5- "Korkman için ek süre vereceğim."

886 51 18
                                    

Merhaba :) Beklettiğim için üzgünüm ama proje ödevi ve 1000 inkılap sorusu yüzünden bir kaç gün geciktirdim. Neyse haydi bölümee ! İyi okumalar !! :) Youtube sorunu nedeniyle şarkı paylaşamıyorum ama bölüm şarkısı Linkin Park- Numb. Multi: Aras :)

   Gözlerimi iyice açıp içeride gördüklerimin gerçekliklerinden emin olmaya çalışıyordum. Aras için bile bu kadarı fazlaydı. Onun tam bir bela olduğunun farkındaydım ama bu sigara gibi normalleşen bir şey değildi. Bu uyuşturucuydu. Üstelik yerdeki iğne ve lastiğe bakıldığına göre o direkt damarına enjekte ediyordu. Bunu yapmak tehlikeliydi, Aras'tan bile tehlikeliydi. Ölümüne bile sebebiyet verebilirdi.

Üstelik o sadece 16 yaşındaydı! 

   Aras, hızlıca arkasını dönüp yerdeki eşyaları gelişi güzel yatağın altına ittirdi. Gördüğümün farkındaydı ama yinede saklama ihtiyacı duymuştu. Gözlerini adeta pörtleterek bana baktığında yine o korkutucu havasına bürünmüştü. Masumiyeti kuş olup gitmişti. Aceleyle bir adım geriye gittiğimde başımın bu sefer daha fena belada olduğunun farkındaydım. İkinci kez Aras'ı dikizlerken yakalanmıştım ama bu daha ciddiydi. Ayrıca artık iyice Aras'ın gözüne batmaya başlamıştım. Bunun daha ciddi olmasının nedeni bir kez uyarı almama rağmen hala uslanmamış olmamdı. Ayrıca onu her dikizlediğimde bir sırrını keşfediyordum ki bu Aras'ın sinirine dokunuyor olmalıydı. Yani benden kurtulmak bile isteyebilirdi.

Yani belanın bir ucu bir şekilde bana dokunuyordu. 

    Hızlıca bana yaklaştığında ilk olarak kapıda duran bedenimi, belimden hızlıca knedine doğru çekip beni odanın içine almak oldu. Daha sonra kapıyı kırarccasına kapattı ve beni kendiyle kapı arasına sıkıştırdı. Bana bu kadar yakınken ne yazıkki nefes alamıyordum. Ben nefesimi tutmuş sadece onun karanlığa bürünmüş mavi gözlerine bakarken o, az sonra söyleyeceklerinin oldukça kırıcı ve dikkat çekici olması için uğraşıyor gibiydi. Kabul, hatalıyım. Onun habire sırlarını öğreniyordum ama o saklamak için uğraşmıyordu işte. Yani benim kadar onun da hatası vardı. Ama onun gözünde hatalı olan tek kişi bendim. Ve ceza çekmesi gereken de...

   "Ne yapıyorsun burada?"diye tısladığında gözlerindeki öfke benim içimi ürpertmişti. Yine odukça sinirliydi. Ve bu siniri beni öldürmeye yetebilirdi. Ben yutkunmakta zorlanırken o, bir cevap için sabırsızlanıyordu. Ve onu daha fazla beklettiğim takdirde sanki her an saldırmaya hazırdı.

    "Sadece bir şeye ihtiyacın var mı, diye geldim."dedim hızlıca. Gözlerini kısıp alayla güldü. Mavi bakışları beni aşağılıyor, yerin dibine sokuyordu. Sanki sözlerime inanmıyordu. Gözlerini devirip beni tutan elini saçlarıma götürdü ve yüzüme düşen perçemi geriye doğru ittirdi. Elmacık kemiğimden başlayarak çeneme kadar uzun parmaklarını gezdirirken gülümsemesi arttı. Sanki bu acizliğim ona zevk veriyordu.

    "Burada gördüklerini hafızandan sileceksin, yoksa o güzelim yüzünde kapatamayacağın yaralar oluşur."deyip yanağımdan bir makas aldı. Fakat bu öyle normal bir makas alma gibi değildi. Bir tehditti. Bu yüzümdeki hafif sızıdan da anlaşılıyordu. Hayvan, ne biçim sıkmıştı. 

     Beni artık sıkıştırmakten vazgeçip çekildiğinde hızlıca kapıyı açıp odadan çıktım. Çünkü artık ölecek gibiydim. Koridorda telaşla yürürken kilerden çıkan annemi ve elindeki ıslak çamaşırları görmeyip bir anlık afallamayla çarptım. Başımdan aşağı dökülen çamaşırları sepete yeniden koymak için mücadele verirken annem dikkatsizliğim ile ilgili söyleniyordu. Klasikti bunlar. Bu yüzden hiç takmıyordum.

    Son çamaşırı da sepete yerleştirdikten sonra "Bunları Aras'a götüreyim."dedi annem. O an fark etmiştim bu giysilerin Aras'a ait olduğunu. Ne zamandır ben erkek tişörtü giyiyordum ki? Bir an önce bir şeyler düşünüp annemi engellemem gerektiğini fark ettim. Az önce gördüğüm manzarayı annem de görürse Aras bunu benden sorumlu tutacaktı. Psikopat ve bela biri olduğunu hesaba katarsak bana yapmayacağı şey yoktu ki yüzümde açacağı morluklar sadece bunun %10'u falan olurdu herhalde. Açıkçası onun gerçek yüzünü öğrendikten sonra,ki bunu yaşadıklarıyla ilişkilendiriyorum, ondan eskisi kadar çekinmiyor veya onunla karşılaşınca titremiyordum, yakın mesafeler hariç, ama bu yinede yapabileceklerini değiştirmiyordu. Belkide ona alışmaya başlamıştım ama pek ihtimalde vermiyordum. Daha kaç gün olmuştu ki?

Beni Sevdiğin Sürece (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin