Kyungsoo yeni evindeki yeni odasına eşyalarını yerleştirirken gününü gözden geçirdi. Annesi Bay Kim ile evlenirken mutlu görünüyordu. Annesi adına mutluydu. Fakat Bay Kim'in oğlu Jongin onu görmezden gelmişti. Ona minnettardı. Ona zarar verip dalga geçmek yerine görmezden gelmesi onu rahatlatmıştı.
Yatağına oturarak yatağın yanındaki camdan dışarısını izledi. Eski evindeki odaya benzer şekilde düzenlendiği için annesine ve Bay Kim'e teşekkür etmesi gerektiğini aklının bir köşesine yazdı.
Camın önünde gezinen kuşlara uzanmak için kolunu uzattığında gömleği sıyrılmış ve bileğindeki siyaha dönen morluklar ve geçmeye başlayan çizikler ortaya çıkmıştı. Gözleri dolarken kolunu geri çekti ve gömleğini düzeltti. Gizlemek için bileklik takmayı denemişti ama bileğini sıktıkları için acıtıyordu. Bu yüzden güzel bahar aylarında bile uzun kollu giyiyordu.
"Bebeğim? İlk aile yemeğimiz hazır, hadi gel." annesi kapının önünden söylerken alt dudağını ısırdı ve başıyla onayladı.
Göy yaşlarını geri gönderirken yatağından kalktı. Beyaz terlikleri giyerek annesinin yanına gitti. Birlikte yemek salonuna indiklerinde Bay Kim ve Jongin'i orada gördü. Bay Kim gülümseyerek karşılarken Jongin başını bile kaldırmamıştı.
Sessizce yerine geçerek yemeğe başladı. Odasında olduğu gibi kolunun açılmaması için uzağındaki yemeklerden almıyordu. Bay Kim endişelenerek konuşmak istesede yanındaki yeni eşi oğlunu anlayarak engelledi. Yaralardan haberi vardı ama nedenini hiç bir zaman öğrenememişti. Oğlunun üzerine gitmemek için sorgulamamış, onun gelerek anlatmasını beklemişti. Şimdi ise akşam yemeğinde utandırmak istemiyordu.
Sessiz ve sakin geçen akşam yemeğinden sonra birlikte salona geçmişlerdi. Bay Kim yeni eşi ile konuşurken arada Jongin'de onlara katılıyordu ama Kyungsoo sessizce kendi içine kapanmıştı.
"Yarın yola çıkmaya karar verdik." Bay Kim söylerken eşi gülerek başını eğmişti.
"Baba, yeni çocuk yapmak için çok yaşlandın. Bayan Do gibi genç ve güzel bir bayan için demode değil misin?" Jongin şakayla söylerken Bayan Do elini utanarak yanağına götürdü ve Jongin'e içtenlikle teşekkür etti. Babası ise şakayla karışık oğlunun kafasına vurarak karşılı verdi.
Kyungsoo ilk defa gerçek bir aile içinde olduğunu hissetti. Belki onlara katılmıyordu ama izlemek bile ona iyi gelmişti. O daha 6 yaşındayken ölen babasını artık hatırlamıyor, bir kaç rüya şeklinde anımsıyordu. Annesi yanında olsada eksikliği her zaman hissetmişti. Şimdi ise bu durum ona huzur veriyordu. Yorgunlukla esnerken diğerlerini izlemeye devam etti.
"Hayatım, yorulduysan yatıp dinlenmelisin. Bizi beklemene gerek yok." Bayan Do elini uzatarak oğlunun elini tuttu ve tatlı sesle söyledi. Bay Kim'de gülümseyerek onaylarken Jongin ondan yana bakmamıştı bile.
"Oh, iyi geceler o zaman." Kyungsoo eğilerek karşıladıktan sonra yeni odasına doğru gitti.
Odaya ulaştığında duş almanın onu rahatlatacağını hissederek dolabından eşyalarını alarak yatağa bıraktı ve odasındaki banyoya gitti. Suyu açarak sıcaklığını ayarladıktan üzerindekileri çıkarmaya başladı. Gömleği üzerinden ayrılarak yere düşerken duvardaki boy aynasında kendi yansımasını gördü. Pantalonunu ve iç çamaşırını çıkararak aynaya yaklaştı. Geçmeye başlayan yaralar ve morluklarda göz gezdirdi. Yılan misali kıvrılan derin çiziklerin izi geçmeyeceği, her zaman orada kabartı şeklinde duracağı belliydi. Buhardan nemlenen aynada kendi görüntüsüne bakmaya devam etti.
Gözleri dolarken gücünün çekildiğini hissederek aynaya tutundu. Bacakları onu daha fazla taşıyamazken elleri aynada kayarak yere kadar eşlik etti. Yerde dizlerini kendine çekerken eli ile ağzını kapattı. Hıçkırıklarını saklamak için ağzını kapatırken su sesi biraz olsun ona yardımcı oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the damned | kaisoo
FanfictionKyungsoo hasta mıydı? Deli miydi yoksa? Hayır... Hasta ya da deli olmadığına emindi. O kişiler gerçekti. Bedenindeki izler bunun en iyi kanıtıydı.