Don't Hurt Yourself -Sirius Black-

-7-

500 okuma hepiniz süpersiniz :):):);):):):)

@mockingjay-szyz

@TCGizemKl

@nur-elif

@prof_fangirl

Çoooooooooooooooooooooooooooook Teşekkür ederimmm yorumlarınız için...

*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*_*

Saat gece yarısı ikiydi ve biri yatağımın başında beni izliyor gibiydi. Sonunda gözlerimi aralayınca Sirius'u yatağımın yanındaki sandalyede otururken buldum.

"Neden burdasın? benim odamada." Ona bakıyordum. Gözaltları hafifçe morarmıştı ve uyumamış gibi duruyodu.

"Gece boyu kabus görüp duruyodun uyuyan güzel. Senin çığlıklarını ilk ben duyarak yanına geldim. Terlemiştin ve gözlerini sıkıca kapatmıştın. Sabaha kadar yanında bekledim. Çok güzel uyuyorsun." dedi sandalyeden kalkıp yatağa oturdu. Benim için bütün gece uyumamıştı. Yanaklarım kızardı.

"Neden bunu yaptın?" sorum biraz sertti onun için hemen ekledim.

"Yani teşekkür ederimde bunu yapmana gerek yoktu. Şimdi doğruca yatağına gitmelisin." dedim. Bakışları yumuşadı. Sinsice planları olduğu gözlerinden belli oluyordu.

Yataktan kalktı, benim yan tarafıma doğru yürüdü. Bir buçuk kişilik yatağa uzandı. Yanıma yattı sonra ben ne diyeceğim diye bana baktı. Ona 'ne yapıyorsun?' bakışı atınca hazırladığı cevabı hemen geveledi.

"Yanına yatıyorum. Uyumamı istemiyor musun?" dedi bana masumca bakarak.

"Evette, seninde yatağın olduğundan eminim." Kapıya bakarak.

"Şimdi beni James'in yanına gönderme. Onun horlamaları yüzünden uyuyamam ben. Ayrıca senin yatağına ikimizde sığarız." bana o yavru köpek bakışıyla bakmaya başladı. Gözbebeği büyümüştü. Saf ve masum.

"Tamam ama sadece bu seferlik. Ve bunu kimse bilmeyecek. İtiraz istemiyorum..." dedim ona arkamı dönerek. O ise bana doğru döndü ve kollarıyla beni sardı. Sarılması bile sıcaktı ve kendimi iyi hissettiriyodu. Karnımdaki kelebekler havalara uçmaya başlamıştı. Ama buna izin vermemeliydim.

"Sen ne yapıyosun?" dedim kendimi kurtarmaya çalışarak. Beni ne kadar etkilese de onun tuzaklarına düşen kızlar gibi değildim ben...

"Bu anın büyüsünü bozma Bella." dedi gözleri hala kapalıydı. Beni daha sıkı sardı. Kendimi dışarı itmeye çalışsam da beceremedim işte. Uykum gelmeye başlamıştı. Artık çırpınmayı bırakıp kendimi uykunun derinliklerine bıraktım.

•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•*•

Gözlerimi araladım. Rüya veya kabus değildi. Sirius Black benim rahat uyumam için bütün gece başucumda bekleyip sonra da bana sarılarak uyumuştu. Bunu kimseye söylemiyecektim. Özellikle James'e...

Onun kollarından yavaşça kurtulup kapıya doğru ilerledim. Bileğim düne göre daha iyiydi. Merdivenlerden ses çıkarmadan aşağı indim. Herkes uyuyodu. Bay ve Bayan Potter kendi yatak odalarında, Leo başka bir misafir odasında, Sirius benim yatağımda, James ise ... Havuz kenarındaki şezlonglardan birinde uyuya kalmıştı. İşte çok güzel bir topluluk.

Ocağı açıp buz dolabından altı yumurta aldım. Yumurtaları kırıp tavaya koydum. Biraz sonra ayaklarını sürüyerek gelen birinin sesini dudum. Bana yaklaştı ardından belimden tuttu.

"Korkuttum mu?" dedi arkamdaki kişi.

"Senin olduğunu zaten biliyordum Sirius." dedim arkama dönmeyerek. Ağzımda küçük bir gülümseme oluşmuştu.