10 🌌 Yok olmak

123 13 4
                                    



Kyungsoo

Jongin'in uyanmasından beri 7 gün geçmiş, bu koskoca güne yaşayabildiğimz her şeyi sığdırmıştık sanki.

O kadar iyi bir kalbi vardı ki... Onca yaptığım şeye rağmen bana kalbini açmış, kalbimi yumuşatmıştı. Benim taş kalbim, Jongin sayesinde yumuşamıştı.

Baştan beri sezmiştim bu enerjisini. Evren yapma diyordu sanki bana, kıyma ona.

Bu 7 günde dünyanın en mutlu insanıydım. Ta ki Jongdae'nin bir şeyler sezdiğini fark edene kadar. Jongdae, asla vazgeçmezdi. Benim aşık olduğum adam olsa bile, vazgeçmezdi. Bu yüzden ondan yeterince saklamaya çalışmıştık fakat, beni dün Jongin'e sarılırken görmesine kadar.

Odadan çıktığımda bana yumruk geçirmiş ve kendime gelmemi zırvalayıp gitmişti. Ama ben, şu yaşadığım hayat boyunca ilk defa bu kadar kendimdeydim. İlk defa hissediyordum.

Şu anda da Jongdae'yi bekliyordum, konuşmak için. Onu görür görmez konuşmamız gerektiğini söylemiştim ama beni geçiştirip bir saate geleceğini söyleyip kaçmıştı.

Kapı açıldı ve Jongdae içeri girdi. Yanıma yaklaşınca yaslandığım duvardan doğruldum.

Derin bir nefes alıp durumu düzeltmek için konuşmaya başladım.

"Bak Jongdae... Her şeyi yanlış anladın. Jongin'le aramda hiçbir şey yok tamam mı. Halâ ondan nefret ediyorum. Sandığın gibi değil."

Jongdae sertçe gözlerimin içine baktı. Sakince söylediği cümleler birden bağırmaya dönüşünce yerimde irkildim.

"Gözlerime iyi bak Kyungsoo. İnanmış gibi duruyor muyum? Sen beni çocuk mu sandın! Anlamayacak mıydım sanki ha! Ama ne var biliyor musun? PİŞMAN OLACAKSIN! Keşke Jongin'i sevmeseydim, keşke ondan uzak dursaydım, keşke yok olsaydım diyeceksin! Acı çekeceksin!"

"Olayı büyütme Jongdae. İlk ve son kez diyorum: Deney bitti. Devam etmeyeceğiz."

Gözlerini irileştirip bana inanamazca baktı.

"Bir pislik parçası seni ne hâle getirmiş. Yazık. Sen yıllarca bu deney için çabalamadın mı? Nasıl bir anda bundan vazgeçebilirsin! Sen ister iste ister isteme, ben devam edeceğim!"

Söyledikleri gerilmeme sebep olurken içimdeki sinirin dışarı çıkmasına engel olamadım.

"Suç mu lan sevmek?! Onun kılına bile zarar gelmeyecek. Anlıyor musun? Bunu o kalın kafana ve taş kalbine sok! Deney bitti ve Jongin'i alıp gideceğim."

"Hah! Öyle mi diyorsun? Sen öyle sanmaya devam et. Çünkü Jongin bir kaç dakika sonra tamamen yok olacak."

Ona anlamsızca baktım. Ne demek istiyordu?

Şeytanca gülümseyip ani bir hamleyle kapıya koştu ve çıkarken üzerime kilitledi.

"Jongin bir kaç dakika içinde tamamen yok olmuş olacak."

Söyledikleri aklıma hücum ederken gözlerime dolan yaşlarla kafamı iki yana sallayarak sayıklamaya başladım.

"Hayır, hayır... Olamaz! OLAMAZ!"

Kapıyı var gücümle yumruklarken çabasızca yerimde tepinip duruyordum.

"JONGDAE LÜTFEN. YAPMA!"

the accessible | KaiSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin