8- "Sır saklayabilir misin?"

731 50 13
                                    

Merhaba :) Dün yayınlayamadım kusra bakmayın. Bu aralarda performans ve proje ödevleri nedeniyle aksama olabilir ama henüz değil. Yani şu anlık rahatız :) Neyse bölüme geçin iyi okumalar :) Bölüm şarkısı: Adele- Set Fire To The Rain. Multi: Dicle :)

    Beynim sanki durmuş gibiydi. Telaştan ne yapacağımı bilemiyordum. Eğer burada polisler tarafından görülürsek bizi kesinlikle alırlardı. Bir kere reşit değildik ve pis işlerin döndüğü bir mekandaydık. Herhalde bu hayatımda geçirdiğim en kötü geceydi. Aklıma hiçbir şey gelmemekle beraber öylece durduğum yere çakılı kalmış gibiydim. Ve fazla vaktimizde yoktu. Aras bir süre tırnaklarını avcuna geçirdikten sonra derin bir nefes verdi. Bunun anlamını biliyordum, koşma maratonumuz başlıyordu. 

   Aras beni kolumdan tuttuğum gibi dengemi kaybedip az daha yere düşmeme bakmaksızın hızla barın içinde yürümeye başladı. Hayır, koşmuyordu. Sanırım içerideki insanları telaşa düşürüp polislerin ilgisini çekmek istemiyordu. Akılıca bir yöntem denilebilirdi. Bu durumda biz sadece kendi paçamızı kurtarmanın derdindeydik. Burada içip sızan ayyaşların hepsinin canı cehennemeydi. Biz hızla barın arka tarafına doğru yeniden gitmeye başlarken o kasvetli ve iğrenç ortamı tekrar göreceğim için biraz huzursuzdum. Biz o sigara izmaritlerinin geçilmediği küçük koridora girerken 'çat' diye bir ses ve ardından hızla ilerleyen ayak sesleri geldi. 

    "Polis! Sakın kıpırdamayın, kimlikleri çıkarın!"diye gür bir ses duyuldu. Bunun üzerine Aras koridorda bulunan ve az önce birinden Aras tarafından kurtarıldığım üç ahşap kapıdan ortadakini açtı ve beni içeri soktu. Aceleyle ,kaçmak için bir bar odasına sığınmıştık ama burada hiçbir şey yoktu. 

Kapana kısılmıştık. 

    Ben telaştan neredeyse saçlarımı yolarken Aras, gözlerini yere sabitlemiş öylece bekliyordu. Sanırım, onun da bir fikri yoktu. Aras'ın bir fikrinin olmaması demek her şeyin bittiği anlamına geliyordu. Açıkçası hızla buraya ilerlerken Aras'a güveniyordum. Fakat o da beklediğini bulamamış gibiydi. Herhalde odada pencere gibi bir şey bekliyordu fakat sadece havalandırma amacıyla yükseğe yapılmış küçük bir pencere vardı. Aras, gözlerini yerden çekip pencereye diktiğinde sanki aklında bir şimşek çakmış gibi gülümsedi. Bana henüz fikrini zikretmeden önce kolumdan çekip pencerenin yanına getirdi. Ne demek istediğini anlamıştım fakat onun deli olduğunu düşünüyordum. Bu pencereden dışarı çıkmak epey zordu.

    "Çıldırmışsın olmalısın." diye çıkıştım o bana pencereyi işaret ettiğinde. Telaştan neredeyse yerinde duramıyordu. Bu tepkime şaşırmış ve oldukça sinirlenmiş olacak ki elini saçından geçirip gözlerini büyüttü. Öldürücü bakışlar eşliğinde "Daha iyi bir fikrin var mı? Bu kapıdan çıktığımız anda yakalanırız."diye fısıldadı. Sesinin çıkmamasına dikkat ediyordu çünkü bu kapının hemen ardında bile polis olabilirdi. Bu da vaktin azlığına işaret ediyordu. 

   "Peki bu pencereye nasıl ulaşacağız?"dedim oflayarak, kendimce huzursuzluğumu belirtiyordum. Aras, kalorifer peteğini işaret ettikten sonra gözleriyle tırmanmam için talimat verdi. Tek bacağımı kalorifer peteğinin üstüne çıkardıktan sonra yukarıya doğru uzanan borudan destek alarak ayaklarımı yerden kestim. Şu an tek duam buradan kurtulabilmekti. Fakat bu kadar yükseklik pencereye ulaşmama ne yazıkki yetmiyordu.Mecburen ince borunun duvara bağlandığı yere ayağımı koyup kendimi biraz daha yükseğe çektim. Bu yükseklik yeterliydi. Kollarımla pencerenin pervazından destek alarak böyle kalmayı başarıyordum. Elimi pencerenin koluna atıp hızla pencereyi açtıktan sonra kendimi dışarı doğru itmeye başladım. Pencere odaya göre gayet yüksekte olmasına rağmen dışarıda yer hızasındaydı. Sürünerek pencereden çıktıktan sonra etrafımı inceleme vaktim oldu. Etraf toz toprak içerisindeydi ve birkaç çöp konteynırı vardı. Bir de çok uzaktan gözüken bir sokak lambası. Aras, benim aksime daha hızlı bir şekilde pencereden çıktıktan sonra üstünü başını silkeledi ve derin bir oh çekti. Rahatlamışa benziyordu. Sanırım atlatmıştık. 

Beni Sevdiğin Sürece (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin