5.Bölüm

12 3 11
                                    

Geçmiş... Zamanında aldığınız darbelerin izini bırakır. Mesela size bir daha sevmemeniz gerektiğini öğretir...

Geçmiş acıdır.

Geçmiş asla geçmiş olmaz..

Geçmiş  asla  unutulmaz...

Sadece size bazı şeylere alışmanız gerektiğini öğretir... Geçmiş insanın unutmak isteyipte unutamacağı acı gerçeklerdendir. Çoğu şeyi unutmak isteriz ama yapamayız... Gün gelir yine karşımıza çıkar. Gün gelir yine o gerçeklerle yüzleşiriz.

Şimdi bende asla karşılaşmak istemediğim geçmişimle baş başaydım. Bu şimdi çok acıydı...

Tam 3 yıl önce ki canım gibi sevdiğim adam karşımdaydı... Ben onu severken beni sevmeyen adam..

Dile kolay gelen o 3 sene benim için çok kötüydü.. 

Birini seviyorsunuz oda sizi seviyormuş gibi.. ama sonra çekip gidiyor. Sonra çok sonra onun sizi sevmediğini, umrsamadığını anlıyorsunuz. Canınız yanıyor.

Ama en çok ne zaman canınız yanıyor biliyor musunuz? Sevdiğiniz insan başkasını severken, başkasına sarılırken... Dünya'nız başınıza yıkılıyor.

Bu acı dayanılmicak gibi geliyor. Kalbinizdeki hançerler canınızı yakınca bile gıkınızı çıkaramıyorsunuz. Çünkü o başkasını seviyor. O mutluyken siz mutsuz!

Kahverengi gözlerini üzerimde gezdirmeye devam ediyordu. Dilini şaklattı.

Cadde'nin ortasında göz yaşlarım birikmiş halde onunla karşı karşıyaydım. Zoraki dilimden

"Selim.." kelimesi döküldü. Şimdi gözlerim neden doluydu bilmiyorum belki de şimdi zamanında çektiğim acılar için ağlıyordum. Saçma ama gerçek.

Hayır artık onu sevmiyordum. O benim için bitmiş bir hikayeydi. Okudum, ezberlemedim ama bitti!

"Özür dilerim İzel..." dedi. Pişmanlığını sezdim gözlerinden ve gülümsedim.

Acıtsa da "Ne için?" dedim. Evet cevabını bildiğim bir soruyu soruyordum. Belki de acıtmasını istiyordum.

Her zamanki gibi özen göstermediği halde çok güzel duran saçlarını parmaklarına doladı ve çekiştirdi. Gözlerini kaçırdı. Bu çaresizliği içime su serpti. Bu benim galibiyetimdi sanırım.

"İzel çok aşığım sana.. çok pişmanım. Elimi tut." Dedi ve elini uzattı. Ağlamak üzereydi. Şuan acınacak bir haldeydi. Uzattığı eline baktım.

Sonra aklıma dolu dolu yeşil gözler geldi...
Daha sonra gözlerimin önüne bana bakan çatık kaşlı ve sinirli bir yüz. Barlas'ın yüzü...

Barlas'ın yüzü aklıma gelince içim huzurla doldu sanki... Gülümsedim.

"Git Selim."

"Özür dilerim. Affet" dedi çok içten bir şekilde.

"Ben artık seni sevmiyorum." dedim bende ciddi olduğumu düşündüğüm kendimden emin bir tavırla.

"Yalan söylüyorsun." diyip kolumu tutup kendine çekti. Kolumu morartacaktı. Bağırarak

"Bırak Selim" dedim.

"Bana beni sevdiğini söyle İzel" diye sokağı inletecek şekilde bağırdı. Şuan daha önce gelmediğim lüks villaların olduğu bir caddedeydim. Geçmişin hatrına son kez konuşmak istemişti. Numaramı birinden bulup bana mesaj çekmişti. Bende geçmiş defterini sonsuza kadar açılmamak üzere kapatmak için gelmiştim. Geldiğimde hava tam karanlık değildi ama beni bekleterek havanın kararmasını sağlamıştı..

GururHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin