Uyandığımda bir şeylerin yolunda gitmediğini farketmem çok uzun sürmedi. Evde aşırı bir ses vardı, kavga sesleri!
"Bıktım artık senden de sorumsuzluklarından da. Ben anne olarak görevimi yapıyorsam sende artık bir şeyler yapsan iyi edersin"
Bir anda çok yüksek sesli bir gürültü patladı. Cam kırılma sesiydi.
Koşarak odadan çıktım
Babam gene yapmıştı yapacağını bardağı Anneme dogru fırlatmıştı. Annemin kafasının kanadığını görünce koşarak yanına gittim ve kafasına temiz bir bez bulup bastırmaya başladım. Derin bir şey değildi sadece sıyrılmıştı. Babama doğru dönüp nefretle baktım. Ondan nefret ediyordum. Her zaman bize zarar vermek dışında yaptıgı bir sey yoktu sürekli kavga ve gürültü çıkartıyordu. İcimden bela okuyarak annemi diğer odaya doğru götürdüm.
Hüngür hüngür ağlıyordu. Onu o şekilde görmek benim de canımı yakmıştı. Tam babama bağırmak icin gidiyordum ki annem beni durdurdu, daha fazla sorun olsun istemediğini ve kaldıramayacağını söyledi. Ben de onu daha fazla üzmemek icin durmak zorunda kaldım. Selim abiye bu kadar sarılmamın bir sebebi de buydu aslında. Her zaman o örnek baba modelinden uzaktım. Hiçbir şeyimi rahatça paylaşamıyordum. Çünkü babama uymayan bir fikir ise kavga çıkıyordu. Yada çoğu zaman dinlemeden etmeden yargıladığı için söz hakkım bile olmuyordu. Selim abi ise beni her zaman dinleyen biriydi. Kimseye anlatamadıklarımi yada bir genç erkeğin babası ile konuşacaklarını onunla konuşurdum. Fikirleri ile uyuşmasa bile beni yargılamaz anlamaya çalışır yol gösterirdi. Evet onun da yaptığı çok büyük başka hatalar vardı ama sanırım örnek bir baba eksikliği daha büyük bir durumdu.
Annemin kafasındaki kanama durunca. Ona sarılıp moral vermeye çalıştım. Bu ara da babam evden çıkıp gitmişti. Benim de okula gitmem gerektiği icin hızlıca hazırlanmaya başladım. Telefonumu kontrol ettiğimde Özgür'den mesaj geldiğini farkettim.
"Hey, selam. Dün olanlardan sonra nasıl olduğunu merak ettim. İyi misin canım."
Sabah olanların yoğunluğundan dünü tamamen unutmuştum aslında. Ama şimdi tatsız olaylar zinciri tekrar aklıma düştü.
"Selam. Aslında dünden daha büyük bir sorunla uyandım bugün. Annem ve Babam gene büyük bir kavga etti. Sen nasılsın?"
Mesajı gönderdikten sonra aynadaki aksıma baktım. Göz altlarım çökmüş görünüyordu. Bir kaç ufak saç düzeltmesi yaptıktan sonra çantamı alıp annemi de öperek evden çıktım.
Otobüse binerken gene sakarlığımi yaparak kafamı çarpmayi başarmıştım. Otobüsten tanıdık bir kahkaha işıtince. Kafamı sesin geldiğı yöne doğru çevirdim. Selim abiyi görmem çok uzun sürmedi.
Hızlıca yanına yürüdüm.
"Nasılsın Selim abi?"
"İyiyim canım sen nasılsın?"
Selim abiye dün ve bugün olan biteni anlattım.
"Kıyamam sana kuzum. Merak etme Can'ı takmana gerek yok zaten o çocuk ile de bir kaç güne ayrılır muhtemelen..."
Bir gülme krizi ile Selim abinin sözünü yarıda kestim. Sinirlerim bozulduğu için gülmeye başlamıştım. Selim abi bana sarılarak teselli vermeye çalıştı. Sarıldığı anda kahkahalarım göz yaşına dönüştü.
"Sakin ol hadi sil göz yaşlarını"
"Teşekkür ederim abi iyi ki varsın"
İneceğim durağa geldiğim için Selim abiye sarılarak otobüsten indim. Telefonumu kontrol ettiğimde Özgür'ün tekrar mesaj attığını gördüm
"Ciddi misin ya gene mi kavga ettiler. İyi misiniz peki?"
"İyiyiz teşekkür ederim. Alıştım artık babamın bu iğrenç davranışlarına"
"Kıyamam sana kuzum. Okuldan sonra bir şeyler yapmak ister misin?"
"Annem'i yalnız bırakmasam daha iyi sanırım"
"Haklısın"
Gün boyunca sıkılarak ve Annemi düşünerek sırada boş boş oturmuştum. tabiki Melis gene beni darladığı icin ona anlatıp sonra da kimseyle iletişime geçmemeye gayret goşterdim.
Eve vardığımda Selim abiyi görmeyi beklemiyordum. Babamla oturmuş sohbet ediyordu. Şaşkın bakışlarla konuşmaya girdim.
"Hoş geldin Selim abi gelmeni beklemiyordum."
"Hoş bulduk kardeşim, babanla iki muhabbet edelim istedim."
"İyi yapmışşın ben üstümu değistirip geliyorum."
Selim abiyi bir kez daha neden sevdiğimi hatırladım. Akşam problem çıkacağını bildiği içın babami yumuşatmaya gelmişti.
Bir kaç saat muhabbet ettikten sonra Selim abi evine gitti. Giderken de yarın sabah beni kahvaltıya davet etmeyi ihmal etmemişti. Aslında onunla yalnız kalmaktan çekiniyordum. Çünkü gene yanliş bir şeyler yapmaya kalkabilirdi. Ve aramızın bozulmasını istemiyordum. Ama yapmayacağını düşünüp kabul ettim. Selim abi gittikten sonra evde bir sessizlik hakim olmuştu kimse kimseyle konuşmuyordu. Bu sessizlik beni daha da germeye başlarken. Sessizliği bozmadan odama çekildim ve mesajlarımı kontrol ettim.
Can mesaj atmıştı. Mesajı gördüğüm anda gözlerim fal taşı gibi açıldı.
"Sana ihtiyacım var..."
Cevap verip vermemek arasında gidip geliyordum. Kendime hakim olamadım.
"Ne oldu iyi misin?"
Cevap gecikmedi
"Ayrıldık"
Ona daha oncede teselli vermiştim ve beni gene yüz üstü bırakmıştı. Ama kendime hakim olamıyordum çünkü seviyordum.
"Çok gecmis olsun üzüldüm. Yapabileceğim bir şey olursa yaz lütfen çekinme."
"Teşekkür ederim çok iyisin."
Bir kaç saat muhabbet ettikten sonra uyumaya karar verdim.
"İyi geceler"
"İyi geceler Burkay iyi ki varsın"
Gözlerimi duygu karmaşaşı icinde kapatıp kendimi uykuya bıraktımNot: Bir süredir bölüm yazamaddığım içın üzgünüm Annemin tedavileri yoğun bir şekilde devam etti ve ediyor anlayışınız icin teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Bulut (GAY)
Teen FictionGökyüzü onun için karanlıktı artık,hangi tarafa kaçsa batıyordu fakat bu sadece bir başlangıçtı.Bu, gittikçe hayatı karmaşıklaşan Burkay'ın yaşama direnme hikayesiydi...