Brazil

429 33 15
                                    

Michael: şey

Michael: ben geldim

Michael: pastanedeyim ama seni göremiyorum

Lukey: markete gitmiştim hemen gelirim bekle

10 dakika sonra

Luke pastaneden içeri girdiğinde gözleri etrafta Michael'ı arıyordu. Michael ise cam kenarında kafasını masaya koymuş dışarıyı izliyordu. Luke'un geldiğini gram sezmemişti ve sadece bekliyordu, ama içindeki bastırdığı heyecanı yalnızca Tanrı biliyordu.

Luke onu bulduğunda ne yapması gerektiğini bilemeden koca pastanede dikiliyordu. İnsanlar ona bakıyordu fakat o bunu fark etmiyordu bile. Gözleri cam kenarındaki çocukta takılı kalırken ellerindeki poşetlerle dikilmeye devam etti. En sonunda Michael kafasını kaldırıp Luke'un gelip gelmediğini bakacaktı fakat buna gerek kalmadı, çünkü Luke karşısında ona bakıyordu. Oturduğu yerden kalkmayı akıl edemedi, sandalyede dikleşerek elini havaya kaldırdı sanki Luke'un ona görmesini ister gibi ama garip olan şey birbirlerinin suratlarına bakıyor oluşlarıydı. Michael bu anın bu kadar dramatik olacağını tahmin etmezdi ama işe bakın ki tüm bu dramın içindeydi.

"Hey," dedi hafifçe Michael, Luke ona yaklaşmıştı biraz olsun.

"Hey." diye karşılık verdi, imkanı olsa elini kaldırırdı fakat poşetler buna engel oluyordu.

"Luke, gelmişsin. Paketleri içeri bıraktıktan sonra çıkabilirsin tatlım, iyi eğlenceler!" Molly arkadan Luke'a seslenince, Luke o zaman kendine gelebilmişti. Michael'a hafifçe gülümseyip arka tarafa gitti ve hızlı davranarak üzerindeki önlükten kurtuldu, paketleri yerleştirdi ve deri ceketini sırtına geçirerek Michael'ın yanına gitmeye hazırlandı. Hazırlanırken döktüğü bir kaç malzemeyi ise ufaktan toparladı, Michael fazlaca onu beklemişti ve daha fazla bekletmek istemiyordu. Nihayet Molly'e veda edip Michael'ın yanına gitti.

"Gidebiliriz." Michael beresini kafasına geçirdi ve montuna iyice sarıldı.

"Güzel." Beraber pastaneden ayrıldılar.

"Konser saatine daha olduğuna göre ne yapmayı düşünürsün?" Luke kafasını hafifçe ona çevirip suratını izledi ama bunu farkettirmeden yapmaya çalışıyordu.

"Aslında hamburger yemek istersin diye düşünüyordum." Michael'ın sesi sakin ve kısık tonluydu, kesinlikle telaş içermiyordu.

"Olur, sen ısmarlayacaksan." Michael gülerek onayladı.

"Meraklanma, benden."

"Peki o zaman." En yakın alışveriş merkezine yürürken bir süre ikiside konuşmadı. Michael'ın kendini kasarak öksürmesi dışında pek bir ses dönmüyordu aralarında.

Ama Michael aniden Luke'u durdurdu ve kendine çevirdi. Luke daha ne olduğunu anlayamadan boynuna dolanan kollarla irkildi ve mavi irisleri gözünden çıkacak gibi hissetti. Ama hiç biri olmadı. Teni serin bir sonbaharda sıcaktan kavruldu.

"Sarılacağımı söylerken şaka yapmıyordum, beni ergen bir kız gibi görmekten de vazgeç." Suratının birazı Luke'un omzuna gömülü olduğu için sesi boğuktu.

"Sorun etme, duygular ergenliğe girmiyor."

Ve Luke'ta Michael'a sarıldı.

____________________________________



((((:

Çok sevimli benc

C2.me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin