8. BÖLÜM

5.4K 472 111
                                    

Jongin baygın bedeni yatağa taşıyarak onunla ilgilenirken Chanyeol odada gezinerek bir iz aradı. Tekrar zarar vermesini mantıklı bulamazken banyoda gördüğü kolye ile odaya girdi.

"Muskayı siz mi çıkardınız?" Chanyeol elindeki gümüş kolyeyi uzatarak sordu. Jongin başını sallayarak onaylarken cevapladı.

"Duş alırken çıkarmıştım."

"Delirdiniz mi siz? Zaten sudan etkilenmesin diye gümüş kolye içinde. Bundan sonra her ne olursa olsun sakın çıkarmayın."

"Yani benim yüzümden böyle oldu? Ben o şeyi çıkardım diye Soo zarar gördü?"

"Saçmalama! Bilgin yoktu. Bundan sonra daha dikkatli olun."

"Saçmalama ne demek? Benim yüzümden ölebilirdi! Sesini duyduğumuz için geldik ama başka zaman sesi çıkmadan öldürebilir."

"Kendine gel Kim Jongin! Kyungsoo kendine geldiği zaman sen ilgilenirsin. Ben şimdi hastaneye gidiyorum. Sakın saçma bir hareket yapma!"

Jongin başını saklarken Chanyeol odadan çıkarak aşağıya indi. Telefonundan bir numarayı ararken çıkış kapısından çıkmıştı.

"Seninle buluşmamız gerek. - Hayır, hemen! -  Gerçekleri biliyorum ve yaptığın şeylerden Baek'in etkilenmesine izin vermem. -  Kapa çeneni ve mesaj atacağım yere gel!" Chanyeol telefonu kapatarak aderi gönderdikten sonra cebine koyarak hastaneye gitti.

Sehun sevgilisi ile banyoda oynanırken çalan telefon ile derin nefes aldı. Küvetteki sabunlu çıplak Luhan'ı yalnız bırakarak havlu ile kurulandı ve odasına gitti. Bilindik numarayı cevaplarken diğerinin duymaması için kısık sesle konuştu.

"Kimmiş?" Luhan arkadan gelerek sorarken Sehun telefonu kapatarak yanına gitti.

"Saçma bir reklam."

"Ne reklamı bu?"

"İki paket geciktirici alana üçüncüsü bizden reklamı."

"Biliyosun, senin bunlara ihtiyacın yok." Luhan gülerek söylerken Sehun onu belinden tutarak kendine çekti. Aralarındaki penisleri birbirine değerken cevapladı.

"Biliyorum ama farklı şeyler deneyebiliriz?"

"Neden sex shopa gitmiyoruz?"

"Bazı zamanlar çok azgınsın bebeğim ve bu hallerine bayılıyorum." Sehun gülerek söylerken eğilerek diğerinin dudaklarını dişleri arasına aldı. Luhan boğuk sesini diğerinin ağzına bırakırken cevapladı.

"Ben ciddiyim. Hadi gidelim."

Sehun diğerinin poposunu sıklıktan sonra gülerek geri çekildi ve dolabına ilerledi. Luhan'da sekerek yanına gittikten sonra beraber giysilerini seçtiler.

Chanyeol neredeyse boş olan kafenin en uç köşesine geçmiş tırnaklarını masaya vurarak ses çıkarıyordu. Önündeki kahvesi çoktan soğuduğu halde tek yudum dahi almamıştı.

Kapının açıldığına dair zil çalarken çalışanlar ile birlikte kapıya baktı. Şık giyinmiş bir kadın onu görerek yanına gelirken yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Kadın, sandalyende oturan Chanyeol'e satılırken konuşmaya başladı.

"Benim yakışıklı oğlum neden beni çağırmış bakalım?"

"Şunu yapmayı kes!"

"Neden? Anneni özlemedin mi?" kadın yerine otururken sordu. Chanyeol cevap vermezken aralarında garip bir sessizlik oluştu. Sonunda toparlandığında derin nefes alarak konuşmaya başladı.

the damned | kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin