Otuz iki

57 10 58
                                    


Meri elindeki telefonunu döndürmeye çalışırken yanındaki çocuk da ona bu kadar yakın olmanın şaşkınlığı içerisindeydi. Konuşmak istiyor ama konuşamıyordu. Yine de seviniyordu zira birlikte susmaları bile güzeldi onun için.

"Adın neydi?" diye sorduğunda cevap vermedi Meri. Zira üstüne bile alınmamıştı. Bunu fırsat bilerek çaktırmadan cebinden telefonunu çıkardı turuncu saçlı çocuk. Meri onu umursamadan telefonuyla uğraşırken onun bir fotoğrafını çekmek istedi ama bunu yaptığında yanlış anlaşılacağını bildiğinden aklının bir köşesine kazıdı: Bir gün Meri'yle güldükleri bir fotoğrafları olacaktı.

Mobil veriyi açmadan önce telefonunun sesini kıstı. Anonim uygulamaya girdiğinde Meri'nin mesajı düştü sayfanın en başına. Ona yazan anonimlerin hiçbirine cevap vermemişti şimdiye kadar çünkü Meri'den başkasıyla konuşmayı bile ona ihanet sayıyordu. Bazen kendi kendine gelin güvey olduğunun farkındaydı ama yolu tam olarak kapanmadan -ki bu yol kapama işini ancak Meri evlendikten elli yıl sonra falan kabul ederdi- ondan vazgeçmek istemiyordu.

Onunki takıntı değildi. Meri olmadan öleceğini düşünmüyordu. Hatta onsuz yirmi yıl yaşadıysam bundan sonra da yaşarım dediği oluyor ama Meri'yi severek geçireceği bir ömür ona daha cazip geliyordu.

Meriben: Kırılmazdım.

Meriben: Zira kırılabilme ihtimalimi düşünerek yazdım onu.

Meriben: Bir şeyleri bilmen gerektiğini düşündüm.

Anonim: Üzüleceğimi düşündün mü peki?

Yanındaki kızın elindeki telefon, attığı mesajın gittiğine dair bildirim vermezken Meri'nin yüzünü görmeye çalıştı. Attığı mesajları hangi yüz ifadesiyle okuduğunu görmek istiyordu. Meri, ifadesiz bir şekilde elindeki telefona gelen mesaja bakarken parmakları hareketlendi.

Meriben: Düşündüm,

Meriben: Düşündüm kısa bir anlığına ama bir anonu neden düşündüğümü bulamadım.

Meriben: Sonra bu zamanımı daha yararlı bir şey için kullansaydım dedim.

Meri attığı mesajların ardından üzüldü ama iş, işten geçmişti. O, sevilmemeye alışkındı. Birinin onu sevme ihtimali bile gözünü korkutmaya yetiyordu. Bu sebeple de sevgi gördüğü kalbi eşeleyip yaralamaya çalışırdı.

Anonim: Ben sadece bir anon değilim,

Anonim: Ben seni seven bir anonum.

Meriben: Bu şekilde devam etmesek mi?

Anonim: Konuyu değiştireyim o hâlde,

Anonim: Bugünkü bilgimi öğrenemedim.

Meri mırıldanmayla karışık, "Ne bilgisi?" dediği sırada sessizce güldü turuncu saçlı çocuk. İlk kırgınlıklarına sebep olan bilgileri bile unuttuğuna göre ona sıklıkla hatırlatma yapması gerekiyordu. Sorun değil, diye düşündü. Bir ömür sana kendimi hatırlatabilirim.

Anonim: Bana her gün kendin hakkında bilgi verecektin,

Anonim: Unuttum deme sakın!

Meriben: Unuttum. :(

Anonim: Hatırlattım işte... :(

Meriben: Sürekli bir şeyleri unuturum.

Meriben: Bugünkü bilgi bu olsun o hâlde,

Meriben: Konuşmanın ortasında, "Biz ne konuşuyorduk ya?" dersem şaşırma.

Anonim: Sorun değil,

Anonim: Zira biz, sana olan aşkımdan, sevgimden hep bahsedeceğiz.

Anonim: Sıklıkla bahsedeceğimiz için onları unutmayacaksın.

Meriben: Hım...

Meriben: Her neyse yani.

Meriben: Sen bana ne söyleyeceksin?

Meriben: Karşılıklı bilgi alışverişi olacaktı bu,

Meriben: Öyle hatırlıyorum.

Anonim: Bir unutup bir hatırlıyorsun. :(

Anonim: Hatırladıklarında da nokta atışı yapıyorsun.

Meriben: Keskin nişancı olacak kızım da kraliçe olmak narin kollarımı yoruyor diye olmuyorum.

Meriben: Evet, bilgi?

Anonim: Seni seviyorum.

Meriben: Bilmediğim bir şey söyleyecektin.

Anonim: Hım, bunu bildiğinden emin değildim de söyleyeyim dedim.

Anonim: O zaman fiziksel bir özelliğimden bahsedeyim,

Anonim: Turuncu saçlarım var. :(

Turuncu saçlı çocuğun attığı mesajı okuduğu anda yanındaki çocuğa döndü Meri. İşte şimdi bittim, diye düşündü turuncu saçlı çocuk. İşte şimdi beni Meri'nin elinden alabilene aşk olsun. 


Ben Meri | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin