"Baekhyun senin hakkında bana bir şeyler anlattı." Kyungsoo önündeki soğumaya yüz tutmuş kahvenin bardağı ile oynarken söyledi.
"Hımm..."
"O şey, ne kadar ileri gitti?"
"Senin kadar kötü değildi ama korkutmak için yeterliydi."
"Senin için zor olmalı. Sevgilin..."
"Senin kadar değil. O senin çocukluğundan beri yanındaydı ve sonra seni herkesin önünde..."
"Luhan, ben artık alıştım ama senin için yeni. İlk başta ne kadar korktuğumu hatırlıyorum."
"Hala korkuyorsun. Gözlerindeki korkunun titrekliğini görebiliyorum."
Arada garip bir sessizlik oluşurken soğuyan kahvelerini içtiler.
"Bugün Sehun ile konuşacağım. Büyüyü yapan kadını bulmuşlar."
Luhan konuşmaya devam ederken Kyungsoo sessizliğini korudu. Bir şeylerin farkındaydı. Bugün her şeyin değiştiği gündü.
Kyungsoo, Luhan'ın yanından ayrıldıktan sonra normal adımlarla yolda yürümeye başladı. Ne hızlı nede yavaştı. Jongin'in, Luhan ve Sehun'dan haberi yoktu ve Baekhyun ile uzun sevgilisi onu oyalayacaktı.
Eski evin önüne geldiğinde kapıyı kapatmadan içeri girdi. Okul çantasını ve ceketini girişe bırakırken yaratıkta arkasından girerek kapıyı kapanmıştı. Kyungsoo korkusunu belli etmemeye çalışarak normal bir şekilde hareket ederken yaratık aniden saçlarından tutarak sürüklemeye başladı.
Çerçevelerle dolu duvara çarptığında bir çok çerçeve üzerine düşmüştü. Başındaki acıyı ve boynuna doğru süzülen sıcak sıvıyı hissediyordu. Zorlukla ayağa kalkmaya çalışırken yerdeki camlar ayaklarını kesiyordu.
Tekrar yakalanarak fırlatıldığında çarptığı koltuk geriye kaymıştı. Başından akan kan yerde cetvelle çizilmiş gibi duran çizgi çizmişti. Okul gömleğinin yakası çoktan ıslak, kırmızı bir renk almış, ayakları kandan görünemez hale gelmişti.
Yaratık saçlarından sürükleyerek duvara getirdiğinde başını duvara vurmaya başlamıştı. Her darbede, duvarda kırmızı halkalar oluşuyordu.
*
"Sehun, seninle bir şey konuşmam gerek." Luhan eve girdiğinde sevgilisini televizyon izlerken görünce yanına giderek söyledi.
"Nedir?"
"Ben seninle ilgili bir şey öğrendim."
"Neymiş bakalım bu öğrendiğin şey?" Sehun daha ciddi oturarak sorduğunda Luhan'da kuracağı cümleyi içinden toparlamaya çalıştı.
"Ben bazı şeyler görüyorum ve aynı şeyleri Kyungsoo'da, eski arkadaşın, o da görüyormuş."
"Saçmalama Luhan!"
"Ben ciddiyim ve yaptığın şeyide biliyorum! O yaptırdığın kadınıda, onun neden böyle olduğunuda, her şeyi biliyorum!Benden saklamaya çalışma!" Luhan sesini yükselterek söylediğinde Sehun şaşkınlıkla ona baktı.
"Sehun, yaptığın şeyin bir bedeli vardı. Bu bedelin ben olmamı ister miydin?"
"Luhan..."
"Seni seviyorum ve neden yaptın bilmiyorum ama sana güveniyorum.
"Luhan, ben..."
"Lütfen Sehun, bundan vazgeç. O yaratığa tahammül edemiyorum. Kim bilir Kyungsoo ne durumda."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the damned | kaisoo
FanfictionKyungsoo hasta mıydı? Deli miydi yoksa? Hayır... Hasta ya da deli olmadığına emindi. O kişiler gerçekti. Bedenindeki izler bunun en iyi kanıtıydı.