Multimediada Alice var. Resimleri yakarken. (Yani siz onu resim diye düşünün) Nedenini okuyun ve öğrenin bakalım :):):) Ve evet bundan sonra Jily videoları koyucam. Bulduğum yer süper.
__________=*=__________
"Ben Alice'i özledim." diye mızmızlandı Marlene. Yine.
Hepimiz (Marlene, Lily ve ben) bizim odadaydık. Saat 14.26'ydı. Lily kendi yatağında oturmuş kitap okuyordu. Marlene ve bende konuşuyorduk.
"Onu hepimiz özledik Marlene." dedi Lily ve bana 'sustur şunu' bakışı attı. Başımı salladım ve bir kolumu Marlene'nin omuzlarının üzerine attım.
"Marlene biz buraya geleli altı gün oldu. Alice dört gün sonra gelecek." dedim onu rahatlatmaya çalışarak.
"Ama ya gelmez ve bizi unutursa."
"Alice bizi asla unutmaz Marls." dedi Lily. kitabını başucundaki komidinin üzerine koydu ve benim yatağıma oturdu.
"Yakında hepberaber olucaz. O zaman daha da eğlenceli olacak." dedi Lily. "Ayrıca bu sene çalışıcaz değil mi? Ne de olsa SBD'ler için hazırlanmalıyız. Bella?"
"Benim çalışmadığımı biliyorsun Lily. En azından senin kadar."
"Nasıl oluyor da çalışmadan çok yüksek notlar alıyorsun?"
"Zeki olabilirim." diye kısa kestim. "Annem ve üvey babam seherbazdılar. Benim de seherbaz olmam lazım."
"Ve seherbaz olman için de çok çalışman lazım. Ancak en iyileri alıyorlar."
"Bana göre Bella seherbaz olabilecek kadar iyi Lily. Yaptığı şakaları biliyorsun. Çok kurnazcaydı, yani senin için James'e bile şaka yaptı ve James hala yapanın kim olduğunu bilmiyor. Bi de Peeves var. Düşünsene... " Diyerek başladı Marlene ama Lily onun sözünü kesti.
"Marls biliyorum. 'Peeves bile ona yardım ediyor.' biliyorum."
"Ama kimse Peeves'in okuldan birine bu kadar yakınlık duyacağını düşünmezdi. Biliyorsun ya, Popüler olmayabilirsin ama senin şakaların çok seviliyor." diye bitirdi Marlene ve devam etti." Siz nasıl Peeves'le bu kadar iyi anlaşmaya başlamıştınız."
"Peki" dedim gözlerimi devirerek.
•*• - Flashback - •*•
"Anne ne zaman Hogwarts'a gidicez." dedim.
O zamanlar dört yaşlarındaydım. Bilmediğim bir nedenden dolayı her hafta Hogwarts'a gidiyorduk. Gitmek çok hoşuma gidiyordu fakat sürekli aynı yere gitmek canımı sıkıyordu. Ben dolaşmak istiyordum. Kimsenin bilmediği geçitler ve odalar bulmak, dört binanın (Gryffindor, Hufflepuff vb.) ortak salonlarını gezmek felan. Oysa annemle ben sürekli Yaşlı ama eğlenceli bir adamın odasına gidiyorduk. Adam anneme bir şeyler anlatıyor, eve gittiğimizde de öğrendiği şeyleri eve uyguluyordu. Tahminen bizi korumak içindi.
"Sabret tatlım. Babacık kardeşini eve götürdüğünü haber versin gidicez." dedi annem.
Evin hemen önünde bekliyorduk. Babam (üvey), kardeşimi almak için babaneme (üvey) gitmişti. Babanem beni Leo kadar çok seviyordu. Leo da daha küçücüktü. Tabii bundan iki yıl sonra Babanem ve dedem kötü bir araba kazasında ölmüşlerdi.
Biz beklerken önümüze tuhaf bir ışık geldi. Kurt köpeği gibi bir ışık. Çok güzeldi ve birden ses çıkmaya başladı ve üvey babamın sesini duydum.
"Leo'yu aldım. Siz gidin, biz birazdan evde oluruz." Dedi ve yok oldu. Annemin kolunu sıkıca tuttum. Sürekli yaptığımız için alışmıştım. Tam cisimlenirken sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Hurt Yourself -Sirius Black-
Fanfictionİsabella White namı diğer Bella normal değildi. Bir cadıydı. Küçüklüğünde onları terk eden babasının ardından başka bir adamla evlenen annesi ve evlendiği adamdan dünyaya gelen küçük kardeşiyle İsabella'nın hayatı gayet iyi gidiyordu. Onları çok sev...