Ellerimle yüzümü kapatıp sallamaya başladım.
"Keith lütfen açıklamama izin ver."
"Beni tüm öpüşlerin, sarılmaların, bakışların, tüm o sevgi sözcükleri dolu kurabiyeler..." yutkunup yanağından bir damla yaş akarken devam etti, "dün günışığımsın yazıp hiç gitmememi yazdığın kurabiyelerin... Hepsi yalan mıydı?"
Fotoğrafları hızla metal kutuya koyup kutuyu kenara ittim ve yerden kalkıp Keith'in elinden kutuyu kaptığım gibi yatağa attım ve havada asılı kalan ellerini tutup yaşlı gözlerine baktım. İnanamayan gözlerle bana bakıyor, canı çok yanmış duruyordu. Yine ben yapmıştım, korkunç biriydim ve ben onunla mutlu olmayı bile hak etmemiştim.
"Hayır Keith yemin ederim bu yalnızca bir alışkanlık ben seni sev- "
Keith gözlerini kocaman açıp işaret parmağını dudağıma koyarak susturdu.
"Bu kadar yalan yeter. Beni hiç mi sevmedin?"
Sesini yükseltip devam etti.
"Üç yıldır birlikteyiz ve sen üç yılın bir gününün bir saniyesinde bile beni sevmemişin! Grace artık bu bir şaka değil anlıyor musun? Ben sana hayatımı vermeye hazırlanıyorum ve sen hala beş yıl önce aşık olduğun adamın fotoğraflarını topluyorsun öyle mi? Sana verdiğim sevgi bir anlığına olsun ulaşmadı mı? Bunu hak edecek ne yaptım ben Grace? Neden bana bunu yapıyorsun?"
Hıçkıra hıçkıra ağlarken Keith'in gözlerine dahi bakamıyordum. Dediği her şeyi hak ediyordum.
"Keith hayatımın üstüne yemin ederim ki seni seviyorum, seni çok seviyorum ve geçirdiğimiz her saniyeyi çok sevdim seninle olduğum anların hepsini sevdim!"
"Sakın!"
Yüzüne şaşkınca baktım.
"Sakın bir daha hayatın üzerine yemin etme anlıyor musun? Çünkü yıkılacak olan yine ben olurum. Sakın bir daha asla böyle bir şey deme. Ben gittikten sonra bile."
Gözyaşlarım hızlanırken gözlerimi kırpıştırıp yüzüne baktım.
"Ben gittikten sonra bile?"
"Dünyadaki hiçbir aşk bu ihaneti kaldıracak kadar güçlü olamaz. Belki yıllarca ağlayıp seni düşüneceğim belki aklımı kaçıracağım ama hayır daha fazla beni aptal yerine koymana izin vermeyeceğim."
Kafamı sallayıp göğsüne yapıştım.
"Gidemezsin, gidemezsin Keith ne olur gitme! Sana seni sevdiğimi söylediğim her an gerçeği söylüyordum Keith beni tekrar sevebileceğime sen inandırdın."
Keith hafif bir sesle daha önce hiç görmediğim kadar çaresiz bir tonla sordu.
"Nasıl seni bu kadar seven birinin gözlerine bakarak yalan söylemeye devam ediyorsun? Ben seni çok sevmiştim Grace. Seni herhangi birinin sevebileceğinden çok daha fazla sevdim. Ben sana hayatımı vermiştim Grace. Seni sevmek dışında bir şey yapmayan birine bunu nasıl yaparsın? Senden bana aşık olmanı istemedim bile, biraz olsun gerçekten sevmen için yapmadığım, söylemediğim şey kalmadı, ben sahiden bunu hak ettim mi? Söylesene Grace, beni hiç mi sevmedin?"
Yatağa oturup dizlerime dayanmış dirseklerimden destek alarak yüzümü avuçlarımla kapamış hıçkırarak ağlıyor, nasıl kalmasına ikna edebileceğimi düşünüyordum. Ama önünde kalbimi çıkarıp eline versem oralı olmaz gibiydi. Nasıl suçlayabilirdim ki? Ben de olsam aynısını yapmaz mıydım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lütuf
Romance[TAMAMLANDI] Bir müzisyen yaşadıklarını nasıl anlatabilir şarkıları hariç? Ya da şarkılarında gerçekten her şey var mıdır hissettiği? Mesela on yıllardır, binlerce müzisyenin şarkılarında anlatılan "o kadın" olgusu gerçekten nedir? Grace, şarkıla...