Teoman - PapatyaOh, papatya
Yüzümün hâline bak
Seninle kim kalacak ışıklar kapanınca?
Benden çok uzakta~
Ruhumda bir kanser var ve gitgide büyüyor.
Kanser.
Tek bir kelime ile insanın içi nasıl ürperebilir ki?
Bir saniye bile düşünmek onu, bedenimi çoktan sarıp beni alt ettiğini hissettiriyor bana. Çoktan yeniliyorum.
Kelimelerle oynamayı pek sevmem, aslında. Aramız bu aralar kelimelerle limoni. Benim de kendimi ifade edişim böyle oluyor işte. Anılara tutunuyorum.
Aklım gitti anılarıma. Bora bir anda yanımdan çekip gittiğinde, terk edilmiş hissettim. Altı yaşıma döndüm bir anda.
O güne geri döndüm.
Annemle İzmir'in meşhur fuarında dolaşıyorduk. Her taraf kalabalıktı. İnsanlar şık giyiniyordu. İzmir'in özel, senede bir kez yapılan etkinliğindeydik. Konser alanında o zamanlarda hatırlamadığım ünlü bir şarkıcı şarkı söylüyordu. İnsanlar ellerinde bira şişeleri ile ayakta dans ediyor, şarkıya eşlik ediyordu. Birbirlerine bakarak kahkahalar atıyorlardı. Annemin elini sıkıca tutuyordum. Yavaşça park alanına doğru baktım. Yaşıtım çocuklar salıncakta sallanıyor, kaydırağa ters bir şekilde koşup yukarıya çıkmaya çalışıyorlardı. Hızla annemin elinden çektim.
"Anne!" dedim heyecanla. "Gidelim mi?"
Annem elimi bıraktığında koşarak parka ilerledim. Hızla oyuncaklara ilerledim. Merdivenleri bir bir çıkarak kaydırak sırasına girdim. Yanıma yaşıtım bir oğlan geldi. Elinde minik bir papatya tanesi vardı. Bana uzattı gülümseyerek. Papatyayı elinden aldım ve ona bakarak güldüm.
"Bana mı?" dedim gülerek. "Teşekkür ederim."
Çocuk cevap vermeden hızla kaydıraktan kaydı. Hemen arkasından kayıp dikkatle papatyamı avcumun içine sakladım. Kaydıraktan inip parkta gözlerimi şaşkın şaşkın dolandırdım. Annemi aradım bir an. Göremedim.
Koşarak parktan çıkıp kalabalığa karıştım.
"Anne!" diye bağırdım şaşkınlıkla. Papatyayı sıkıca tutuyor, korkuyla insanlara bakıyordum. "Anne?" dedim tekrardan. Annemsizlik bir an için bana ölümü hatırlattı. Tek başımaydım. Büyük insanların etrafından koşarak sıyrılıyor, anneme bakıyordum. Kafamı kaldırıp baktığım her yabancının yüzünde annemi arıyordum.
Bir anda kolumdan tutup beni kendine çevirdi. Annemi görünce ona sarılmak için sıkıca kollarımı yukarı uzattım. Annem yanağıma çok sert bir tokat attı. Yanağım uyuştu, avuç içlerim hızla betona doğru yapıştı. Avuç içlerim aşındı, yandı.
"Neredesin sen!" diye bağırdı hızla. Olduğum yerde ağlamaya başladım. Papatyam dümdüz olmuştu. Şaşkın kalabalık yalnızca bizi izliyordu. "Nereye gittin sen!" diye bağırdı ve hızla kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı. Yanağımın yandığını hissediyordum. Papatyayı yerden aldım ve düzeltmeye çalıştım.
"Kim verdi bunu?" dedi bağırarak ve papatyayı alıp bir anda yere attı. Ayağı ile hızla ezdi. "Orospu musun sen? Bu yaşta erkeklerden çiçek mi alıyorsun!" diye bağırdı. Kolumdan sürükleyerek beni yürütmeye başladı.
Papatyam öldü o gün.
Papatyamı terk ettim.
Bora, beni o günlere götürdün bir an.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAĞANAK YAĞMUR | +18
Teen FictionYağmur, evli bir adam olan Bora Acar'a aşık olur. Onu elde etmek için türlü oyunlar oynamaya başlar. Bir yandan Bora'nın eşiyle yüzleşir, bir yandan yüzleşmeye korktuğu geçmişiyle. "Birlikte çamura mı bulaştık?" diye sordum şehvetle. Nefes nefeseydi...