YENİLGİ

45 8 0
                                    

#Kaybetmek, kazanmak için elinden geleni yapmaktır.#

--

15 KASIM 2014 - ULLEVAAL HASTANESİ / OSLO - NORVEÇ  

Salon yavaş yavaş dağılmaya başlarken o yine orda duruyordu. Az önce kaybolmuştu ama ben onu tekrar bulmuştum. Bana bakarken bu kez gülmüyordu. Yüzünde hüzün var gibiydi. Herkes giderken yavaşça yanına yaklaşmıştım. Sadece onu görüntümle ürkütmek istemiyordum. Uyumaktan şişen gözlerim, sürekli verilen ilaçların yan etkileri yüzünde istifra etmem...

Zayıflamış ve güçsüzleşmiştim. Gün geçtikçe hareketlerim yavaşlıyordu.

''Hey.'' dedim usulca yanındaki sandalyeye otururken. Gözlerini diktiği noktadan kaldırıp bana döndü. 

''Merhaba.'' dedi. 

Gözleri yakından daha güzel görünüyordu. Badem gibi, kocaman gözleri vardı. Hüzünlü bakışlar atmaya devam ederken onunla nasıl sohbet edeceğimi düşünüyordum. Birileriyle konuşmayalı uzun zaman olmuştu.

''Nasılsın? Buradan mısın? Aslında ben değilim. Sende öyle durmuyorsun. Ben Türk'üm aslında ya sen?'' 

Bildiğim tüm soruları sıralamıştım. Bana bön bön bakmaya devam ederken ağzını açıp konuşmaya başladı.

''Kolundaki güzel tokaymış.''

Yara dolu koluma bakarken tokanın bir an için orda olduğunu unutmuştum. Heyecanlı hissettiğim anlar yok olup gitmişti. Şimdi yine sessiz hüzün ruhumu sarmıştı. Tokanın ucundaki çilekle oynamaya başlarken ağlamak istemiştim. Sadece bir an olsun ruhumun rahatlamaya ihtiyacı vardı. Ağlayıp içini dökmeye. Ama bedenle ruh öyle bir uyum içerisinde ki ruh kapalı bir kutuysa bedende öyleydi. Ruhumun ağlamak istemediği zamanlar gözlerimden yaşlar akmıyordu. 

Aslında benim ruhum yıllardır ağlamıyordu.

Sadece biraz olsun ağlamasını istiyordum. Bedenime verdiği bu zulmü hafifletmesini istiyordum.

''Beni mi bekliyordun? Konuşmak için? Bunca zamandır neden kimseyle sohbet etmiyordun?''

Sanki beni yıllardır tanıyordu.

''Bilmiyorum. Yani içimden geldiği gibi davranıyorum. Gülümsemen beni etkiledi.'' dedim basit bir şekilde. Tekrar gülümserken kafasını sağa sola sallamaya başlamıştı.

''Uzun zamandır burda mısın?'' dediğimde gözlerini kısıp gözlerime bakıyordu. İçimi görüyor gibiydi. Korkuyla geriye çekildim.

''Hayır aslına bakarsan dakikalar önce buraya yeni geldim.'' dedi. Daha da yaklaşırken beni ürkütüyordu. Geriye doğru çekilirken kafamı birine çarpmıştım. Arkamı döndüğümde hemşirenin geldiğini yeni fark etmiştim.

''Alya hanım ilaçlarınız için sizi odanıza almalıyım.'' 

''Ama..'' deyip önüme döndüğümde kaybolmuştu. Onu yeniden kaybetmiştim.

''Ama ne?'' diye sordu hemşire. Adını bile öğrenemeden tekrar gitmişti. Acaba kaç numaralı odaya yerleşmişti.

''Peki gidelim.'' diye sakin bir şekilde konuşmam hemşiremi şaşırtmıştı.

Odama doğru yürürken kapının ucunda bağdaş kurmuş yerde oturup bana bakan Nina'yı görmemle geri çekilmem bir olmuştu.

''Nina!''

''Alya söz vermiştin. Hadi saçlarımı ör?'' uzattığı tokanın çilek kısmı sarkıyordu. Bileğime baktım toka yoktu. Toka Nina'nın elindeydi.

Sanal GerçeklikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin