İşini sevmese de, görev bilinci ile elinden geldiği kadar verimli olmaya çalışıyordu. Ama ne yaparsa yapsın, sürekli açığını gözleyen birileri vardı.
Arkasındaki kasiyere döndü, onbeş dakika molaya çıkaçacağını, idare etmesini söyleyerek, dışarıya çıktı. Yanına aldığı küçük suyu tek seferde kafasına dikti ve çöpe doğru nişan alarak fırlattı, yalnız denk getirememişti. Arka cebinden çıkardığı sigarasından bir tane yakarak, yere düşen şişeyi çöpe atmak için isteksizce yürümeye başladı
O esnada kapının önünde bulunan, şube müdürü, bütün olanı izlemiş ve kendisini fark etmesini beklemişti. Göz göze geldiklerinde de;
-"Emrah çabuk işinin başına dön " diye bağırdı.
-Haber vermiştim, sigaramı içeyim dönerim.Sesini yükselterek "hemen içeriye geç" dedi. Sigarasını parmaklarının arasına sıkıştırarak çöpe doğru fırlattı, müdürün yüzüne bakmadan, tekrar yerine döndü. Biraz sonra da, hızlı adımlarla müdür geldi. Ellerini kasaya dayadı, öne doğru eğildi ve Emrah'ın gözlerine bakarak hakaret etmeye başladı.
Emrah için hayat, o an durma noktasına gelmişti sanki, önünde bağıran müdürün sesini duymuyordu, erafına baktığında, müşteriler, çalışanlar, herkes onları izliyordu. Tekrar müdürün gözlerine baktı, konuşurken ağzından fırlayan tükürükler ellerine düşüyordu. O sırada kasanın üzerinde duran post cihazı takıldı gözüne.
Elleri ile kasadan destek alarak, bir hamlede üzerine çıktı, sol eli ile müdürün kıravatını sıkıca kavrayarak, sağ eline aldığı post cihazı ile vurmaya başladı. Etrafında bulunanlar anın şoku ile kımıldamadan Emrah'ı izliyordu. Müdür darbelerin etkisi ile yere yığılı verdi.
Emrah kasanın üzerinden, tekrar zıplayarak yere indi. Üzerinde bulunan, market yeleğini çıkartıp kasaya fırlattı, çıkışa yöneldi, kapının önünde bekleyen güvenlik görevlisi Cem, Emrah 'a doğru yöneldiği sırada, geriye doğru esneyerek sıkı bir kafa attı, o da sersemleyip düştü yere. Cem'i de hiç sevmezdi, müdür yalakası ispiyoncunun tekiydi.
Kapının önüne çıktığında, ellerini beline koydu, kafasını kaldırıp gökyüzüne bakarak derin bir nefes aldı. Aldığı nefesi bırakırken gülümsedi " oh be" diye söylendi kendi kendine.
Artık gerçek anlamda, ilk somut adımı atmıştı yeni hayatına...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖFKE
Short StoryHava güneşli, sokaklar ve parklar gülümseyen çocukların sesleri ile dolu. Kuş sesleri, yoldan geçen arabalar ve sürekli hareket halinde olan insanlar. Saçma değilmi? Bir yerlerde, aç ve halsiz, tek korkusu füzeler, patlama sesleri ve kurşunlar ol...