Carpe Diem

184 11 8
                                    

Merhabalar,öncelikle  çok uzun yazdım yine kendimi aştım. Yarın TEOGS var. Bugün kendimi dinlerdiriceğim diyince mecburen ilk aklıma gelen bunu yazmak oldu. Hikayemiz çok okunmuyor ama üzülmüyorum çünkü zaten hesabı

açalı toplam 1 ay olmadı. Bu arada bölümün sonunda öpüşüyorlar asddadggajkxd Başları dram ama sonunu ben de beğenerek yazdım. Vote layan ve de yorum yapan arkadaşları çok seviyorum hatta bu bölümü bana destek olan

nasiaak, xtroid, CerenAkay ve  elvandyg'a ithaf etmek isterim.

(Adının buraya yazılmasını isteyen rica edebilir.)

Şu vote'a tıklamak bir saniyenizi almıyordur ama arkasından ben en az 2 saat evde sırıtarak geziyorum. Ve de ayrıca her şeyi karşılıklı yapmaya çalışıyorum. Vote layan ya da yorum atanları ya takip ettim ya da yazdıkları kitapları voteladım, yorum yaptığım da var. Neyse ben yine gevezeye bağladım. Bölümde noktalama vs yanlışım varsa özür dilerim. Sizi seviyorum.

-2 yıl önce-

-Ateş-

Radyodan açtığım bir şarkıyla odamdaki çalışma sandalyesinde dönmeye başladım.

Aklımı başka bir şeye vermeye çalışırken dönen sandalyenin beynimdeki hiç bir düşünceye etki etmediğini anladım. Sandalye dönerken düşünmeyi bırakmayı ve yan odadan gelen sese biraz daha az odaklanmayı denedim.  Ama yapamamıştım. Radyonun sesini açmayı düşündüm ama zaten son sesteydi. İradeyi elimden bırakarak sesin kulaklarımda çınlamasına izin verdim:

- Seni sevmiyorum yeter işte bırak beni!

Bunu diyen annem olmalıydı diyemeden babamın tüyler ürperten sinirli sesi kulaklarıma doldu:

-Yapma böyle yeter hiç bir yere gidemezsin!

-O kadınla yatarken de bunları düşünüyordun değil mi??

Bunları duymak zorunda mıydım? Ya da böyle olmak zorunda mıydı? Yaşıtlarım basketbol kursundayken ben burada olmak zorunda mıydım? Acaba ben ölsem suçluluk hissederler miydi? Sanırım hissetmezlerdi çünkü öfkeye o kadar bağlılardı ki akıllarına bile gelmezdim. Ben iç sesimle kavga ederken içeriden sert bir tokat  sesi geldi. Bunu duymamla sallanan sandalyeyi yere ittirerek içeriye koştum. Geldiğimde annem yerdeydi. Öfke gözlerime dolarken titrek sesimden çıkan ise sadece hüzündü:

-Baba defol buradan!

İlk önce bana sonra yerde yatan anneme baktı. İyice sinirlenmişti.

-Sen kimi kovduğunu sanıyorsun küçük boyunla? Bu kadından bıktım artık. Bana dava açıcakmış..

Annem samimiyetten yoksun olan bir kahkaha atıp babama döndü:

-Herşeyini elinden alacağım. Kaç kişiyi dolandırdığın, fabrikadaki işçilerden kaçının ölümüne sebep olduğunun tüm belgeleri elimde. Hapislerde çü...

diyemeden babam cebinden çıkardığı bıçağı gözlerimin önünde anneme sapladı.

Yaşadığımın ne olduğunu anlayamadan şaşkın gözlerimi babama döndürdüm:

-Sen ne yaptın?!

diyerek bağırdım ama artık çok geçti.

Babam elini alnına götürüp pişman olmak için tereddüt eden bedenini kapıya kadar sürükleyip kapının kolunu çekti.

Aşkın Ateş HaliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin