Pekala şuan çooooook HEYECENLIYIM ÇÜNKÜ BU BÖLÜMÜ ÇOOOOOK FAZLA YAYINLAMAK İSTİYORDUM!!!!!
Tabii berbat bir bölüm olduğunu söylecem çünkü yazamadım. Düzgün yazamadım ve kesinlikle kendimden tiksindim.
Ayrıca uzun yazdım.
Medyada ikizler. Neye benzediklerini artık biliyorsunuz. Video olarak alakasız ama yazarken dinlediğim müzikler arasında yer alan beğendiğim bir grup Evanescence
Bella değişti. HEEEEEYOOOO!!! Oyuncu değişti yani.
@MrsBlackPadfoot 'a teşekkür edeceğim süper biri olup beni mutlu etti beni, ve yeni Bellamızı bulmayı sağladığı için ;) Ebba Zingmark
Bir de bize Haley gerekiyor. Tanımlara uygun biri varsa Nolur bana ulaştırın...
Haley Wallequ: Kahverengi saçlı, kahverengi gözlü. Açık tenli. (Leo'nun arkadaşlarından biri, Gryffindor'da)
~•<~•<~•<~•<~~•<~<•~<•<~•<~•<•~
Hatırlatma:
Adı İsabella Phoneix White/Riddle. Turuncumsu kırmızı saçları var. Gözleri deniz mavisi. Annesi Libell, gerçek babası Tom, üvey babası Alexander Mark. Kardeşi Leo. Tuhaf mistik hisleri var ve çok kullanışlı. Bu kıza takık iki kişi var, birisi öz babası diğeri... SPOİLER!!! Herneyse. Siyah baykuşu var adı Sylvia. Buna yardımcı olan ev cini Littidy. Bunlar 5. Sınıftalar ve cadılar bayramı. :) iyi okumalar...
"Littidy size nasıl yardım edebilir Bayan Bella." Diye sordu önümdeki küçük ev cini kızlar yatakhanesindeyken.
Littidy diğer ev cinlerine boyca ve yaşça oranla daha küçük daha cılızdı. Potter Malikanesinde kaldığım zamanlar genellikle bana o hizmet ederdi. Ne kadar ev cini olsa bile Mrs Potter'ın vicdanı yüzünden onların hepsi düzgünce giydirilir, yıkanır ve bol bol yemek yedirilirdi.
Bana Littidy düşmüştü. Kızdı ve boncuk boncuk yeşil gözleri vardı. Canım sıkıldığında onunla konuşur bazen bir konu hakkında beraber kafa yorardık.
"Mrs Potter'a bana parti için güzel bir kostüm bulmasını söyler misin? Benim odamdaki sağdaki dolabın üçüncü çekmecesine bakabilir, yeterince var orada." dedim. Dememle Littidy saniyeler içerisinde gözden kayboldu.
Gözlerim duvardaki saate kaydı. Saat yedi yirmi beşti. "Lanet olsun." ayağa fırladım. Komidinin üzerine önceden koyduğum asayı kaparak yatakhaneden çıktım ve doğruca ihtiyaç odası için ilerledim. Adımlarımı hızlandırdım. Köşeyi döndüm ve Sirius'un benim olduğum tarafa doğru ilerlediğini gördüm. Ama bana bakmıyordu.
Yanımdan geçecekken üstündeki gömleğin göğüs kısmından tuttum ve onu durdurdum. "Bu acele nereye?" Diye sordum.
"Bella?"sesinde şaşırmış bir ton vardı. "Bende seni zorla getirmeye gidiyordum." Dedi.
"Pekala buna gerek kalmadı." Dedim gözlerimi devirerek. "Seni büyük bir zahmetten kurtardım." Ellerimi göğüsünden çektim ama onun yüzüne bakmaya devam ettim.
"Bilemiyorum. Seni kostümünü giyerken yakalamak isterdim." dedi alayla. Gözlerinde muzip bir pırıltı canlandı. Diğer kızlarla konuşurken takındığı sırıtışı yüzüne oturttu."Üstündeki gömleği çıkarırken..."
Kafasına çok sert olmayan ama etkili olacak bir şekilde vurdum. "Beni o şekilde düşünme. Kafandaki fanteziler gerçek olmayacak." Dedim kızararak.
"Birgün hedeflerime ulaşıcam White." dedi Sirius. O gülümsedi ama gülümsemesine bu sefer karşılık vermedim. Bakışlarımı yere sabitledim. Aklım bir anda karışmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't Hurt Yourself -Sirius Black-
Fanfictionİsabella White namı diğer Bella normal değildi. Bir cadıydı. Küçüklüğünde onları terk eden babasının ardından başka bir adamla evlenen annesi ve evlendiği adamdan dünyaya gelen küçük kardeşiyle İsabella'nın hayatı gayet iyi gidiyordu. Onları çok sev...