Beşinci Bölüm

945 56 55
                                    

Bir Hafta Sonra...

Voldemort, Malfoy Malikanesi, 10:27 pm.

"Lucius, yeter artık!" diye bağırdım. "Sen benim en önemli adamımsın."

"Lord'um," dedi Lucius, sesi titriyordu ama gizlemeye çalıştığı da belliydi.

"Crucio!"

Haykırışı tüm evde yankılanırken, ona acımamam gerektiğini biliyordum. Bu travmadan çıkması gerekiyordu. Narcissa ve küçük velet ölmüş olabilirdi. Ama bu, kendisini bırakmaya neden değildi.

"Lord'um," dedi zorlanarak. Ağzından kan geliyordu. Hayır, bu ona yetmezdi. Aklının başına gelmesi gerekiyordu.

"Lord'um," dedi Bellatrix, odaya birden dalarak.

Azkaban'da neden ölmedin ki Lestrange!

"Sana kaç kere daha söyleyeceğim, Bellatrix, böyle birden dalıverme odama diye!"

"Lord'um," dedi Bellatrix, endişeli bir şekilde. "Snape-"

"Nerede?" diye sordum öfkeyle. "Yakaladınız mı?"

Bellatrix hiçbir şey diyemedi. Kafasını öne doğru eğdi.

Yakalayamazsınız, sizi beceriksizler! Snape o yüzden benim sağ kolumdu. Sizin hepinizden daha becerikliydi-

"Draco ellerinde-"

"Velet umurumda değil!" dedim öfkeyle. "Nereye gittiler?"

Harry, Grimmauld 12 Numara, 10:28 pm.

Başardı! Geri geldi. Biliyordum. Bana söz vermişti çünkü. Geri geleceğini söylemişti. Bana değer veriyor!

"Bakmayı kessene!" diye bağırdı Hermione. "Senden nefret ediyorum, Malfoy,"

"Ben sana deli gibi aşığım ya, Granger!" dedi Malfoy, suratını buruşturarak.

"Yeter, kesin," dedi Snape, bitkin bir şekilde.

"Ne oldu?" diye sordum.

Snape, benim yerime, benimle aynı anda bu soruyu soran McGonagall'a dönerek cevapladı."Çok güzel geçti, evet, Karanlık Lord bana çay ikram etti, karşılıklı pipo tüttürdük mü demem gerekiyor?"

"Snape, anlatacak mısın?" dedi Bayan Weasley. "Fred ve George, buraya gelin!"

"Daha gelecek misafirlerimiz de var mı?" diye sordu Snape, Bayan Weasley'i tersleyerek.

"Ben olmazsam olur mu?" dedi Tonks, içeri girerken. Saçları ne renkti onun, turuncu mu? Hani şu bildiğimiz turuncu?

Fred ve George koşarak mutfağa girdiler. Tonks, Lupin'in yanındaki sandalyeye oturdu. Ve şimdi hepimiz, dikkatli bir şekilde Snape'i dinliyorduk.

"Gittim ve Draco'nun elimizde olduğunu söyledim," dedi, düz bir şekilde.

"Başka?" dedim heyecanla. "Bir şey yaptılar mı," duraksadım ve biraz sesimi kısarak "sana," diye ekledim.

"Evet, Potter," dedi Snape bana bakmamaya gayret göstererek. "Önce kafamı kestiler, sonra da vücudumu kızgın yağa attılar. Bunlar Karanlık Lord'un yöntemleri değil, ama çok canileşmiş bu aralar."

"Harry haklı," dedi McGonagall. "Başka bir şey oldu mu?"

"Bellatrix'le karşılaştım." dedi.

"Onu öldürdün mü?"

Bana verdiğin sözü tuttun mu?

"Hayır, Potter, elimden kaçtı," dedi, yine bana bakmayarak.

Not the Same Without YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin