Başımı yastığa koyarak iki saat öncesini düşünüyordum.
Bacağımı ona atmam yanlıştı. Söylediğim sözler yanlıştı.
Tepkilerim yanlıştı ama nedense "onu öpmek" de yanlış olan hiç bir şey yok gibiydi ve eğer onu öpmek yanlış oluyorsa ben doğru olmak istemiyordum.
Allam ben şiirsel mi konuştum? Töbe bismillah. Ve biraz daha kafamı yorarsam değerli beynimi kaybedicektim.
"Emaan, en iyisi boşver" diyen iç sesimle beraber kendimi uykuya bıraktım.
------
-Uyansana Açelya sorunlu musun?
diyen sese biraz daha dikkat edince bunun bir erkek sesi olduğunu anladım. Ama babamın ses tonu hiç böyle olmaz ki!
-Gidin başımdaan haftasonu yahu bugün.
dedim sızlana sızlana.
Ama sonra hoş bir erkek parfümü kokusu alınca içimden salak salak tahmin yürütmek yerine gözlerimi aralamayı akıl ettim nihayet.
Ateş?!?! wtf
-Ateş? Ne işin var?
diyerek uzaylı görmüşçesine bakıyordum. Annem odaya girip Ateş'i görse yanlış bir şeyler düşünecek, kabak bana patlayacak. Hem de bu çocuğun ne işi var burada?
-Bir insan hiç mi telefona bakmaz? iki yüz kere aradım seni en az.
-Uyuyodum görmüyo musun?
-Saat 11 e geliyo ne uykusu ya?
Bir de sana mı sorcam, istersem kış uykusuna yatarım, üç ay uyanmam alla alla.
-Haftasonu yae. Hem sen niye aradın ki?
- Babama yalandan sevgilicilik yapmak zorundayız. Saat beşte onun evine bekliyo.
-He iyi beşe çok var daha, hem sen eve nasıl girdin?
Gülümsedi.
-Valla onu hiç sorma senin odanın balkona kadar borulardan tırmandım. Yarım saat balkondan vurdum ama ağzın açık yatıyodun. Ben de yandaki pencereyi farkettim.
-Aferim sana, iyi ki biyerlerini kırmamışsın.
-Ya bir şey diycem ben sabah beşten beri burdayım da hem çok uykusuzum, bi de üşüdüm.
Ne demek istiyo bu? Haa yanıma yatmak istiyo. Yok öyle Ateş Bey.
-Gel yat sen burda ya,
diyince yüzüne bi gülümseme yayıldı ama cümlenin devamına kadar sürdü:
- bende bi lavaboya falan gidiyim.
Yüzündeki "olsun buna da şükür" ifadesiyle ben kalkınca yatağa girip uyuşuk uyuşuk yorganı burnuna kadar çekti. Allam niye şuan bu kadar şeker duruyo bu ağağağa, neyse bi tuvalete gidiyim altıma işicem diyerek lavaboya kadar koridorda süründüm resmen. Tuvalete gitmeye üşenecek kadar tembel bir insan oluyorum sabahları.
Yalnız yemişim içerdeki Ateş'i, bu işemekten daha rahatlatıcı bir şey yok vallahi. Yüzüme de bir iki de su atınca beynim açıldı bir anda. Ve dedim ki
"lo içerde Ateş mi yatıyo!?!?, benim burda ne işim var?, Allam rüya mı bu, bak cimcikliyorum acıyor, bu hiç komik değil"
İçeriye gidince yapıcağım konuşmanın provasını aynadaki halime bakarak hazırlamalıydım "Ama ondan önce bi tipi düzeltelim de insana benzeyek" diyerek saçımı elimle düzeltip parfüm sıktım. Evet, şimdi içeriye gidiyorsun Açelyacım ve diyorsun ki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Ateş Hali
Romance-Seni seçmekten, seni bulmaktan, senin olmaktan. seni sevmekten. Seni.. Devamını söyleyemeden kafasını kaldırıp beni sertçe öptü. Oturduğum yerde duvara yapışmıştım. Ağızlarımızın geri çekildiği bir anda: -Seni seviyorum. dedim. O ise kapıya bakınar...
