Başlamadan önce söyliyim dedim, hikayeye bir tane kardeş ekledim yani İsabella'nın küçük erkek bir kardeşi olacak. Okuyunca anlarsınız. ( adı Leo)
Ve bide önceki bölümündeki yorumu için
@Adapotter
çok teşekkür ederim. ;););)
•***•***•***•***•***•***•***•***•***•***•
Adeta merdivenlerden koşarak çıkıyordum. Nereye bakçağımı dahi bilmiyordum ki. Hogwarts çok büyüktü. Büyük ve görkemli. Burda olduğuma dahi inanamıyordum. Büyük kapı bütün ihtişamıyla açıldı.
Önümüzde dört masa duruyordu. Hepsi de bana gel diyorlardı. İkişerli olarak yürüyoduk. Yanımda Lily vardı, o da en az benim kadar çok büyülenmişti. Marlene Alice'in yanındaydı. James'se Sirius'un yanındaydı. Ve bide Remus var tabi. Onunla trende tanışmıştık. Remus Sirius ve James'i tanıyordu. Sirius gibi değildi. İşte Remus'ta Peter'ın yanındaydı. Peter da sanırım küçük tombul ve sarışın olandı. İşte o da bizimkilerde beraber takılıyordu.
Seçmen şapka şarkısını çoktan bitirmişti. Şapkanın hemen yanında McGonagall duruyodu. Son derece katı birine benziyordu doğrusu.
McGonagall isimleri saydı. İlk beş kişi arasında James vardı.
"Potter, James" dedi McGonagall. James yavaşça sandalyeye oturdu. bekledik. Seçmen şapka birşeyler söyledi ona. Duydum. kimsenin duyamayacağı şeyi ben hissetmiştim. O sayede duymuştum.
"GRYFFİNDOR!!"! Diye bağırdı şapka Gryffindor masasındakilerden şöyle bir alkış yükseldi.
"Snape, Severus"diye bağırdı McGonagall. Arka sıralardan yağlı siyah saçlarıyla öne çıktığını gördüm. Sandalyeye oturdu ve şapka ardından bağırdı.
"SLTHERİN !!!" Aklından birşey geçiyordu. Ve bu düşünce Lily ile ilgiliydi bence.
McGonagall tekrar bağırdı. "White, İsabella " işte o anda bütün gözleri üzerimde hissettim. Beni delip geçen çok sayıda göz. Sandalyeye doğru bir adım attım, sonra birtane daha, ve bir daha... işte ordaydım. Sandalyeye oturdum. Şapkayı başıma koyarlarken gözlerimi sımsıkı kapadım. Ve başladı.
Özel bir yetenek. Kimsenin sahip olamadığı özel bir kişilik. Cesursun ama aynı zamanda duygusalsın güzel kızım. Sen nereye gidersin ki! Baban gibi Slytherin'e mi? yoksa annen gibi Ravenclaw'a mı? Hayır hiçbirine gidemezsin. Yeteneğin gelişmeli ve güçlenmelisin. Aynı zamanda her zaman cesur kalmalısın. Senin için en iyisi bu...
"GRYFFİNDOR!!! "diye bağırdı seçmen şapka, salonda bu sözler yankılandı. Yerine mutlu bir biçimde yerleştim. 'Özel yetenek' eğer bu şapka hislerinden bahsediyorsa işte bunu birine söylemeliydim.
"Evans, Lily" dedi McGonagall ardından kız oturdu sandalyeye. Biraz bekledi seçmen şapka.
"GRYFFİNDOR!!!" Snape ona bakıyordu. Lily ise Gryffindor masasına doğru yürüdü.
...
Alice, Marlene, Remus ve Peter da Gryffindor'a geçti. Ve o ad okundu. Başka bir Black.
"Black, Sirius" dedi McGonagall. Sirius çıkarken yanımdaki birinci kızlardan bazılarının ondan gözlerini ayıramadığını gördüm. Birisi içini uzun uzun çekti.
Ve şapka takıldı.
"GRYFFİNDOR!!!"diye bağırdı şapka. Bütün Slytherin masasında bir tatsızlık oldu. Gryffindorlulardan ise alkışlar. Şapkanın ne dediğini duymuştum. Bütün masalarda rahatsız edici fısıltılar dolaşıyordu. O bir Gryffindorluydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Hurt Yourself -Sirius Black-
Fanfictionİsabella White namı diğer Bella normal değildi. Bir cadıydı. Küçüklüğünde onları terk eden babasının ardından başka bir adamla evlenen annesi ve evlendiği adamdan dünyaya gelen küçük kardeşiyle İsabella'nın hayatı gayet iyi gidiyordu. Onları çok sev...