başladım...

Kara Bulut (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin