Wicked games

484 30 14
                                    

Luke pastanenin kapısını ittirdiğinde kapının üzerinde bulunan zil hafifçe çaldı. Beyazlarla döşeli mekan o kadar sade ama bir o kadar da hoş görünüyordu. Burnuna gelen kokular onu mest ederken, gerçekten de burada bulunmayı ilk dakikadan beri sevdiğini fark etti. Burada çalışmaya başlaması harikaydı.

"Luke?" Luke ona seslenen orta yaşlı kadına döndü. "Evet benim."

"Ah merhaba, ben Molly, dün eşim seni işe aldığını söyledi. Bilirsin biz yaşlanıyoruz ve bu pastanenin kapanmasını istemediğimiz için yanımıza genç, senin gibi yakışıklı çalışanlar almak istedik. Burada olduğun için mutluyum tatlım, buraya gel." Luke karşısındaki kadının konuşmasını büyük bir özenle dinleyip gülümseyerek yanına ilerledi, ama kadının ona sarılacağını tahmin etmezdi.

"Teşekkür ederim, bayan Molly." Kadın hafifçe onun sırtına vurdu. "Sadece Molly de, Luke. Artık burada çalışacağına göre ailemizden biri oluyorsun, rahatsız hissetme." Luke duydukları karşısında çok şaşkındı ama tüm bunlar onun hoşuna da gitmişti. İşini garantiye aldığına göre şuanlık kafasında başka bir sorunu yoktu. Molly ona bir önlük verdi ve arka taraftaki fırına geçti. Pastanenin açılmasına beş dakika kalmıştı, hemen gidip kapı üzerindeki kartın 'açık' yazan tarafına döndürdü. Tezgahın alt taraflarındaki tatlıları kontrol etti, her şey yerinde görünüyordu.

Kapının açıldığını belli eden zil çalınca Luke hızla o yöne baktı, kapüşonlu bir çocuk telaşla içeri girip hemen Luke'un yanına geldi.

"Bir kutu karamelli donat, lütf- Luke?" Luke karşısındaki çocuğun ağzından kendi ismi dökülünce hemen onun yüzüne baktı.

O an tam olarak şöyleydi; "Aman tanrım!"

"Sen burada mı çalışı-" Luke alttan donatları hazırlayıp paketledi ve çocuğa uzattı. Lafını bitirmesine izin vermedi. "Bir kutu karamelli donatlarınız hazır. Borcunuz 23 dolar, afiyet olsun."

Luke neden onu böylesine geçiştirdiğini bilmiyordu ama farkında olmadan iç güdüleri onu yönlendirmişti. Michael ile böyle 'tanışmak' istemiyordu, yani en azıdan çalıştığı yerde ona hizmet ederek olması fazla kötü görünürdü.

Michael hiçbir şey anlamadığı için ve acelesinden dolayı cebinden çıkardığı 25 doları "Pekala." diyerek ona uzattı. Poşetini almasına rağmen kıpırdayamıyor gibiydi, gözleri sarışın çocuktaydı. Arkasından çalan kornayı hissedene kadar orada öylece dikildi. En sonunda "Üstü kalsın." dedi ve pastaneyi terk etti.

Luke ise oturacak bir sandalye arıyordu, anlamlandıramadığı bu heyecanı dizginlemeliydi çünkü.

_____________________________________

Hayat çooook sıkıcı aşık olmam gereeeeek

C2.me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin